İslam sanatındaki geometrik desenler, Müslüman filozof ve sanatkarlarının ortaya çıkardığı bin yıllık bir gelenek. Yeterince alaka görülmediğinden dolayı köhneyen bu sanatı tekrar ihya etmeye çalışan kişi ise Hollandalı Eric Broug.
Eric Broug, Müslüman değil ancak pek çok müminin farkında olmadığı İslami bir sanatın hem hocalığını yapıyor hem de sanatını icra ediyor. Ortadoğu araştırmaları okuduktan sonra 10 sene önce karşısına çıkan bir kitaptan etkilenerek İslamî; geometrik desenlere alaka duymuş. Bir kitapla başlayan heves zamanla büyük bir cazibeye dönüşmüş ve şimdi onu dünyanın dört bir yanına sürüklüyor. Broug, İslam dünyasında Fas'tan Endonezya'ya kadar yayılan bin yıllık bir süsleme geleneğini tekrar canlandırma peşinde. Bugüne kadar içinde Türkiye'deki tarihi yapıların da bulunduğu süslemeler hakkında kitaplar kaleme aldı. Halihazırda seminerler verip atölye çalışmaları yapıyor. Büyük bir zevk duyarak icra ettiğini söylediği bu işin dünyadaki birkaç yetkili isminden biri.
İlk Müslüman matematikçiler ip kullanıyordu
Eric Broug, kitaplarında ele aldığı desenleri ait oldukları cami, külliye, medrese, bedesten, kule gibi yerlerin ismiyle anıyor. Geometrik tasarımda önemli olan, bir merkez daireden geçecek dairelerin diğerleriyle olan ilişkisi. 4, 5 ve 6 büklümlü üç ayrı çeşit bu süslemelerin temelini teşkil ediyor. Sabit açılı bir pergel ve cetvel bu sanata ilgi duyanların ihtiyacı olduğu iki alet. Açının bir milim bile oynaması dış dairelerde yapılacak desenin bozulması anlamına geldiğinden, buna çok dikkat göstermişler ve ortaya muhteşem sanat eserleri çıkmış. Elde edilen motifleri çini, mermer, ahşap, sedef ve kıymetli taşlar üzerine uygulamışlar. Pergel ve cetvelin olmadığı devirlerde ise Müslüman ustalar basit bir iple bu işi görüyormuş. Bu yolla bir mimar sabit bir nokta etrafında gerdiği ipler sayesinde mükemmel denilebilecek daireler oluşturabiliyordu. Birbirine çok uzak memleketlerde aynı desenlerin olabileceğini ifade eden Broug, “Bu belki bir rastlantı da olabilir. Fas'taki bir deseni Anadolu'da veya Hindistan'da bile görmek mümkün.” diyor. Hollandalı sanatçı, geçtiğimiz hafta özel bir okulun davetlisi olarak İstanbul'a geldi. Bu vesileyle Broug ile İslam sanatını konuştuk.
İslam geometrisi kaynağını nereden alıyor?
Sanatkârların hemen hiçbiri yaptığı eserlerinin üzerine isimlerini yazmamış. İlk örnekleri Batı Şeria'da görülüyor. Emeviler devrinde yapılmış bir yazlık sarayda kullanılıyor. Hişam'ın Sarayı diye araştırırsanız pek çok desen örneğiyle karşılaşırsınız. Mesela Sultan Selahaddin Eyyübi'nin meşhur minberini, Halepli iki biraderin yaptığını biliyoruz. Geometrinin, o dönemde süslemenin bir yan unsuru değil çok büyük rol oynayan bir yıldız olduğunu görebilirsiniz.
Bu sanatın ismindeki İslam kelimesi nasıl ortaya çıkmış?
Bu işle uğraşan herkes bu sanatı on yıllarca böyle adlandırmış. Benim ilk tanıştığım kitapta ‘Arap geometrik' tabiri kullanılıyordu. Bu süslemelerin sadece Arap memleketlerinde kullanılmadığını görüyoruz. İran, Türkistan, Pakistan, Türkiye'de var. İslami tabiri tüm bu noktaları içeren asgari müştereği temsil ediyor. Alternatifi de yok.
Peki bu desenlerin metafizik manalarının olup olmadığı üzerinde durdunuz mu?
Bu konu hakkında çok soru soran oluyor. Evvela bu sembollerin bir manası olup olmadığını merak edenler için bu işaretlerin bir anlamı olmalı ancak bu desenleri 600 sene evvel yapan sanatkârın böyle bir niyeti var mıydı? İşte onu bilemiyoruz. Mesela Abbasi devrindeki Bağdat'taki etkili felsefe ekollerinin, bu şekiller üzerinde inşa edildiğini düşünebiliriz. Tabii bunu tam olarak bilmiyoruz.
‘Islamic' kelimesi son zamanlarda negatif manalar çağrıştıran bir hale geldi. Bu kelimenin bir sanat dalıyla yan yana gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, Batı'da gazeteler, televizyonlar kullandığı tabirlerle buna sebebiyet verebiliyor. Bu sanatla uğraşan hiçbir kimsenin buna menfi manalar yüklediğine şahit olmadım. Aksine insanlar bu sanatı benimsiyor ve çok sevdiklerini ifade ediyor. Geçtiğimiz ay Amerika'nın Vancouver şehrinde bir atölye çalışmam oldu ve gelenlerin hemen hepsi orta sınıf beyaz Amerikalılardı. Üç sene önce insanları kendim davet ediyordum atölyemiz var gelin diye şimdi her yerden davet talebi gelebiliyor.
Asıl işiniz nedir peki?
Yayıncılık. Akademik bir yayınevinde çalışıyorum.
Yeni bir bina inşa ederken size danışanlar var mı?
Henüz yeteri kadar değil ancak Dubai'den talepler var. Türkiye'den bu konuda herhangi bir talep gelmedi açıkçası. Eğer Anadolu'yu biraz dolaşsanız onlarca tarihi eserin üzerinde bu desenlerden görürsünüz. Elinizde bir fotoğraf makinesiyle müthiş bir bilgi ve görseller elde edebilirsiniz. Ancak yeni yapılan bazı camilerde ve içindeki halılardaki süslemelere İslami geometrik desen diyemeyiz çünkü hatalılar. Türkiye'de büyük bir zenginlik hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. İstanbul'da metro üzerinde bir deseni kendi sayfamda paylaştım, bu o güne kadar en çok beğeni alan fotoğrafım oldu. Birçok kişi bu sanatı henüz tanımıyor. Aslında eğitim de tarihi mirasın bir parçası.