Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Memleketi karış karış gezdik BİZ'den başka bir şey görmedik

$
0
0

Üç belgesel ustası Coşkun Aral, Can Dündar ve Nebil Özgentürk her durakta yanlarında farklı bir sanatçıyla Anadolu'nun kaybolmaya yüz tutan kültürlerinin izini sürdü. Yolculukları ‘BİZ' ile belgesele dönüştü. Özgentürk ve Aral, belgeseli ve Türkiye'nin kültür coğrafyasını anlatırken Can Dündar ifade veriyordu.

Belgeselin bölümlerinde gezilerinize sanatçılar da eşlik ediyor. Hatıraları sanatçılardan dinlemek yolculuğunuza nasıl bir ayrıcalık kattı?

Coşkun Aral: Kendi topraklarına daha adım atmamış bir müzik dehasını alıp oralara götürdük. Diyarbakır'dan ayrılmış, uzun yıllar Amerika'da çalışmış başka müzik sanatçısını da getirdik memleketine. Doğup büyüdüğü coğrafyadan uzak kalmanın ne olduğunu bilen insanlarla çalışmak istedik. Barışın, huzurun olabileceğini gösteren hikâyeler verdik. Bizimle görüşen hiç kimse ‘Biz onlardan iyiyiz, iyi ki yapıldı.' demedi. Hep o mağduriyeti yaşayan insanları örnek verdi. Geçmişte yapılan yanlışları da onların ağızlarından aktardık.

Gittiğiniz bütün bölgelere ait bir savaş tarihi de var. Ama siz buradaki barış hikâyelerini aktarmayı tercih etmişsiniz…

N.Ö.: Aynen öyle düşündük yola çıkarken, gençler bunu böyle algılarsa çok güzel olur. Burada bir Osmanlı tarihi bile anlatılırken savaşlar üzerine kurulur bilgiler. Biz Yunus Emre'yi, Balkanlar'daki olağanüstü yapıyı, Karadeniz'deki rengârenk kültürü, bizi güzelleştiren unsurları aktarmak istedik.

Bugün ayrışmaların konuşulduğu ortamda ‘BİZ' belgeseliyle çıkmak size de çok manidar geliyor mu?

N.Ö.: Bu belgeseli yapmaya başlarken Türkiye'de kan gövdeyi götürmüyordu. Cizre'de, Nusaybin'de hendekler yoktu. Biz bu belgeseli hakikaten Suruç olmasın, Cizre ve Nusaybin'de canlar yanmasın, cemevleri açılsın, Süryaniler kendilerini özgürce ifade edebilsin diye çektik. BİZ dediğimiz kavram da buydu zaten. Ama ne yazık ki belgesel, Türkiye'nin hızının gerisinde kaldı. Şu anda biçareyiz! Bakın adı ‘BİZ' olan belgesel ortadan yarılmış gibi hissediyorum. Çünkü şu anda iç savaş kaygısı yaşıyoruz. Gerçekten çok acı çekiyor ve acı şeyler yaşıyoruz.

Coşkun Aral: Ve gariptir, üçümüzün de kökenleri, bizi yetiştiren kültürler birbirinden haberdar değildi yıllardan beri. Can, Kırşehir'den gelmiş bir abdal ailesinin çocuğu. Ben Siirt'te büyümüşüm. Arka bahçem Koçerler Kürtler, ön bahçem Kemalist bir aile. Nebil, Adanalı, Nusayri; Aleviliğin bir farklı açılımı. O da ailesi tarafından ‘aman ne olduğunu söyleme'lerle büyütülmüş. Biz böyle bir Türkiye'nin çocuklarıyız; ‘BİZ'iz. Belgeseli çekmemize en büyük gerekçe ‘Biz neyiz'i soralım soruşturalım, anlatmaya çalışalım, hatırlatalım idi.

Yüzlerce farklı hayatı dinlediniz, aktardınız. Bu projede sizin için özel olan ne? Sizi çok şaşırtan bir hikâyeyle karşılaştınız mı?

Nebil Özgentürk: Bizim çıkıştaki hayalimiz vardı ya, barış hayali. Onu belgeselin kendi yolu içinde hissettik. Gittiğimiz her yerde çok mutlu olduk. Bir Süryani kadim kilisesinde kendimi çok iyi hissettim. Ama inanın bir camiye girerken de çok iyi hissettim. Biz Balkanlar'da Bektaşi dergâhına girdik, gözümüzden yaş geldi. 700 yıldır kültürünü koruyan bir Üsküp'ü, Priştina'yı gördük. Döndük Aktamar adasına girdik, nasıl acılar yaşanmış burada 1915'te ama nasıl burada 1100 yıldır yaşayan bir topluluk ibadetini yapmış. Bütün bunları görmek bize çok iyi geldi. Ve biz Diyarbakır'ın orta yerinde, Dicle'nin kıyısında bir dengbejin ülkeye olan sevgilerini anlatan ağıtlarını dinledik. Belgesel bizi heyecanlandırdı tabii ki, mutluluktan mahvolduk! Gökkuşağı gibi bir ülkemiz var diye sevindik. Bu da Can'ın lafıdır: ‘Bu gökkuşağı altında birleşmek ne güzel.'

Can içeri düşmeseydi dünya kardeşliğini çekecektik

Üç usta belgeselcinin kültür yolculuğuna birlikte çıkma serüveni nasıl başladı?

Nebil Özgentürk: Görüyorsun Coşkun buraya, Can'ın davasına gelmek için sabahın yedisinde kalktı. İki gün önce Silivri'deydik. Neden? Dostluk, dayanışma için. Bu 35 yıla dayanan dayanışma, dostluk kendi adıma olağanüstü geçti. Biz birbirimizin hikâyelerini gıptayla, kıskanmadan izledik. Üçümüzün ortalama 500'er belgeseli var. Ben portreciyim, Coşkun, uzak ülkelerin kültürlerini Türkiye'ye getiren insan, Can ise romantizmi ve edebiyatı harmanlayarak siyasinin tam merkezinde. Üçümüz ayrı yiyoruz yoğurdumuzu ama bir yoğurt yapabiliriz dedik.

Belgeselin devamı niteliğinde bir projeniz var mı?

N.Ö.: Üçümüz de farklı ülkelere gidiyoruz, ulaştığımız noktalarda hep aynı sendrom, “Biz” kavgaları yüzünden çıkıyor. Bu belgeselin aslında devamında da Dünya Kardeşliği' için yolculuğa devam edecektik.Yine üçümüz birlikte dünyadaki ötekileştirilen halkların belgeselini çekecektik. Can ve Coşkun ile böyle bir hayalimiz vardı, eğer sakin gidebilseydik ve Can içeri düşmeseydi.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue