Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Stresin de ‘ikinci el'i varmış

$
0
0

Önümüz arkamız, sağımız solumuz stres! Rahatlıkta, “Dünya yansa umurumda değil” seviyesinde olsak da, etrafımızdan bulaşan ikinci el stres, bir şekilde hayatımızı etkiliyor. Bazen ofise hızlı adımlarla giren müdürle, bazen yakın bir arkadaşımızla, bazen de ana haber bültenleriyle…

Karşımızda esneyen birini gördüğümüzde esnemeye başlıyoruz. Bunun sağlığımıza aksi bir etkisi yok tabii. Yanımızda sigara içen biri olduğunda, pasif içiciler olarak onlardan daha çok zarar gördüğümüz yıllardır biliniyor. Peki, sadece kötü alışkanlıkları olan yakınlarımız mı bizi olumsuz tesir altında bırakıyor? Şöyle bir çevremizi yoklayalım. Sürekli stres altında yaşayan, öfkeli, kaygılı arkadaşlarla birlikteyken onların ruh haline bürünmemek oldukça zor. Hadi arkadaşlarımız da son derece pozitif olsun. Sürekli korna çalan bir taksiciye, dramlara doyamayan dizilere, ofis ortamında yaşanan tartışmalara maruz kalıp da 'İçim şişti!' dememek, durduk yere strese girmemek işten değil. ‘İkinci el stres' olarak adlandırılan bu ruh hali, içimizdeki Heidileri veya Pollyannaları bile bunalımlara sürükleyebilir.

İnsan beyni duygusal buluşmaya meyyal olduğundan, karşısındakinin ruh halinden etkilenmeye de çok müsait. Başkalarının ne hissettiğini beyinlerimizdeki ‘ayna nöronlar' sayesinde anlayabiliyoruz. Buna bir çeşit empati de denebilir. Karşılıklı esneme, birinin yorgunluğunu mimiklerinden anlama gibi… Fakat empati alanımız sadece dinçlik veya yorgunluktan ibaret değil. Acıbadem Ankara Hastanesi psikoloğu M. Bülent Baykal, yakın çevremizde yaşanan stresin, olumsuzlukların, kararsızlıkların da bizi manen sigara içen birinin yanında duman altı olmuş gibi etkileyebileceğini söylüyor.

Ömrümüzü kısaltıyor

California Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, yakın çevremizde bulunan endişeli ve aşırı tepkisel insanlar duygularını bize de geçiriyor ve bu durum zihinsel aktivite performansımızı düşürüyor. Çünkü işte veya evde birinin stresine şahit olmak –doğrudan bizimle alakası olmasa da- sinir sistemimizde negatif bir uyarana sebep oluyor. Başka bir araştırma, bu tür bir strese maruz kalındığında stres hormonu olan kortizolün her 100 kişiden 26'sında aşırı yükseldiğini gösteriyor. Hele de stresine ortak olduğumuz kişiyle aramızda duygusal bir bağ da mevcutsa bu oran yüzde 40'a kadar çıkabiliyor. Bundan da ötesi, yapılan bir çalışmada birbirine yabancı kişilerden oluşan bir gruba televizyonda stresli bir olay izletildiğinde bile, bu kişilerin yüzde 24'ü aşırı stres belirtileri gösteriyor.

Bilimsel araştırmaları bırakıp günlük hayatımıza bakalım desek, globalleşen dünyada ikinci el stresle karşılaşmamak adeta mucize. Zira görsel ya da yazılı medyada gördüklerimizle hem sözel hem de sözel olmayan stresli davranışlarla karşılaşıyoruz. Bu tip olumsuz duygular, bir bulaşıcı hastalık gibi hızla yayılıyor. Sürekli kaygı satın almak bizi de mutsuz, hayattan zevk almayan, insan ilişkileri bozuk bir kişiye dönüştürüyor. Dahası, etrafımıza bu negatif ruh halini yansıtarak biz de bir şekilde ikinci el strese katkıda bulunmuş oluyoruz. İşte bu sebeple ikinci el stresin üzerimizde büyük etkileri olabileceğini vurgulayan psikolog Baykal, bu tür strese uzun süre maruz kalınca hücresel düzeyde de gerçekleşen olumsuzlukların yaşamımızı kısaltabileceğini belirtiyor.

İkinci el stresten nasıl arınırız?

Stresi bir tehdit unsuru olarak algıladığımız zaman vücudumuz ve beynimiz onun olumlu olabilecek etkilerini es geçiyor. Bu yüzden stresle ilgili pozitif düşünce geliştirip onunla kavga etmekten vazgeçmeliyiz. Stresi kontrol altına aldığımızda zihinsel sağlamlık, yeni perspektifleri görebilme, farkındalığımızın artması, hayatın değerini daha fazla fark etme gibi güzel sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Etrafımızda bize stres bulaştıran insanlar hep olacak. Bunlarla kavga ederek sukut-u hayale uğrayıp moral bozmaktansa, onları sevecenliğimizi ve şefkatimizi hissettirecek bir fırsat olarak görüp, daha pozitif olmalarını sağlamaya çalışabiliriz. Bu ‘enerjimizi soğuran' insanların kaygılı tavırlarına karşı aynı şekilde tepki vermek yerine gülümseyerek veya onu anladığımızı ve desteklediğimizi ifade eden bir yaklaşımla ortamı yumuşatmış ve anksiyeteyi azaltmış oluruz.

Eğer stres yaşayacağımızı düşündüğümüz bir ortama gireceksek, güne başlamadan bağışıklık sistemimizi güçlendirecek birtakım davranış ve düşüncelere yönelmeliyiz. Psikolog Bülent Baykal; duygusal bağışıklığımızı sağlamlaştıracak faaliyetlere örnek olarak bunalmaya başladığımızı hissedersek minnettar veya müteşekkir olduğumuz o an aklımıza gelen üç şeyi bir kâğıda yazmak ve bunları birkaç dakika gözden geçirmek, daha evvel deneyimlediğimiz pozitif bir olaya odaklanarak iki dakika için sadece onu düşünmek, fırsat olursa çıkıp bir yürüyüş yapmak gibi tedbirleri sıralıyor.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue