Osmanlı'nın en kudretli kadınlarından Kösem Sultan, asırlar sonra bir televizyon dizisiyle gündemimizde. Dizide gerçekler ne kadar yansıtılacak zamanla göreceğiz. Merak edenler için ‘Valide-i muazzama'nın hayatı...
Tarihî; figürlerin dizi ve filmlere konu olması, Türk toplumunun geçmişi güncellemesini sağladı, bunda şüphe yok. Aslında tarihin popüler hale gelmesi ya da poplaşması 60'lı yıllarda neşredilen ve Feridun Fazıl Tülbentçi, Feridun Kandemir gibi yazarların yayımladıkları romanlarda başlamıştır diyebiliriz. Tarihin hemen herkesçe ilgilenilen görsel sanatlara malzeme olmasının öncülleri ise TV'lerdeki tarih programlarıydı. Tabii ki her kanal, kendi ideolojisine göre bir mazi okumasıyla aktarıyordu yaşanmışlıkları, belirtelim. Tarihin, en az tartışma programları kadar seyredilmesi, yapımcıları harekete geçirdi ve alakanın membaına platolarını kurdular. ‘Muhteşem Yüzyıl'ın kopardığı fırtınayı hatırlayalım! Hâlâ hafızalarda olan Şehzade Mustafa'nın idamı kimin gündemindeydi, kardeşi Şehzade Bayezid'i kaç kişi tanımıyordu? Diziden sonra Kanunî; ve Hürrem Sultan'ın Süleymaniye'deki türbelerindeki ziyaretçi artışı bile söz konusu halin somut göstergesi. Şimdilerde ise ‘Kösem Sultan' üzerine fikir beyan edilecek, imparatorluğun en zor dönemlerinde devleti deruhte eden bu kadın sultan iyi miydi, kötü müydü tartışmalar yapılacak. Çünkü tarih, bizim gibi toplumlarda bir ring, tarihçi de boksördür. Peki, “Filmlerden ve dizilerden tarih öğrenmek caiz midir?” Teyfur Erdoğdu'dan aldığımız fetvayla söyleyelim: “Değildir!”
Kimdir?
Mücteba İlgürel'in verdiği bilgilere göre, hayatının ilk yılları hakkında kesin bir bilgi yok. Dolayısıyla Saray'a ne zaman ve nasıl alındığı bilinmemekle birlikte Ortodoks bir papazın kızı olduğu ve Bosna tarafından getirildiği serdediliyor. Öldürüldüğü sırada altmış iki yaşında olan Kösem Sultan'ın, 1589'da dünyaya geldiği hesaplanabilir. Haremdeki asıl adı Mahpeyker, lakabının Kösem olduğu yazılı. Sultan Birinci Ahmed'in hanımı, IV. Murad ile Sultan İbrahim'in anneleri.
Deli İbrahim'i öldürttü mü?
Oğlu Sultan İbrahim, ruhî; sıkıntılarından ötürü tarih kitaplarına ‘Deli' diye geçmiştir. Çünkü şehzadeliği esnasında devamlı surette ölüm korkusu yaşaması, onda onulmaz yaralar açmıştı. IV. Murad, 1640 senesinde 25 yaşında vefat eder, tahta kardeşi İbrahim geçer. Ancak onun aklî; iradesinin yerinde olmaması, devleti idare etmesine engeldir. Zaten bu zaman dilimi, imparatorluğun hem dışta hem de içerde prestij kaybının yaşandığı bir kaos dönemidir. Kösem, torunu IV. Mehmed'i tahta hazırlar. Sultan İbrahim ise hal edilip tahttan indirilir. Ardından da kapatıldığı odada boğdurulur. Bu hal ve cülûsta, Kösem Sultan'ın aktif bir rolü olduğunda devrin kaynakları hemfikir.
Ne zaman ‘valide sultan' oldu?
Kösem, I. Mustafa'nın iki saltanatıyla II. Osman'ın padişahlığı döneminde Eski Saray'da altı yıl kadar ikamet eder. Oğlu IV. Murad'ın 1623'te tahta çıkışıyla da çokça istediği gücü elde eder. Bu arada Eski Saray, bugünkü İstanbul Üniversitesi'nin olduğu mahalde idi, hatırlatalım. Buradan özel bir törenle Topkapı Sarayı'na gelip valide sultan olur. Oğlu, daha on iki yaşında olduğundan devletin idaresinde söz sahibidir.
Valide sultanlık makamını işgal etti mi?
IV. Mehmed, Osmanlı'nın 19. Osmanlı padişahı. Tahta çıktığında yedi yaşında olan hükümdara, annesi Hatice Turhan Sultan'ın refakat etmesi gelenektendir. Büyük Valide'nin ise herhangi bir hükmü kalmadığından Eski Saray'a gidip, köşesine çekilmesi gerekmektedir. Ancak işleyiş böyle olmaz, Kösem Sultan, Hatice Sultan'ın yetkilerini kullanmasına engel olur. Yeniçeri Ocağı'na sırtını yaslayarak devlet işlerine müdahale eder. Öte taraftan Hatice Sultan da politikayı kendince yönlendiriyordur. Bu arada entrikanın haddi hesabı yoktur. Saray ağalarıyla anlaşan Hatice Sultan, gizliden gizliye Büyük Valide aleyhine çalışmalar yürütür.
Yaptırdığı hayır eserleri neler?
Tarihçiler, Kösem'in cömert bir valide sultan olduğu konusunda müttefik. Bizzat hapishanelere gittiği, borçluların borçlarını ödeyerek onları kurtardığı bilinir. Onun ‘sâdât ulufesi' adıyla tesis ettiği hayır işinden 200 fakir yararlanırdı. Hizmetindeki kızların çalıştıktan bir müddet sonra çeyizini düzüp uygun kimselerle evlendirirdi. İnşa ettirdiği hayır eserlerinin başında Üsküdar'daki meşhur Çinili Cami vardır. Bugün Instagramcıların mekânı olan Büyük Valide Han ile Anadolukavağı Mescidi, Yenikapı ve Beşiktaş'taki çeşmeler, bu cümledendir.
Kösem Sultan'ın sonu nasıl oldu?
Senaryoya bakın lütfen: Kösem Sultan, Yeniçeri ağalarına gizlice mektuplar yazarak, Turhan Sultan taraftarı dört harem ağasının öldürülmesini ister. Ağalar, kararlaştırılan gece adamlarıyla beraber gizlice Saray'a inip Turhan Sultan ile adamlarını bertaraf ettikten sonra IV. Mehmed'e zehirli şerbet içireceklerdir. Ancak iki valide sultanla da hukuku olan Melekî; Kadın, Turhan Sultan'ı uyarınca, hikâye Kösem aleyhine döner. Bunun üzerine Turhan Sultan, Kösem'i öldürtmek için harekete geçer. Bu iş için Başlala Uzun Süleyman Ağa görevlendirilir. Ağa ve adamları, Harem'deki odaların birinde, dolap içine saklanmış bulunan Kösem'i öldürür. 1651'de Osmanlı'nın en kudretli kadın sultanı, tarih sayfalarına karışmış olur. Eski Saray'a götürülen cenazesi, gerekli işlemlerin ardından zevci Sultan Ahmed'in adına yaptırdığı caminin haziresine defnedilir.
Onu nasıl anmalıyız?
Kaynakların ‘valide-i muazzama, koca valide, sahibet-ül makam, valide-i atî;ka' gibi sıfatlarla andığı Kösem Sultan, saltanat makamının karşı karşıya kaldığı türlü badirelerin iyi yahut kötü atlatılmasında pay sahibidir kuşkusuz. Necip Fazıl'ın ‘Yeniçeri' kitabını okursanız, azılı bir Kösem düşmanı olur çıkarsınız. Fakat siz ‘Tarihçilerin Kutbu' Halil İnalcık'ın şu değerlendirmelerine kulak kabartın, “31 yıllık bunalım döneminde, devleti ayakta tutan ve sönmesini engelleyen Kösem Sultan'dır, devletin dayanağıdır. Mahpeyker'i, valide sultanlar sıralaması dışında Osmanlı tarihinin kritik bir evresini yönlendiren Büyük Valide konumunda görmemiz gerekiyor.”