‘Vurur yüze ifadesi... bitanesi.' Merve Özbey'in yorumladığı ‘Yaş Hikâyesi' adlı şarkıda yer alan bu sözler Türkiye'yi adeta sallıyor. Önce sosyal medyada, şimdi hemen her yerde kullanılan bu sözlerin sahibi, söz yazarı ve besteci Deniz Erten. Erten ile bu sözlerin hikâyesini ve söz yazarlığı serüvenini konuştuk.
Sondan başlayalım. Yaş Hikâyesi'ndeki bu sözlerin fenomen olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum sizi şaşırttı mı?
Sözleri bana ait olan ‘Aşk Kaç Beden Giyer' de o senenin en çok sorulan ikinci sorusu olmuştu ama ‘Yaş Hikâyesi'ndeki bu durum beni de şaşırttı. İlginç olan ise olayın bu derece yayıldığından belki de en son haberi olanlardanım. (Gülüyor)
Önce sosyal medyada, sonra Türkiye'de hemen herkesin diline düştü bu sözler. Neden böyle bir durum ortaya çıktı?
‘Helal Ettim' ve ‘Duman'da da tribünlere kadar her yerde sözlerimi gördüğümde inanılmaz mutlu olmuştum. Yaş Hikâyesi'ndeki ‘vurur yüze ifadesi' anlatımı ve ‘bitanesi' ile birleşimi bu sefer esprili bir şekilde halkta yankı buldu sanırım.
Bu şarkıyı hangi hislerle yazdınız? Hikâyesi nedir?
İnsanları tanımasanız bile yüzlerinde gördüğünüz ifadelerle yaşanmışlıklarını anlayabiliyorsunuz ve bu durum size kendi yaşanmışlıklarınızı hatırlatıyor. Bunu fark ettiğimde ruhumdan çıkanlar böyle bir bestenin oluşmasını sağladı.
En son Binali Yıldırım, seçim sonuçları için kullandı bu sözleri. Ne düşündünüz o anda?
Çok güldüm ve hoşuma gitti. Yıldırım, Fatih Altaylı ile çıktığı bir programda da kullanmış. Çok esprili buldum.
Yine önceki gün bir gazete, manşetinde kullandı...
Açıkçası takip edemiyorum artık. Her yerde futbol gazetelerinde dahi maç sonuçlarına ilişkin kullanılıyor.
Yazdığınız çoğu şarkı sözünde slogan olabilecek cümleler var. Bunu özellikle mi yapıyorsunuz, yoksa kendiliğinden mi geliyor?
Elbette ilham gelmezse kalem oynatamazsınız. İlhamımı veren güzel Allah'ıma sonsuz şükürler olsun. İlhamdan yola çıkarım, sonrasında zekâ ve çalışmayı birleştirmeye çalışan ve kelimelerle oynamayı seven biri olarak ‘slogan' hedefim her zaman vardır.
Asıl mesleğiniz avukatlık. Şarkı sözü yazarlığı nasıl başladı?
Önceden amatör bir şekilde müzik yapan biriydim ve hem beste yapıyor hem de söz yazıyordum. Önceleri İngilizce yapıyordum. Sonra bir gün Tarkan ile tevafuken tanışmamla başladı Türk müzik piyasasındaki yolculuğum.
Şu an birçok müzisyen sizinle çalışmak istiyor. Favori söz yazarlarınız kimler?
Sağ olsunlar, pek çok müzisyen arkadaşım benimle çalışmak istiyor ve bundan mutluluk duyuyorum. Sezen Aksu, Aysel Gürel ve Şehrazat ekollerini saymama zaten gerek yok, onlar bizim pirlerimiz. Kendi jenerasyonumdan naçizane beğendiğim söz yazarı arkadaşlarımsa Zeki Güner, Gökhan Şahin, İskender Külekçi ve burada adını saymakla bitiremeyeceğim çok değerli söz yazarı ve besteci arkadaşlarım da var.
Ablam ‘açık bir yara gibisin' der
Müziğin üstüne söz yazmak zor bir iştir. Sizin yönteminiz nasıl?
Genel olarak şarkılar ilhamla, söz ve beste olarak geliyor ruhuma. Yani sadece söz yazarı değilim. Kendi bestelerim de oldukça çok. Dışarıdan yazdıklarımda ise genelde beste üzerine söz yazıyorum ki, dünyanın en zor birkaç işinden biri olarak ifade ediliyor. Sadece müzik üzerine verilen notalara uygun sözler yazmak, buna bir hikâye vermek, açık hece kapalı hece sendromları... Üstüne bunu vurucu kılmak ve slogan eklemek epey meşakkatli bir iş.
Çok farklı konularda ve duygularda şarkılarınız var. Yaşanmışlıklardan ne kadar etkileniyorsunuz?
İnanın bu pek çok cevabı olan bir soru. Bazen hiç yoktan gelen bir ilham, bazen birinin anlattığı hikâyeden çıkan bir ilham. Zaten yapı olarak hassas, empatik, bir taraftan da düşünsel biriyim. Ablam bana hep ‘açık bir yara' gibisin der. Herkesin acısıyla acılanır, sevinciyle sevinirim. O kişiyi tanımam bile gerekmez.
Şarkılarınızı en çok kime yakıştırıyorsunuz?
En duygulu okuyana. Ne ifade ettiğimi, en iyi anlamaya çalışıp duygumu sahiplenene. Bununla beraber Bengü ve Murat Boz benim için özeldir.
Karakter olarak nasıl biridir Deniz Erten?
Herkes gibi biri işte. (Gülüyor) Ne daha az, ne daha fazla.
İşaret ‘canlı' bir kitap
Aynı zamanda bir yazarsınız. İşaret isimli bir kitabınız var. Biraz bu kitaptan ve yazarlık deneyiminizden bahseder misiniz?
Okurlarımın tabiriyle ‘canlı' bir kitap İşaret. 700 küsur sayfada neler anlatılıyor dersek, neler anlatmıyor ki... İçsel bir yolculuk, İslam ve bilim, Cern ve Kur'an ilişkisine kadar giden gizemli bir yol. Hatta dün Kitapyurdu'ndaki yorumları gönderdi ekip arkadaşım, o kadar duygulandım ki. İşaret için şunu söyleyebilirim: Allah'ımızın yarattığı kainatın aslında her birimizle konuştuğunu ve evrensel düzeneğin bu şekilde kurulduğunu fark ettiren ve Allah'ımızın her an bizimle olduğunu birebir çok yoğun hissedebileceğiniz bir kitap. Okur mektuplarını yayınlıyoruz, insanlar kainatın canlı olduğunu ve Allah'ın kuluyla her an işaretlerle konuştuğunu fark etmeye başladıklarında gerçekten muazzam tepkiler veriyor ve müthiş bir yolculuğun içinde olduklarını görüyor.