Ahmet Bozkuş ve Reha Yeprem'in ceket diyaloğu ‘ceketimi satarım' adlı bir projenin doğmasına vesile oldu. Ünlüler, kişisel eşyalarını satıp gelirini ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
“Gerekirse ceketimi satar, yine seni okuturum!” babaların söylediği en baba sözdür belki de. Burada ceketten çok daha fazlası kastedilir; cümleyi sarf eden, varını yoğunu feda edebilecek kapasiteye sahiptir. Mecaz anlama uzaksanız ve ‘Ceketini satanı da hiç görmedik canım' diyenlerdenseniz gerçek anlama davet ediyoruz sizi. Zira Samanyolu TV'nin ünlü sunucuları Reha Yeprem ve Ahmet Bozkuş ceketini satıyor! Ne için mi? Işığa hasret kalan katarakt hastaları, susuzluktan ölen Afrikalı çocuklar ve hayata tutunmaya çalışan yetimler için…
Her şey bir tweetle başladı. İki sunucunun giydiği ceketlerin benzerliği espri konusu oldu. Ahmet Bozkuş, “Ceket güzelmiş abi, keşke benim olsa :)” şeklinde bir tweet atınca onlarca espri yapıldı. Bozkuş, “Haksız mıyım arkadaşlar? 20 cm daha uzarsam ve biraz da yakışıklı olursam ceket tam bana göre :) ” cümleleriyle Reha Yeprem'e sataşmayı sürdürdü. Yeprem, “Ahmetciğim gel biz bu ceketleri Ramazan'dan sonra Afrika için açık artırma usulü satalım ne dersin?” şeklinde mukabele edince ‘Ceketimi Satarım' projesi doğdu.
Ceketler aynı değil!
Reha Yeprem ceketlerin aynı renk olmasının tek sorumlusunun Ahmet Bozkuş olduğunu dile getirince Bozkuş olayın aslını anlatıyor: “Sponsorumuza gittim, yeşil ceket beğendim, ‘Reha Bey aldı' dediler. ‘Olsun, ilk gün ben giyeceğim' dedim. Ceketi alınca fotoğrafını çekip Reha abiye yolladım, ilk gün o ceketi giyeceğimi söyledim. Reha abi de ‘yakışmış, hayırlı olsun' dedi. Sahur programını seyrederken Reha abinin bordo ceketini gördüm, ‘güzelmiş abi keşke benim olsa' tweetini attım. Reha abi canlı yayından sonra ceketleri açık artırmaya çıkarma teklifinde bulundu.”
O sırada Yeprem söze giriyor: “Bizim giydiğimiz ceketin hükmü yok. Millet ceket alamıyor mu? Niyetimiz insanların aklına hayır yapmayı düşürmek…” diyor. Bozkuş, katarakt ameliyatı olan bir kız çocuğunun ameliyat sonrasında “Annem gerçekten güzelmiş.” cümlesini söylüyor ve ekliyor: “100 dolara bir çocuğun gözleri açılıyor. Ceketim buna vesile olacaksa kıymetlidir, yoksa nedir ki?”
Destek veren ünlülerin sayısı artıyor
‘Ahmet Bozkuş ve Reha Yeprem'in yanı sıra birçok ünlü de muhtelif eşyalarıyla kampanyaya destek veriyor. Atilla Taş ceketini, Gökmen sazını, Ahmet Turan Alkan daktilosunu, Ahmet Kurucan takım elbisesini, Ertuğrul Erkişi ceketini, Aslıhan Erkişi elbisesini, Enes Kanter imzalı formasını, Sevgi Akarçeşme kalemini, Özlem Yeprem takılarını, Hakan Arısoy kuklasını, Bekir Salim yağlı boya tablosunu, Turgay Başyayla asasını, Oktay Usta önlüğünü hibe ediyor. Eşyalardan elde edilecek gelir ise Kimse Yok mu Derneği'nin projelerine bağışlanacak.
KYM vicdanımı rahatlatıyor
Ahmet Bozkuş: Haiti'ye Kimse Yok mu'nun çekimlerine gittiğimizde depremin enkaz haline getirdiği binalardan birinde yatan bir çocuk gördük. Annesi ölmüş ve enkazdan çıkarılamamış. Çocuk annesine yakın olmak için orada yatıyor. Çaresiz kaldığınız bir an. Bu ve benzeri olaylara şahit olduktan sonra KYM'nin varlığı sizi rahatlatıyor, en azından birileri yaraları sarmaya çalışıyor. Siyasî; kinin yardım derneğine ulaşması da çok acı. Şu süreçte madem dernek kampanya yapamıyor, biz de gönüllüler olarak bu şekilde destek oluruz.
Kimse Yok Mu feryadı dinene kadar devam edeceğiz
Reha Yeprem: 1999 Marmara depremi olduğunda televizyonda toplandık, tüm programlar durduruldu ve 24 saat süren ‘Yardım Zamanı' diye bir programa başladık. 1,5 ay sonra rutin programlara dönüldü fakat yardımlar devam ediyordu. İhtiyaç doğrultusunda dernekleşme sürecine gidildi. Kimse Yok mu? sorusu depremde yükselen bir soruydu. Burdan yola çıkılarak derneğe isim verildi. Gönüllüler ‘Bu dünyada kimse yok mu feryatları dinene kadar biz bu hizmete devam edeceğiz' diye söz verdiler. O gün bugündür bu feryat nerede yükselse dernek orada.Kimse Yok mu maşeri vicdandır.