180 dakikalık maçın ilki 1-1 beraberlikle biter.Rövanşının adresi ise yaklaşık 30 bin seyirci kapasiteli Wildparkstadion. Hakem Manuel Grafe, Karlsruher ile Hamburg arasında oynanan maçın düdüğünü çalar.
Ev sahibi Karlsruher, 78. dakikada Reinhold Yabo ile öne geçer. Herkes maçın bu skorla biteceğini düşünürken sahneye uzatma dakikalarında Hamburg forması ile ilk golünü kaydeden Marcelo Diaz çıkar. Bundesliga tarihine geçecek karşılaşmanın normal süresi ilk maç gibi 1-1 sonuçlanır. İlk uzatmadan gol çıkmaz. İkinci uzatmanın 115. dakikasında Nicolai Müller’in ayağından bir gol daha bulur. Hamburg’un kalecisi Rene Adler, 120. dakikada bir de penaltı kurtarır. 52 yıllık Bundesliga tarihinde küme düşmeyen tek takım olan Hamburg, maçı 2-1 kazanır. Bruno Labbadia’nın öğrencileri geçen sene olduğu gibi çekirge misali yine zıplar… Peki, tarihi başarılarla dolu Hamburg, neden ligde kalma mücadelesi veriyor?
Öncelikle play-out sistemine açıklık getirmek lazım… İlk olarak; 18 takımlı Bundesliga’da normal sezonu son iki sırada bitiren takımlar bir alt lige direkt düşer. Onların yerine ise ikinci ligi ilk iki sırada tamamlayanlar direkt olarak Bundesliga’ya çıkar. Peki, düşen ve çıkan üçüncü takım nasıl belirleniyor? El cevap; Bundesliga’yı sondan üçüncü (16.) bitiren takım ile ikinci ligi üçüncü sırasında bitiren takımlar karşı karşıya geliyor. 2 maç sonunda en çok puanı toplayan takım Bundesliga’ya çıkma hakkı kazanıyor.
Almanya Birinci Futbol Ligi’nin küme düşmeyen tek takımı Hamburg SV. Ligde bu şekilde başarı gösteren başka bir takım daha yok. Bu yüzden de ‘Ligin dinozoru’ adı ile anılıyorlar. Mavi-Beyazlı taraftarın da en büyük övünç kaynağı; Bundesliga’dan düşmeyen tek takım olmaları. Ülkenin en eski kulüplerinden biri olan Hamburg’un temeli 1887 yılında atılmış. Bundesliga öncesi ve sonrası toplamda 7 şampiyonluğu bulunan ve önemli bir geçmişe sahip olan Hamburg son yıllarda sürekli düşme hattının etrafında geziyor. Geçen sene ve bu sene olmak üzere, şanslarının yardımıyla ligde kalmayı başardılar. Hamburg’un son yıllardaki kötü performansının sebebi; mali yönden çöküntüde olmaları… Hatta Hakan Çalhanoğlu, Gökhan Töre gibi geleceği parlak oyuncuları ellerinde tutamayarak satmak zorunda kaldılar. Bunun yanı sıra büyük umutlarla transfer ettikleri (Van der Vaart, Ivica Olic…) oyunculardan beklenen verimi alamamaları da diğer bir sebep olarak gösteriliyor.
Hükümet düşer, Hamburg düşmez!
Sezon başında hücuma ve defansa kaliteli ayakları takviye yapan Hamburg, bu sefer de teknik adam konusunda ıska geçti. İkinci takımın çalıştırıcısı olan tecrübesiz Zinnbauer’e emanet edilen takım, yine düşme tehlikesiyle baş başa kaldı. Ancak son haftalara girilirken, ‘Zararın neresinden dönersen kârdır’ atasözünü yönetim hayata geçirerek eski hocaları Labbadia’yı takımın başına getirir. Kazandırdığı çok önemli puanlar sayesinde yıkılmaz kale olan Hamburg, bir kez daha paçayı yırtıyordu. Bu sezon hoca değişikliğinin yanı sıra Hamburg adına diğer kırılma noktası ise gelecek yıl Japonya’ya transfer olan Kacar’ın son haftaların son dakikalarında attığı goller…
‘Hükümet düşer Hamburg düşmez’ sözü bu sene de gerçek olmadı. Ancak Hamburg yönetimi takım hakkında radikal kararlar almazlarsa bu söz artık tarihe karışabilir. Ayrıca Hamburg’un evi 60 bin kapasiteli Imtech Arena’da bulunan Hamburg’un Bundesliga’da yer aldığını gösteren tarihi saat de durmamış oldu.