562 sene önce İstanbul, Fatih Sultan Mehmed'in önderliğinde İslam toprağı oldu. Peki, bugün kimi siyasi partiler ve idarecilerce şova dönüştürülüp oy avcılığı yapılan o zafer nasıl kazanılmıştı? İşte günümüzde ‘Fetih Şöleni' diye sloganlaştırılıp içi boşaltılan fethin bütün aşamaları...
Tuzla'dan Beylikdüzü'nün uçlarına değin geniş bir araziyi kaplıyor İstanbul. Başka bir ifadeyle Kocaeli il sınırından Tekirdağ tabelasına kadar her yer İstanbul olarak geçiyor kayıtlarda. Peki, tarih kitaplarında bol kahramanlık destanıyla anlatılan “İstanbul'un Fethi” nerede gerçekleşti? Yani 21 yaşında Kostantinapolis'i İslam toprağı yapan II. Mehmed, şehrin neresini aldı? Bugün etrafından otomobil, minibüs, dolmuş, otobüs, tramvay, metro, metrobüsün geçtiği o meşhur tarihî; surlardan girildi içeri. Bu söylediklerimiz yeni bilgiler değil kuşkusuz. Bundan muradımız her gün önünden gündelik telaşın aceleciliğiyle koşturduğumuz tarihî; surlara bir an olsun dikkat çekmek. Hele hele 29 Mayıs'ın hamasî; şölenlerle kutlandığı bu zamanlarda... Evet, bugün sarhoşların, tinercilerin ve sokak çocuklarının evi olan surlar tekin yerler değil. Ama Osmanlı askerinin Bizans'ın kalbine girdiği kapılar, diğer surlara göre daha güvenli, yol güzergâhı olduğu için. Şimdi gelin, İsmail Hami Danişmend'in de ‘İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi' kitabının feneri eşliğinde, Feth-i Mübî;n'in izini sürelim, kısa kısa…
26 Mart 1453: Rumeli Hisarı'nın inşası
Mart 1453'te inşası başlayan Rumeli Hisarı, Boğaz'ın öbür tarafında bulunan ve Yıldırım Bayezid'in banisi olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına yapılır. Takriben 15 bin işçinin çalıştığı hisar, ağustos ayında tamam olur. Nam-ı diğer ‘Boğazkesen' Bizans'ın tarih sahnesine vedasında ilk adım olarak kayıtlara geçer. Bu arada bu inşaattan rahatsız olan Bizans İmparatoru, elçiler vasıtasıyla II. Mehmed'in huzuruna çıkar. Genç Sultan da ünü kendisini aşacak şu sözü burada söyler: “Benim kudretimin yettiği yerlere imparatorunuzun ümit ve emeli bile yetişemez!”
2 Nisan: Haliç'in ağzına zincir gerilmesi
Bugün bir kısmı Harbiye Askerî; Müze'de sergilenen bu meşhur zincir, Bizans İmparatoru 11. Konstantin Palaiologos'un emriyle Venedikli Bartolomeo Soligo tarafından Haliç'e konulur. Türk donanmasının içeri girmesine mani olmak için gerilen bu büyük zincirin bir ucu Sarayburnu'nda diğer ucu da Galata rıhtımının olduğu yerdedir.
2 Nisan: Şahî; topunun İstanbul'a getirilmesi
Mehmed-i Sani aynı gün, çok önceden Edirne'de döktürdüğü ve üç ayda yapıldığı rivayet edilen Şahî; topunu İstanbul önlerine getirir. Tunçtan yapılan bu muazzam topun içi iki saatte doldurulduğundan günde ancak yedi-sekiz defa atılabilir. Topun hizmetinde ise yaklaşık bin kişi çalışıyordur.
6 Nisan: Fatih'in karargâhını kurması
Sultan Sultan Mehmet, surlara en yakın ve güvenli bölge olan, günümüzün Maltepe Askerî; Hastanesi'nin olduğu yere karargâhını kurar. Karargâhın etrafı, hendekler ve siperlerle tahkim edilir ve çok sıkı muhafaza altına alınır.
12 Nisan: Surların bombalanmaya başlaması
Büyük topların mevzilere yerleştirilmesi üzerine surlar, şafak vakti bombalanmaya başlar. Topçu ateşlerine Fatih, bizzat nezaret eder. Aynı gün Türk donanması Dolmabahçe önlerine gelir. Yani Bizans, yavaş yavaş içine kapanıyordur.
18 Nisan: Adaların fethi
Büyükada kalesinin düşmesi üzerine Prens Adaları’nın hepsi Türklerin eline geçer. Böylece Bizans'ın denizden gelebilecek yardımlarının önüne geçilmek istenir. Lakin Papalık makamından gönderilen dört Latin ve bir Rum gemisi Osmanlı donanmasından kurtulup Haliç'e girmeyi başarır.
22 Nisan: Gemilerin karadan yürütülmesi
Fethin belki de kırılma anlarından olan gemilerin karadan yürütülmesi, bugün halen tartışılan bir konu. Sayıları 70'i bulan kürekli ve yelkenli gemiler, Tophane'den hareketle Galatasaray hizasına çıkarılır. Sonrasında Tarlabaşı, Dolapdere üzerinden Kasımpaşa'ya getirilen gemiler, buradan Haliç'e indirilir.
16 Mayıs: Yer altı savaşlarının başlaması
Fatih, Bizans'ı her yönden köşeye sıkıştırmak istiyordur, stratejilerini bunun üzerine kurar. Mesela büyük bir lağım kazdırarak yer altından İstanbul'a girme teşebbüsü gemilerin karadan yürütülmesi kadar mühimdir. Eğrikapı tarafından surun ilerisine büyük ve derin tünel kazdırır. Ancak bu yöntem çok da başarılı olmaz ve Bizans'ın başşehrine yer altından girilemez.
28 Mayıs: Ordunun dinlenmesi
Türk askeri, büyük bir teslimiyet içinde çadırlarına çekilir. Bu sükûnet hali, Bizans'ı ümide sevk etse de ertesi gün bir çağın sonu olacaktır. Birbirleriyle helalleşen Osmanlı askeri, o günü akşama kadar vasiyetnamelerini yazmak ve uyuyup dinlenmekle geçirir.
29 Mayıs: Bir devrin sonu ve başlangıcı
Kroniklerin Feth-i Mübî;n yani mübarek fetih diye andığı o gün başlamış olur. Mehterin coşturduğu ilk hücuma 50 bin yiğit katılır. Topkapı'da açılan gedikten içeri koşan Türk askeri, şehre adım adım yaklaşıyordur. Türk askeri, Edirnekapı'dan At Meydanı istikâmetine nidalarla yürüyüşe geçer. Bursa Subaşısı Cebe Ali Bey'in, ki halk diline Cibali olarak geçecektir, Haliç kapılarından birini kırdırıp askerlerine yol açması Doğu Roma'nın ümidini yere düşürür. Bizans'ın son imparatoru 11. Kostantin öldüğünde 50, II. Mehmed Fatih 21 yaşındadır. 29 Mayıs Salı günü Ortaçağ kapanır, Yeni Çağ açılır. 1 Haziran Cuma günü ise Ayasofya'da kılınan cuma namazıyla İstanbul, Dar'ül-İslam olur. İstanbul Fetih Derneği'nin 1953 senesinde Türk askerinin şehre girdiği sur kapılarına astığı kitabelerin bulunduğu Cibali'ye, Edirnekapı'ya ve Topkapı'ya gidin. Ve askerlerin manevî; huzuru önünde şehre girin.