Geçmişten bugüne devlet şiddetinin baş gösterdiği olaylar Tek Parti dönemiyle zikredilir. Ancak AKP iktidarında halka yapılan muamele öyle bir noktaya geldi ki o dönemi aratır oldu. Artık ‘Devlet bu, sever de döver de!’ sözü bile geçerliliğini yitirdi.
Geçen yıl Soma’da yaşanan facia sırasında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ı protesto eden maden işçisi Erdal Kocabıyık’ın başına gelmeyen kalmadı. Erdoğan’ın müşaviri Yusuf Yerkel tarafından herkesin gözü önünde tekmelenen Kocabıyık’a korumaların makam aracını tekmelediği gerekçesiyle para cezası kesildi. Ayrıca dört yıla kadar da hapis cezasıyla yargılanıyor. Bir yıldır kimse ona iş vermiyor. Yani devlet hem dövüyor hem de üzerine ceza kesiyor. Aslına bakarsanız bu konularda oldukça tecrübeli... Daha geçen hafta bir esnaf, AKP’lilerin elini sıkmadığı için dükkanının ortasında dayak yedi. 60 yaşındaki çiftçi tekmelendi, bir muhtar AKP’li adayı desteklemediği için dövüldü.
Yakın siyasi tarihimize şöyle bir göz attığımızda devletin tokadını ya da fırçasını yiyenlerin epey fazla olduğunu görüyoruz. Örnekler o kadar çok ki ister istemez akla Tek Parti döneminin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın merhum Osman Yüksel Serdengeçti’ye söylediği sözler geliyor. Vali Tandoğan, 3 Mayıs 1944’te Türkçülük davası’ndan tutuklanan Osman Yüksel Serdengeçti’ye şöyle demişti: “Ulan öküz Anadolulu!.. Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa, bunu biz yaparız... Komünizm gerekirse, onu da biz getiririz... Sizin iki vazifeniz var: Birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek!” O döneme dair devletin vatandaşa bakışını ve zulmünü gösteren örnekleri çoğaltmak mümkün. Devletin vatandaşa bugünkü tutumu o günlerden izler taşıyor. Dün vatandaşına ‘öküz Anadolulu’ diyen validen bugün ‘gavat’ diyen valilere, ‘ulan İsrail dölü’ diye tokat atan Başbakan’a kadar birçok örnek var.
Çiftçiye: ‘Ananı da al git’ (Şubat 2006)
Dönemin başbakanı Erdoğan’a Mersin gezisi sırasında bir çiftçi, “Çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı. Hangi yüzle geliyorsun buraya?” diye bağırdı. Erdoğan’ın cevabı ise “Ananı da al git” şeklinde oldu.
Askere: ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ (Eylül 2006)
Balıkesir’de TOKİ konutları toplu açılış törenlerine katılan Erdoğan, “Şehit cenazesi görmek istemiyoruz.” diye tepki gösteren kişilere, “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” diye cevap verdi.
Özel koruması/yeğeni protestocuları döverse… (Eylül 2006)
Bilecik’in Söğüt ilçesinde 11 Eylül 2006’daki Ertuğrul Gazi‘yi Anma ve Söğüt Şenlikleri‘nde dönemin başbakanı Erdoğan’ın özel koruması ve yeğeni Ali Erdoğan, Erdoğan’ı protesto eden vatandaşları polis zoruyla kalabalık içinden tek tek çekerek korumalarla dövdü. Bunun üzerine Ali Erdoğan’ı bir vatandaş darp etti ve Erdoğan’ın yüzüne dikiş atıldı.
Gazetecilere: ‘Bunlar köpekleriyle yatar, köpekleriyle kalkarlar’ (Şubat 2009)
Tayyip Erdoğan, seçim çalışmaları çerçevesinde Sivas’ta halka hitap eder: “Ama bunların şu anda yandaş medyaları var. Yandaş medyaların oralarda yandaş köşe yazarları da var. Bunların sevgili köpekleri vardır, onlarla yatarlar onlarla kalkarlar.”
Vatandaşa: ‘Artistlik yapma’ (Mart 2009)
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, seçim gezisinde Bitlis’te AKP seçim bürosunda derdini anlatmak isteyen bir kişiye, “Artistlik yapma, sesini yükseltme.” diyerek tepki göstermişti.
‘Afedersin Rum’ (Haziran 2011)
Dönemin başbakanı Erdoğan, 10 Haziran 2011’de kendisinin eleştirildiğini söylerken “Bu kitaplar içerisinde ne Yahudiliğimiz ne Ermeniliğimiz ne afedersiniz Rumluğumuz hiçbir şeyimiz kalmadı.” demişti.
Gazetecilere: ‘Sizi tasmalarınızdan kurtardık’ (Mayıs 2012)
Recep Tayyip Erdoğan’dan gazetecilere: “Bunları bu tasmalarından kurtaran biz olduk. Ama bu tasma dün ulusaldı. Bugün terfi ettiler. Uluslararası tasmaları boyunlarına taktılar.”
Şehitlere: ‘Birkaç Mehmet öldü diye Meclis toplanmaz’ (Ağustos 2012)
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP’nin TBMM’nin toplanmasına yönelik çalışmalarını eleştirirken: “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis’i toplamayız.” demişti.
Atanamayan öğretmenlere: ‘Al onu kendine sakla’ (Ocak 2013)
Erdoğan, Gaziantep’te Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Beşler Grup’a ait nişasta ve yem fabrikasının açılışına katılır. Bir öğretmenin, “Şubatta atama yoksa oy da yok.” sözüne Erdoğan karşılık verir: “Al onu kendine sakla. Tamam, kendine sakla. Sen vermen gereken yere ver. Sen kendine sakla.”
Asgari ücretliye: ‘800 TL iyi para’ (Mart 2013)
Asgari ücretle ilgili eleştirileri yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik: “800 lira iyi para. Peynirin, ekmeğin, zeytinin fiyatı bellidir. Geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz.”
Çevrecilere: ‘Nankörlük yapma otur’ (Mart 2013)
Şırnak’ta Silopi Termik Santrali’nin açılış törenine katılan Erdoğan, konuşması sırasında kendisine tepki gösteren bazı izleyicilere: “Nankörlük yapma, sus, nankörlük yapma. Ekmek bulamazsınız yemeğe, ekmek gelince de tepersiniz.”
Çapulcular (Haziran 2013)
9 Haziran 2013’te Adana’da kendisini karşılayan kalabalığa hitap eden Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı direnişçilerini şöyle eleştirmişti: “Biz birkaç çapulcunun yaptıklarını yapmayız. Onlar yakar, yıkar. Çapulcunun tanımı budur zaten.”
‘O gavatı bana getirin’ (Kasım 2013)
Adana’daki 10 Kasım törenleri sırasında dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, vatandaşlar tarafından protesto edilir. Protestolar üzerine makam aracından öfkeyle inen Coş, ‘Allah belanı versin’ diyen bir vatandaş için, “O gavatı bana getirin.” der.
Vatandaşa yumruk ve ‘Ulan İsrail dölü’ (Mayıs 2014)
2014’ün Mayıs’ında Soma’da 301 madencinin ölümüne sebep olan maden faciasında Somalıların acısı tazeliğini korurken, bölgeyi ziyaret eden Erdoğan, kendisini protesto ettiği iddiasıyla bir vatandaşı yumrukladığı videolar internete düştü. Erdoğan’ın markette genci ensesinden tutarak, ‘Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü?’ dediği iddia edildi.
Vatandaşa müşavir tekmesi (Mayıs 2014)
301 madencinin hayatını kaybettiği Soma maden faciasında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müşavirliğini yapan Yusuf Yerkel herkesin gözü önünde acılı madenciye tekme attı.
‘Affedersin Ermeni’ (Ağustos 2014)
Erdoğan: “Benim için neler söylediler. Çıktılar bir tanesi aynı zihniyet. ‘Gürcü’dür.’ diyen oldu. Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle ‘Ermeni’ diyen oldu.”
ABD’de Türk gazeteciye tekme ve küfür (Eylül 2014)
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurul toplantısı için gittiği ABD’de, Türk vatandaşlarının protestolarına korumaları küfür ve tekmelerle cevap verdi. Programı takip etmek isteyen gazetecilerden bazıları yaka paça otelden dışarı çıkartıldı.
El sıkmayan esnafa darp (Mayıs 2015)
İstanbul Beyoğlu’nda esnaf ziyareti yapan AKP milletvekili adayı Hüseyin Bürge’nin elini sıkmak istemeyen kuaför Mustafa Genç, Bürge’nin yanında bulunan partililer tarafından darp edildi. Kendisini dövenlerden şikâyetçi olan Genç’in hastaneden aldığı darp raporunda; ‘sol gözünde ödem ve ekimoz, göz altında ise şişlik ve aşınma mevcut’ ibaresi bulunuyor.
Muhtara ‘AKP’yi neden desteklemedin?’ dayağı (Mayıs 2015)
Burdur’da köylerindeki kuraklık nedeniyle düzenlenecek yağmur duası için AKP İl Başkanlığı’na davet için giden Bayındır Köyü Muhtarı Ahmet Yılmaz, Burdur İl Genel Meclis Üyesi AKP’li Ali Evren ve partililer tarafından tartaklandığı iddiasıyla savcılığa şikâyetçi oldu. Muhtar Yılmaz, seçimlerde Ali Evren’i desteklemediği için dayak olayının yaşandığını söyledi.
60 yaşındaki çiftçiye tekme (Mayıs 2015)
Tokat Turhal’da Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin mali kongresinde taraftarlar birbirine girdi. Kavga sırasında torununu kurtarmak isteyen çiftçi Mehdi Altınkaynak (60), polisin tekmesiyle yere düştü. Tokat Valisi Cevdet Can, soruşturma başlatılıp başlatılmadığı sorusuna, “Polis görevini yaptı.” dedi.