Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Vatandaş Ali amca nasıl geçiniyor?

$
0
0

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de yoksulluk sınırının 4 bin 259, açlık sınırının ise bin 307 lira olduğunu gösteriyor. Ancak nüfusun büyük bölümünün bu rakamları kazanamadığı malum. Peki fakir fukara sofralarının vazgeçilmezleri patates, domates, biber gibi sebzelerin fiyatlarının 5 liradan aşağı olmadığı ve 30-40 liraya pazar alışverişleri yapılan günlerin geride kaldığı ülkemizde dar gelirli aileler ay sonunu nasıl getiriyor?

Her evde farklı bir hikâye yazılsa da yöntemler birbirine benziyor. Tek kişinin çalışmasıyla karınlar doymuyor. Ekonomik olsun diye ekmekler evde yapılıyor, kışın doğalgaz olsa bile soba yakılıyor. Kahvaltıda çeşit sayısı ikiyi-üçü geçmiyor, kıyafet alırken markaya bakılmıyor. Kırmızı et deseniz bayramdan bayrama... İşte onlardan biri de İstanbul Silivri’de yaşayan Kaya ailesi. Kirada oturmadıkları için şanslı olduklarını söyleyen Ali Kaya, en büyük hazinelerinin kanaat olduğunu dile getiriyor.

Gezici Araştırma Şirketi’nin 4 bin 860 kişiyle yaptığı ankette halkın yüzde 66,8’i geçim sıkıntısı yaşadığını söylüyor. Türk-İş’in yaptığı bir başka araştırma da dört kişilik bir ailenin aylık giderini ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre ailenin yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) bin 307 lira 55 kuruş. Giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 4 bin 259 lira 13 kuruş. Bu rakamların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını anlamak için birkaç aileyi ziyaret etmek kafi.

Kapısını çaldığımız Kaya ailesi Silivri’de yaşıyor. Yedi nüfusu barındıran eve üç maaş giriyor. Zaten tek kişi çalışsa karınlarını doyurmaları imkânsız. 51 yaşındaki Ali Kaya inşaat işçisi, iş buldukça çalışıyor, emekliliğine bir yıl var. Evin oğlu Mustafa, taşeron bir firmada çalışıyor ve aylık geliri bin lira. Evin kızı ise bir yandan üniversite okuyor bir yandan da tekstil firmasında çalışıyor, 900 lira maaş alıyor. Onların bir şansı da hepsinin çalışması, İstanbul’a uzak olmaları ve evlerinin kira olmaması.

Evin reisi Ali Kaya, Tokat’ta çiftçilik yapıyormuş ama geçinmek ne mümkün. İstanbul yoluna düşmüş ve inşaatlarda çalışmaya başlamış. Yılın sekiz ayı İstanbul’da, dört ayı Tokat’ta... Bu durum aileyi yormaya başlamış, çocuklarını okutacağı okul da yokmuş köyde. Tası tarağı toplayıp ailece İstanbul’a göçmüşler. Ali Kaya’nın ilk işi bir arsa almak olmuş, kardeşleriyle el ele verip kendi evlerini yapmaya başlamışlar. Gündüz başka inşaatta, gece kendi evinin inşaatında çalışarak kısa sürede evi bitirip yerleşmişler. Başlarını sokacak evleri olduğu için şükreden Kaya ailesi, “Kira verenler nasıl geçiniyor?” diye şaşırıyor. Kira vermedikleri halde aylık giderlerinin 3 bin lira olduğunu anlatan Ali Kaya, 2 bin lirayla idare ettiklerini söylüyor. Aynı çatı altında iki aile bir arada yaşıyor. Evin oğlu Mustafa evli ve iki çocuğu var ama bu zamanda ayrı eve çıkmak cesaret istiyor. Kaya ailesi haline sürekli şükrediyor, kanaatin en büyük hazine olduğunu vurguluyor.

‘Doktora gittik, 263 lira masraf’

Ali Kaya, geçtiğimiz ay doktora gittiklerini anlatıyor. Devlet hastanesinden sıra almanın meşakkatli olduğunu söyleyen Kaya, göz muayenesi için eşiyle beraber özel hastaneye gitmiş. Muayene 30 lira, iki kişinin ki 60 lira... Ali Bey’in ilaçları 45, Dudu Hanım’ınkiler ise 18 lira tutmuş. 70’er lira da gözlüğe vermişler. Yol parasını da dâhil ederseniz 280 lira harcamışlar o gün. Dillerinde daima şükür… Ali Kaya, “Vardı harcadık çok şükür, olmayanlar ne yapsın?” diyor.

Kahvaltıda iki-üç çeşit yetiyor

Kaya ailesinin kahvaltı menüsünü merak ediyoruz. Ali Kaya, bazen iki bazen dört çeşit kahvaltılık olduğunu söylüyor. Zeytin, peynir kahvaltının baş tacı. 10 liraya da peynir var, 20 liraya da. Ali Bey’e göre çok ucuz peynirler yenecek gibi değil. Zeytin de aşağı yukarı aynı fiyat. Dudu Hanım, ara sıra reçel veya tahin helvası aldıklarını aktarıyor. Eşi lafa girip köyden tereyağı ve bal getirdiklerini ifade ediyor. Ali Kaya, pazar alışverişlerinin haftalık 200 lira tuttuğunu söylüyor. Üstelik sepetleri dolmuyor bile. Dudu Hanım, “Eskidendi 20 lirayla pazara çıkmak. Domatesin kilosu olmuş 4-5 lira.” diyor. Akşam yemeklerinde de kırmızı mercimek, pilav gibi yemeklerle iki çeşit yediklerini anlatıyor.

Doğalgaz var ama soba yakıyoruz

Mütevazı döşenmiş evde kalorifer olmasına rağmen kış aylarında soba kuruluyor: “Doğalgazı üç ay yaktık, dikkatli kullandığımız halde fatura 300 liradan aşağı gelmiyor. En son 230 lira gelince kapattık. Güzelce ısınalım desek 600 liradan aşağı gelmez. Soba kurduk. Bir torba kömür 13 lira, kışın 25 torba kömür harcadık, odunlarımız da vardı. Çok şükür kışı böyle geçirdik.” diyor Ali Bey.

Kurbandan kurbana et

Muhabbetin tadından ikram edilen kek, börek ve kurabiyeleri yemeye fırsat bulamıyoruz. Ali Kaya, “Size kuru fasulye ikram etmeyi isterdik ama kilosu 10 lira.” esprisini patlatıyor. Dudu Hanım, altı aydır kuru fasulye yemediklerini anlatıyor. Söz kırmızı ete gelince eşi, “Et yemeye yemeye rengimiz soldu baksana.” diye şaka yapıyor. Kırmızı eti kurbandan kurbana yediklerini anlatıp hallerine şükretmeyi ihmal etmiyorlar.

Ayda 15 liralık kontör yüklüyor

Ali Kaya’ya telefon masrafını soruyoruz. “Ahırdaki hayvanlar hariç herkeste cep telefonu var.” deyip güldükten sonra ev telefonunu kapattırdıklarını anlatıyor. Cep telefonunu gösteriyor: “Beş sene önce 320 liraya almıştım. Dünya çağ atlasa yine bunu kullanırım. Her ay 15 liralık kontörle idare ediyorum.”

Nefesimizden tasarruf edeceğiz!

Evin faturaları ne kadar tutuyor derseniz; elektrik faturası 80-120 lira, su faturası da 40-60 lira arasında değişiyor. Ali Kaya, bu yıl elektriğin zamlandığından bahsediyor ve tasarruflu ampul kullandıklarını söylüyor. Fazladan bir dakika elektrik yakılmadığını, su tüketilmediğini kaydeden Ali Kaya, tasarrufun hayat düsturları olduğunu anlatıyor. “Elden gelse nefesimizi tutup ondan da tasarruf edeceğiz.” diye şaka yapan Kaya’ya göre insanın trilyonu da olsa israfa kaçmamalı.

Ucuz oluyor diye ekmeği evde yapıyor

Kaya ailesi, yedikleri ekmekten de tasarruf ediyor. Dudu Kaya’nın ifadesiyle, yedi nüfuslu bir aile olarak günde beş ekmek alsalar haftada 35, ayda 140 lira tutuyor. Bir çuval un ise 66 lira. Ay başında bir çuval un alıp ekmeği evde yapıyorlar. Böylece hem ekmek gideri yarı yarıya azalıyor hem de daha doyurucu oluyor. İnekleri olduğu için süt, yoğurt masrafları da olmuyor. Dudu Hanım, her sabah ineği sağıyor, torunlara süt kaynatıyor, kalanıyla yoğurt mayalıyor. Dışarıdan alsalar bir litre kutu sütün fiyatı 2-3, beş kiloluk yoğurdun fiyatı 5-7 lira arasında değişiyor.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue