7 ayda beşinci kez muhtarlar toplantısı yapan Erdoğan, onların dertlerini dinleyip, çözüm üretmekten ziyade kamuoyuna siyasî; mesajlar vermeyi tercih ediyor. Peki o toplantıya katılan bir muhtar neler yaşıyor? Davet nasıl geliyor? Saray’da ne yapıyorlar? Konuşma şansı buluyorlar mı? Sarayı gezebiliyorlar mı? Beklentileri karşılanıyor mu? İşte bir muhtarın saray günlüğü…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Benim elim, kulağımsınız’ dediği muhtarları Beştepe’deki Saray’da ağırlamaya devam ediyor. Önceki cumhurbaşkanlarının aksine sıklıkla muhtarlar toplantısı yapan Erdoğan, yaptığı konuşmalarda siyasi polemiklere giriyor, ekonomiden bahsediyor, tartışmalara katılıyor. Muhtarlar aracılığıyla mesajlarını aktaran Erdoğan, bu toplantılardan oldukça memnun. Peki masanın diğer tarafında olan muhtarlar buluşmalardan memnun mu? Geliş-gidiş ve konaklama gibi tüm masraflarını kendi ceplerinden karşılayan muhtarlar, kendilerine söz verilmeyip, dertlerinin bir türlü dinlenmemesinden şikayetçi. Konuşma sırasında ara ara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü kesenler olsa da, canlı yayında verilen bu konuşmalarda muhtarın ne dediği anlaşılamıyor. Yaşanan mini diyaloglarda Cumhurbaşkanı Erdoğan başını hafifçe onaylar şekilde sallamakla yetiniyor.
Söz konusu davete icabet edenlerden biri olan İstanbul Bahçelievler’deki Siyavuşpaşa Mahallesi Muhtarı Selami Aykut, muhtarların Saray’da geçen bir gününü anlattı. Davetin bir gün önce haber verildiğini söyleyen Aykut, kendisinin şanslı olduğunu dile getiriyor. Yakın bir muhtar arkadaşının salı günü olan buluşma için pazartesi akşamüzeri çağrıldığını söylüyor. İstanbul’da bir belediyenin verdiği otobüs sayesinde yol masrafından kurtulduklarını belirten Aykut; “Saray, muhtarı davet ediyor ama kalması, gitmesi için hiçbir masrafa karışmıyor. Bize bir belediye araç tahsis ettiğinden araca para vermedik. Fakat Van’dan, Trabzon’dan gelen insanlar için çok maliyetli oluyor. Muhtara konaklama için gösterilen bir yer de yok.” diyor. 10 Mart Salı günü 11’de Saray’ın önünde hazır bulunan Aykut ve arkadaşları bir dizi güvenlik kontrolüyle karşılaşıyor. Aykut yapılan sıkı kontrolü son derece garip bulduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Saray’ın bahçe kapısında üzerimizde telefon vesaire ne varsa, çok ince bir kontrolden geçirerek aldılar. Seçilmiş bir muhtarın o kadar ince ayrıntısına kadar aranmasını garipsedik. Saray’ın bırakın binasını, bahçesinde bile fotoğraf çekemedik. Her 100 metrede bir koruma vardı.”
Muhtarlar güvenlik kontrolünün ardından doğruca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma yapacağı salona alınıyorlar. Erdoğan’ın konuşması alkışlarla başlıyor ama Aykut’un hayal ettiği şekilde ilerlemiyor. “Biz orada hep muhtarlar üzerine konuşmasını arzulardık.” diyen Aykut, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın konuşması yaklaşık 20 dakika sürdü. 8 dakikasında muhtarlardan bahsederken, 12 dakikasında siyasi mesajlar verdi.” diyor. Bu konudaki düşüncesini de, “Muhtarlarla ilgili toplantıda başka konulara girmesi bizi ciddi şekilde rahatsız etti. İnşallah vaatlerinin arkasında durur. Biz söylediklerinin hepsinin kaydını aldık. Bunlardan dönülürse gerekli tepkiyi vereceğiz. Kendimizi kullandırmayacağız.” şeklinde açıklıyor.
Erdoğan’a davetinden dolayı yine de teşekkür eden Aykut, “Muhtarların olması gereken yerleri ifade etti ama keşke bizi de bir konuşturup dinleseydi. Sorularımızı sözlü sormamıza da gerek yoktu, yazılı da verebilirdik. Bizim asıl bağlı olduğumuz yer Başbakanlık. Cumhurbaşkanı’mız 12 yıldır başbakandı. Sorunlarımızı çözme imkanı ellerindeydi ancak bu dönemde hiç önemsenmedik. Çağırınca şaşırdık. Bu önemin nasıl bir önem olduğunun çok iyi farkındayız.” ifadelerini kullanıyor.
Bol alkışlı konuşma sonrası ise yemek faslına geçiliyor. Muhtarlar, kendilerine girişte verilen kartlardaki numaralara göre masalarına yerleşirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masasında da kadın ve erkek muhtarlar yerlerini alıyor. Haberlere konu olan altın varaklı bardaklar kullanılan, profesyonel bir servisle yenilen yemek de tam da istendiği gibi sessiz sakin geçiyor. Yemeğin ardından muhtarlar il il toplu fotoğraf çekinmek için başka bir salona çağrılıyor. Aykut’un gittiği hafta 10 farklı ilden 400’e yakın muhtar davete icabet etmiş. Selami Aykut, saray için sıradan, muhtarlar içinse tarihî; olan günün değerlendirmesini, “Fotoğraftan sonra herkese ‘güle güle’ dendi. 11.00’deki toplantı 15.00’te bitti. Bir anı oldu. Başka hiçbir şey yok.” sözleriyle yapıyor.
132 KEZ TOPLANIRLARSA BÜTÜN MUHTARLAR SARAYI GÖRECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan 27 Ocak’taki ilk muhtarlar buluşmasında 18 bini köy, 32 bini mahalle muhtarı olmak üzere yaklaşık 50 bin muhtar olduğuna işaret etmişti. Ancak şu anki durumda Türkiye’de 53 bin muhtar bulunuyor. İki haftada bir yapılan buluşmada yaklaşık 400 muhtarın ağırlandığı düşünülünce, Cumhurbaşkanı’nın muhtarları 132 kez ağırlaması gerekiyor. Bu ise süre olarak yaklaşık 5 yıla tekabül ediyor. Bu açıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası bu buluşmalara devam edip etmeyeceğini en çok da muhtarlar merak ediyor.
TUR PAHALIYA PATLIYOR
Muhtarların masraflarını her şeyiyle kendi cebinden karşıladığı Saray gezisi son derece maliyetli. Örneğin; Hakkari’den Saray’ın davetine icabet eden bir muhtarın önce 3 saatlik Hakkari-Van karayolunu aşıp, Van Ferit Melen Havalimanı’na varması gerekiyor. Van’dan Ankara Esenboğa Havalimanı’na gidecek olan söz konusu muhtarımızın yol masrafı için ise, yaklaşık 450 lira harcaması gerekiyor. Saray’a en yakın otelin gecelik fiyatı 250 lira. Şehir içindeki masraflar da işin içine katılırsa Saray’a konuşma dinlemeye gelip, fotoğraf çekilerek bu anıyı ölümsüzleştiren muhtarımız neredeyse 871 lira olan maaşı kadar masraf yapmış oluyor. Tabir-i diğerle muhtara Saray turu pahalıya patlıyor.
MUHTARLARA BİR DOKUN BİN ‘AH’ İŞİT!
Yakın zamanda Saray’a gidecek olan Bakırköy ilçesi Zuhuratbaba Mahallesi Muhtarı Aykut İncesaraç da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlara yönelik, “Siz benim elim ve kulağım olacaksınız.” sözlerini hatırlatarak, “Yeni vaatler, yeni görevler için mi çağrılıyoruz? Her şey vaatte kalıyor. Seçimden sonra sistemin daha da kötü olup olmayacağı belli değil. Davet gelince tamamen merakımdan gideceğim. Bir beklentim yok.” diyor.
Muhtarlar, nüfusa kayıt gibi işlemlerin nüfus müdürlüklerince yapılmasından duydukları şikayeti dile getiriyor. Nüfus müdürlüğüne kayıt sistemi yüzünden muhtarların mahallelerinde kimin oturduğunu bilemediğini söyleyen Aykut İncesaraç, “Muhtar vatandaşı tanımazsa zincir nasıl dönecek? Çoğu muhtar kimlik değişimi yüzünden devlet tarafından mahkemeye verildi. O kadar profesyoneller var ki, bize ibraz ettikleri sahte emniyet belgeleriyle beraber kendi resmi ve başkasının TC kimlik numarasıyla rahatça kimlik talep belgesini alıyorlar. Bize gelseler biz tanırız.” ifadelerini kullanıyor.
Muhtarların ortak başka bir şikayetini de, eskisi gibi itibar görmemeleri oluşturuyor. Bundan dolayı son derece üzüntülü olduğunu belirten İncesaraç, “Muhtarlara saygı duyulmasını istiyoruz. Kapıları biz aşındırıyoruz. Vatandaş problemini söylüyor, biz ilgili makama aktarıyoruz. Günde defalarca bu makamları arıyoruz ama onlardan bile saygı görmüyoruz. Biz kendi adımıza değil vatandaş adına bir şey talep ediyoruz.” diyor. 47 yıldır Levent’te yaşayan ve baba mesleği muhtarlığı sürdüren Beşiktaş Levent Mahallesi Muhtarı Atacan Türk de vatandaşla bire bir temas halinde olduklarını söyleyip en son dinlenilmelerinden şikayet ediyor. Eski yetkilerini istediklerini ifade eden Türk, “Vatandaş sıkıntısını ilk önce bize danışıyor. Mahallede düzeni sağlıyoruz ancak devlet nezdinde hiçbir vasfımız ve saygımız kalmadı. Babamın döneminde muhtarların hem kazancı hem de itibarı çok yüksekti. Biz eskiden olduğu gibi verilecek evrakların çoğalmasını ve yetki verilmesini bekliyoruz.” cümlelerini kullanıyor.