Kerkük’ün Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ne bağlanması gündeme geldiğinde ültimatom için savaş uçağı uçurmamızın üzerinden 7 yıl geçti. Bu 7 yılda Türkiye, Kerkük’e ilgisiz kaldı. Yine benzer bir ihtimal var ve Kerkük, Irak için kördüğüm halini aldı. Kerkük’e gittik, hem şehri gezdik hem de Kerküklülere kulak verdik.Saddam rejimi 1990 yılında Kerkük Kalesi’ni onarıyoruz diye yüzlerce geleneksel Türk evini ve eseri dozerlerle yerle bir etti. Türkmenlere ait mezar taşları bile yok edildi. Türkmenlerin yüzyıllarca yaşadığı kalenin içi, bugün harabe halde. Ayakta kalabilen nadir yapılar arasında Danyal Peygamber Camii, Ulucami ile Gök Kümbet bulunuyor. Kalenin içinde IŞİD militanlarının tutulduğu bir de cezaevi var. Bu Türkmen kalesi, güvenlik gerekçesiyle ziyaretçilere tamamen kapalı. Özel izinle girilebiliyor. Kerkük’ü ve kaleyi görmek için Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkenti Erbil’den yola çıkıyoruz. Yol boyunca dev petrol kuyuları görüyoruz. Kerküklü rehberimiz gülerek, “Siz, evinizin bahçesini kazsanız su çıkar, burada petrol çıkıyor.” diyor. Aslında Kerkük’tekilerin yüz yıldır döktüğü gözyaşının sebebi de rehberimizin biraz da övünerek söz ettiği bu ‘kara inci’. Dünyada rezerv bakımından ispatlanmış en büyük petrol yatakları Kerkük’te. Irak petrollerinin yüzde 40’ına yakını da buradan çıkarılıyor. Petrol, kısa sürede paraya çevrilmesi bakımından dünyadaki en değerli maden. Fakat Kerküklülere refahtan çok savaş ve ölüm getirmiş. Şimdilerde bombalı saldırılar biraz olsun azalsa da günaşırı onlarca insanın hayatını kaybettiği, bunun olağan karşılandığı bir kent burası. Şehirde altyapı yatırımları yok denecek kadar az. Olan da son derece kötü. Kışın yağan yağmurlar şehrin sokaklarını adeta bir küçük ırmağa çeviriyor. Restorana x-ray’dan giriliyor Devlet daireleri son derece bakımsız. Onlarca kez bomba yüklü araç saldırılarına maruz kalan resmi binaların önünde dev beton bloklar var. Öyle ki bu betonların camilerin önünde de bulunması tüylerimizi ürpertiyor. Zira ölü sayılarını artırmak için saldırıların birçoğu cami önlerinde yapılıyor. Restoranların girişinde bile x-ray cihazı var. Dünyada başka bir ülkede bu uygulama var mıdır acaba? Zenginlik içinde adeta ‘yokluğu’ yaşayan şehir, sessizce kaderini bekliyor. Şehrin asıl sakinlerinin bir kısmı, evlerini Musul’dan kaçanlara kiraya verip Erbil’e göç etmiş. Şehir, artık Musul ve Kerkük’teki asker kaçaklarının yeni yuvası. IŞİD’in Musul saldırısının ardından yüzlerce asker, birliklerini bırakarak Kerkük’e sığınmış. Maliki hükümetinin asker kaçaklarına yönelik idama kadar verdiği sert cezalar nedeniyle birçoğu ailelerinin yanına dönemiyor. Kerkük’te 23.00’ten sonra sokağa çıkma yasağı var. Geceleri yatacak yeri olmayan kaçak askerler kaldırımlarda bekliyor. Her geceye, gitmek, kalmak ve yaşamak arasında mücadeleyle başlıyorlar. Biz de şehre dışarıdan gelen yabancılar olarak, bir de fotoğraf çektiğimiz için ihbar edilmişiz. Gözaltına alındık. Daha önceden tanıdığımız bir general olmasaydı belki de tutuklanacaktık. Halk o kadar tedirgin ki olağan dışı her davranışı veya kimseyi ihbar ediyor. Biz de foto muhabiri Üsame Arı ile bu ihbarlardan birinin kurbanı olmuştuk. Yakın zamana kadar üzerinde uçak uçurduğumuz Kerkük’te, tüm bu değişiklikler olurken Türkiye’nin herhangi bir tepkisi yok. Birçok siyasi yetkiliye göre, bağımsız bir Kürdistan için Kerkük’ün alınması vazgeçilmez bir gereklilik. Kürt siyasiler, “Bağımsızlığımızı ilk tanıyacak ülke Türkiye.” diyor. Özellikle Saddam Hüseyin rejiminin devrildiği 2003 yılındaki Amerikan müdahalesinin ardından şehre büyük oranda Kürt nüfusu yerleştirilmiş. Bugün yarısından fazlasını Kürtlerin oluşturduğu Kerkük’te olası bir referandumda sürpriz çıkmayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Aslında hâlihazırda şehirde fiili bir Kürt yönetimi var. Şehrin valisi, emniyet müdürü ve belediye başkanı Kürt asıllı. Üst düzey devlet yetkililerinin çoğunu da Kürtler oluşturuyor. Kerkük’ün devlet görevlilerinin büyük kısmının aileleri güvenlik gerekçesiyle Erbil ve Süleymaniye’de yaşıyor. Polisler neden IŞİD’e katıldı? Kerkük, seçimlerde 8 Kürt, 2 Türkmen 2 de Arap milletvekili çıkardı. Kürtler, Kerkük’ün oldu-bittiyle Kürt yönetimine bağlanması karşısında Maliki’nin hiçbir şey yapamayacağını düşünüyor; “Biz Saddam’ın ordusunu yendik. Madem Kerkük’ü vermeyecekti neden ordusu Kerkük’ten kaçtı?” diyorlar. Özellikle Saddam döneminde Türkmen ve Kürtlerin arazilerine el konularak Kerkük’te yerleştirilen Araplar, 2003 yılından sonra Kerkük’ten çıkarıldı. Bu nedenle Kerkük’e bağlı çevre ilçelerde yaşayan Araplar, bölgede güçlenen aşiret birlikleri ve IŞİD’i destekliyor. Emniyet kaynaklarının verdiği bilgiye göre Kerkük emniyetinden 3 bine yakın Arap polis aşiret güçleri ve IŞİD’e katılmış. Özerk Federasyonu istiyoruz Kerkük Türkmen Cephesi temsilcisi Ali Mehdi, Kerkük için tek çözümün özel federasyon olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bunu her zaman savunuyoruz. Özerk olduğumuz zaman Kerkük'ün her şeyinden yararlanırız. Kerkük patlayacak bir bomba gibi. Kürdistan'a bağlanmasına Kerküklülerin karar vermesi gerekir. Ama bu kararı 2003'ten önce Kerkük'te yaşayanların vermesi gerekiyor, sonradan getirilip yerleştirilenlerin değil. Kerkük Kürtlerinin yüzde 70'i de Kerkük federe yönetiminin kurulmasını kabul ediyor. Ama bunu medyada konuşamıyorlar. Kerkük'te böyle bir referandum yapılamaz. Buna Türkiye de karşıdır. Böyle tahmin ediyorum. Türkiye Kerkük'ü oldu-bittiye bırakmaz. Kürdistan'a bağlansak belki hayati güvenliğimiz olur ama ne siyasi ne de kültürel güvenliğimiz olur. Merkezi hükümetin hataları Irak'ı bu hale getirdi. Bugün Irak'ın yüzde 50'si merkezi hükümetin kontrolünde değil." Kürt-Türkmen savaşı çıkarmak isteyen fitneciler var Geçtiğimiz hafta Türkmen siyasetçi Münir Kafili'nin suikastla öldürülmesi, bir gün sonra da Kürt mahallesinde bombalı saldırı düzenlenmesinin tesadüf olmadığını söyleyen Kerkük İl Meclis Başkanı Yardımcısı Rebwar Talabani, "Kerkük'te Türkmen ve Kürtleri birbirlerine düşürmek istiyorlar. Bu büyük bir fitnedir." diyor. Kürdistan'la iyi işbirliği yapmayı isteriz, ama... Türkmeneli Partisi Başkanı Riyaz Sarıkahya: "Kerkük'ün tek başına federe olmasını istiyoruz. Irak anayasası her ile böyle bir hak veriyor. Araplar ve Türkmenlerin neredeyse hepsi bu planı destekliyor. Kürtlerin de bir kısmı istiyor. Ama bu federenin de Kürdistan'la ilişkileri çok gelişsin. Kürt kardeşlerimiz bize "Kerkük, Kürdistan'ın bir şehridir. Siz de bizim kardeşimiz, Kerkük'ün vatandaşlarısınız." dedi. Bunlar yeterli değil. Kurucu ortaklık istiyoruz, resmi dil, veto hakkı... Bunlara yanaşmadılar." Barzani, ‘Kerkük Erbil'den daha güzel olur’ dedi Barzani'nin liderliğini yaptığı Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Kerkük İl Başkan Yardımcısı Nakip Sadullah, liderlerinin kentteki herkesle diyaloglarını geliştirmelerini istediğini söylüyor. Kerkük'te yapılacak Kürt bölgesine katılma yönünde bir referandumun sonucunun ‘kesinlikle evet' çıkacağını düşünüyor. Sadullah, hemen yanında bulunan iki korumasının Türkmen, sekreterinin de Arap olduğunu anlatıyor. Kerkük'te herkes şehirlerinin Erbil gibi olmasını istiyor. Barzani de bu sebeple Kerkük'ün Kürdistan'a katılması halinde Erbil'den çok daha güzel bir şehir olacağının sözünü vermiş. Sadullah, dışarıdan Kerkük'e Kürt nüfus yerleştirildiği iddialarını ise reddediyor ve diyor ki: "Gel gidip bakalım eskiden beri mezarlıklarda en çok kim var?" Kerkük’te neler oluyor? Türkmenlerin ve Kürtlerin üzerinde hak iddia ettiği petrol ve doğalgaz zengini Kerkük, Irak askerlerinin IŞİD'in saldırısı nedeniyle kaçmasının ardından fiili olarak Kürt yönetimine bağlı peşmergelerin kontrolüne geçti. Statüsü belirsiz olan kentin akıbeti bir kez daha gündeme geldi. 2003 yılında ülkeyi işgal eden ABD'nin inisiyatifiyle hazırlanan Irak Anayasası'nın 140. maddesi Kerkük'ün statüsünün bir referandumla belirleneceğini hükme bağlıyor. Anayasanın referandum tarihi olarak belirlediği Aralık 2007 gelip geçti ama referandum hiçbir zaman yapılamadı. Referandum hükmü, bu haliyle pek çok gözlemciye göre ‘kadük' hale geldi. Durumu tarihî bir fırsat olarak gören Barzani, Kerkük'e 30 binden fazla takviye peşmerge gücünü sevk etti. Peşmerge yetkilileri artık Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlı bir kent olduğunu ilan ediyor. Kürt Özerk Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Kerkük'ün Kürdistan'a katılması için referandumun vaktinin geldiğini söyledi. Irak Merkezi Hükümeti yetkilileri ise Kerkük'teki durumun geçici olduğunu, Kürt yönetiminin Kerkük'ü ilhakının bir savaş sebebi sayılacağı belirtiyor. Hiç şüphesiz Kerkük'ün Kürdistan'a ilhakı Irak'ın artık üç ayrı devlete bölünmesi olasılığını da güçlendirecek. Şehrin emniyet ve askeri yetkilileriyle görüşmeler yapıyoruz. Verdikleri bilgiler son derece endişelendirici. Kerkük Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan 8 bin polisten 3 bine yakın Arap polis görevini bırakmış. Bazı polislerin IŞİD'le beraber Irak askerlerine karşı savaştığı, bazılarının da evlerinde IŞİD'in saldırısına destek için beklediğini anlatıyorlar. Emniyet yetkililerin aldığı istihbaratlara göre Baasçı komutanların Kerkük'ü ele geçirmek için IŞİD komutanlarını ikna ettiği, uygun zamanda şehre saldırılacağını belirtiyor. Türkmenler ise Türkiye'den silah istiyor. Musul'dan sonra Kerkük'ten de kovulmak istemediklerini söylüyorlar.
↧