Ancak havaların soğumasıyla gündeme gelen evsizler için üzülmekten başka yapacak şeyler de var. Sokakta yaşayanlar için çalışmalar yapan Şefkat-Der, yeni bir seferberlik başlattı.Sokakta kalan evsizler için uzun yıllardır çalışan Şefkat Der, kışa girerken yeni bir seferberlik başlattı. Her akşam bir sıcak çorbayla yollara dökülen gönüllülerin amacı, devlet de dahil herkesin görmezden geldiği bu insanlara dikkat çekmek. Kadınlar Günü’nde, Çocuklar Günü’nde hatta Dünya İnsan Hakları Günü’nde dahi adı geçmeyen bir grup var: Sokakta yaşayan evsizler. Hatırlandıkları tek vakit, dışarıda donarak öldükleri günler. Kışın kapıya dayandığı şu günlerde en acil ihtiyaçları ise başlarını sokacakları bir çatı. Ancak buna ulaşabilmek için hava sıcaklığının eksi 4’e düşüp spor salonlarının kendilerine açılmasını beklemek zorundalar. Bu sürede biraz parası olan internet kafede sabahlıyor, kahvelerde sabaha kadar birkaç bardak çay karşılığında geceyi geçiriyor. Ya da bir bankamatik kulübesi veya iş hanı girişinde... Bu gidişata bir ‘dur’ deyip mağdurlardan da mağdur konumdaki evsizlere dikkat çekmek isteyen Şefkat Der, bir seferberlik başlattı. Dernek gönüllüleri, seferberlik kapsamında her akşam sokak sokak dolaşarak evsizlere sıcak çorba dağıtacak. Sokakta yaşayan insanlar için uzun yıllardır faaliyet gösteren Şefkat Der, kışa girerken başlattığı etkinlikle hem evsizlere derman olmayı hem de bu görünmez yaraya dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sokakta yaşayan birinin hayatının tabii ki çorba vermekle düzelmeyeceğini anlatan Dernek Başkanı Hayrettin Bulan, “Bu vesileyle onlara dikkat çekeceğiz. Hava soğuk ve dışarıda onlarca insan var. Aralarında çöpten beslenenler de...” diyor. Şimdilik İstanbul’daki evsizler için sıcak çorba dağıtma etkinliğinin aslında tüm illerde ve bütün yıl boyunca devam etmesi arzulanıyor. Zira bu gönüllüler hareketine evinde bir tencere çorba kaynatıp termosa dolduran herkes dâhil olabilir. Eğer devamlılık kazanır ve geniş kitlelere ulaşırsa tüm Türkiye sokakta bıraktığı insanların da farkına varmış olacak. İki hafta önce başlayan etkinliğin gönüllüleri de hızla artıyor. Bu vesileyle sokağa çıkan gönüllülerin, evsizlerin hayatına adım atacağını ve onlar için çözüm arayacağını ümit eden Bulan, “O çorbayı dağıtırken sokaktakilerin halini görecek. Empati kuracak. Neden devlet bunu yapmıyor diye sorgulayacak. Çorba dağıtırken üstüne başına bakacak, inceyse kalın bir şey alıp verecek.” diyor. Belediye: “Konu ilgi alanımıza girmiyor” Ortaokul yıllarından beri evsizler için çalışan Hayrettin Bulan’ın yetkililere bir çağrısı var: “Sokakta yaşayanların kış gecelerinde donarak ölmesini beklemeyin.” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne defalarca dilekçe yazan Bulan’a geçtiğimiz hafta şöyle bir cevap gelmiş: “Konu ilgi alanımıza girmiyor.” Belediye’nin çözüm adresi olarak işaret ettiği valilik ise kendisine başvuran evsizleri Şefkat Der’e yönlendiriyor. Yani bünyesinde bu konuda bir çalışma mevcut değil. Takip edenler bilir. İstanbul Valiliği, evsizlerle ilgili son dönemde genelgeler çıkardı. Fatma Şahin’in bakanlığı döneminde de bu konuda genelge çıktığını hatırlatıyor Bulan. Bu haberi aldıktan sonra heyecanla bakanlık yetkililerini arayan Şefkat Der gönüllüsü, “Çıktı ama altyapımız uygun değil.” cevabını alır. “Dışarıdan bakan da der ki bunlar çalışıyor. Önemli olan genelgenin gereğinin yerine getirilmesi.” diyen Bulan, şöyle devam ediyor: “Kime şikâyet edeceksin ki, hepsi birbirinden beter. Üç maymunu değil, üç yüz maymunu oynuyoruz maalesef.” Resmi makamların konuyla ilgili tek çalışması havalar eksi 4 derecenin altına düştüğünde spor salonlarını evsizlere açması. Bu etkinlik ise ‘donarak ölen evsiz’ haberleriyle şehrin itibarının zedelenmemesi için yapılıyor. Çünkü bütün kışı sokakta geçiren bu insanların neredeyse hepsinin kronik ciğer ve solunum yolu hastalığı var. Aslında valilik bünyesinde Okmeydanı’nda, Belediye bünyesinde ise Kayışdağı’nda bakım evleri var. Ancak normal hayata sahip bir insanın bile uğraşamayacağı kadar çok prosedür bulunuyor. Öncelikle 55 yaş üzeri olması istenen evsizin, beş yıldır İstanbul’da yaşadığına dair belgeye ihtiyacı var. Ayrıca çocuklarının ve hiçbir yakınının ona bakmadığını kanıtlaması gerekiyor. Kadın sığınma evlerine girmenin şartı ise şiddet görmek ya da risk altında olmak. Oysa sokakta kalan kadının zaten risk altında olduğu göz ardı ediliyor. Evsizlere başını sokacak bir mekân oluşturmanın maliyetini soruyoruz Bulan’a. Bu kadar çok prosedür istendiğine göre devletin kaynakları mı yetersiz? “Devlet kademesindekiler para sorunlu değil, vicdan sorunlu insanlar.” diye cevaplıyor Şefkat Der Başkanı. Bakanlıklara, valiliklere ayrılan dev bütçeleri hatırlatıyor. Alınan uçakların, çılgın projelerin, dev kutlama törenlerinin maliyetinden bahsederek ekliyor: “Bütün bunlar yapılıyor ama şurada bir ev açamıyor devlet.” Şehri süslemek için milyonlar harcayıp dikilen lalelerden bahsediyor. Çirkinlikleri örten makyajdan yani. Habitat toplantısını hatırlatıyor sonra: “Şehir cıvıl cıvıldı. Milyonlarca lira harcanmıştı. Bu kadar süsün içinde evsizleri ve sokak çocuklarını şehir dışına taşımışlardık, dışarıdan gelenlere mahcup olmayalım diye…” Şefkat Der Başkanı Hayrettin Bulan, evsizlere yemek verirken... STK’lar da sorumlu Devletin hiçbir zaman ilgilenmediği bu konuda STK’lara da sitemi var Şefkat Der Başkanı’nın. Ellişer yüzer kişilik mekânlar açmak için olağanüstü maliyetlere gerek olmadığını anlatan Hayrettin Bulan, son yıllarda art arda sosyal sorumluluk projelerine imza atan şirketlere de sesleniyor. Zira sokakta kalan bir insana bile el uzatmak milyonluk yatırım yapılan bir spor dalı ya da kültür sanat etkinliğiyle kıyaslanamaz bile. “Ortalık sosyal projeden geçilmiyor. Evsizler için hiçbir şey yok.” diye sitem eden Bulan’ın tek isteği; onların artık görmezden gelinmemesi. 14 yaşında harçlıklarıyla sokakta yaşayanları otel odalarına yerleştirmeye başlayan Bulan, gönüllü hareketini üniversite yıllarında dernekleştirerek devam ettirmeye karar verir. İlgili bütün makamlara dilekçe yazarak başlar işe. Karşılığında aldığı yanıt ise hep şu minvaldedir: “Değerli gencimiz, ülkenin meselelerine gösterdiğin ilgiden dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.” Her gün ölümle burun buruna yaşayan bu insanlar için devlet neden bir şey yapmaz diye üzülen Bulan’ı aldığı bu soğuk ve ilgisiz yanıtlar daha da kahreder. Öğrenci evlerinde, okul kantinlerinde toplanarak dernekleşmeyi başarırlar. Derneğin kurulduğu 1998 yılından beri binlerce kadının hikâyesine şahit olur. Bazıları ise unutamadıkları arasındadır. Bunlardan biri, genç bir kızın 18 yaşından sonra sokakta kalması. Trenle yolculuk esnasında karşılaştığı genç kız, yaşı dolduğu için yurttan ayrılmak zorunda kaldığını anlatır. Nereye gittiği sorulduğunda ise Adapazarı’ndaki yetiştirme yurdunda kalan kız kardeşini söyler. 18 yaşında bir kız, “Anne babamın yanına gidiyorum.” demiyor. “Müdür amcaya yalvarırım. O da beni kardeşimin kaldığı yurda alır.” diye ümitleniyor. Babası, dedesi yok. Çalacak hiçbir kapısı yok. Hatta müftüye gidip yardım istiyor ama karşılık bulamıyor. Bunun gibi binlerce hayata dikkat çeken Bulan, “Yarın bir gün bu kız genelevlerde bulur kendini. Nasıl kızabilirsin? 18 yaşından sonra yurttan çıkarılan kızlara ne oldu?” diye soruyor hepimize. Buna benzer hayat hikâyelerini anlatırken gözleri doluyor, ağzından şu cümleler dökülüyor: “İnsan üzülüyor. İlgilendiklerinden ziyade ilgilenemediği insanlara üzülüyor.” En büyük hayal kırıklığı din adamları Ortaokul yıllarından beri sokakta kalanlar için çabalayan Hayrettin Bulan’ı en çok hayal kırıklığına uğratanlar din adamları olmuş. Şefkat Der’in kuruluş yıllarında Konya’daki kanaat önderlerini teker teker dolaşıp destek isteyen Bulan, beklediği desteği kimseden bulamamış. Bir keresinde evsizler evi açmak için zar zor para toplanmış ancak kimse evini kiraya vermek istememiş. Sözü sayılan bir cami hocasından, kiralık ev talebini hutbede cemaate duyurmasını istemiş. Ancak hoca bu isteğini bile yerine getirmemiş. “Öğrenci ve Kur’an kursu hizmetlerinin yanında düşkünlere, sahipsizlerin ihtiyaçlarına da kulak verilmeli.” diyen Bulan, din adamlarını da bu konuda duyarlı olmaya çağırıyor: “Hutbede hergün camiye yardım çağrısı yapılıyor. Bir kere de çıkıp diyelim ki, mahallemizde şöyle bir muhtaç var. Elimiz, gözümüz üzerinde olsun. Din bu değil mi zaten?” Evsizler için neler yapılabilir? Yönetmeliğe göre evsizler hastanelerde tedavi edilebilir. Hastane personeli bu hassasiyeti göstermiyor. Sokakta görülen bir evsiz hastaneye götürülerek tedavisi takip edilebilir. Ortalama gelire sahip ailelerin, hatta öğrencilerin bile yapabileceği çok şey var. Örneğin 10’ar kişilik bir öğrenci grubu bir araya gelerek 10 kişilik bir mekânın açılmasına katkıda bulunabilir. En azından kış gecelerini güvende geçirmeleri için sokakta gördüğünüz bir evsizin aylığı 300 TL olan bekâr odalarına yerleşmelerine yardımcı olabilirsiniz. Akıl sağlığı yerinde olmayanlar için en yakın sağlık kuruluşuna gitmeleri sağlanabilir. Görevliler ihmalkâr davranırsa 184 Sağlık Bakanlığı danışma hattı aranabilir.
↧