Önceki gün vizyona giren “Dracula: Başlangıç” filminde son dönemlerde artan asil, onurlu ve biraz da âşık vampir karakterinden Kazıklı Voyvoda da payına düşeni aldı. Ama filmde asilliğini Fatih Sultan Mehmet’in zalimliği(!) ile pekiştiriyor.Transilvanya: Vampirlerin başkenti. Ünlü yönetmen Tony Gatlif “Transylvania” filminde bölgenin unvanını Drakula ve vampirlerden uzak bambaşka bir hikaye ile kırmaya çalışsa da efsaneye yeni bir Hollywood bakışı daha, “Dracula: Başlangıç” (Dracula Untold) ile oldu. Bu kez efsanenin bilinen bilinmeyen tüm zalimliğinin tek sorumlusu “Türkler”.Avrupa’ya Tek Giriş DraKula’nın Evi mi?Transilvanya, Doğu Avrupa’da Karpat dağ silsilesi arasında kalan bir bölge. Bu dağlar Viyana yakınlarında başlayıp bir yay biçiminde Tuna üzerinde Demirkapı denilen bölgede son bulur. Karpat dağlarının gizlediği Transilvanya, Osmanlı dokümanlarına göre Vlad Tebeş’in yani Kazıklı Voyvoda ya da Drakula’nın şatosunu da gizler. “Dracula: Başlangıç” filmi bizi öncelikle bariz bir Eflak, Boğdan ve Erdel karmaşası ile karşılıyor. Kazıklı Voyvoda, filmde Erdel beyi gibi görünse de Eflak beyidir.Eflak, Boğdan ve Erdel yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı egemenliği altında kalmış günümüz Romanya’sına ait bir bölge. Filmde ise burası tek geçiş bölgesi gibi sunulmakta ve Osmanlı’nın ilerleyişinin burada durdurulduğu iddia edilmekte.Oysa ki Osmanlı’nın Avrupa’ya ilerleyişi 1683 yılında kaybedilen Osmanlı tarihinde 2. Viyana Kuşatması, Avusturya tarihinde ise 2. Viyana Püskürtmesi olarak bilinen savaş ile son bulmuştu. Özünde iyi bir vampir aslındaFilmde, Transilvanyalı bir vampir durduruyor bu ilerleyişi. Kazıklı Voyvoda’nın 25 bin Türk askerinin yanı sıra binlerce yerli halkı kazıklara oturtması kabul edilse de, sebepleri çocukluğuna inilerek keşfedilmiş sevimli bir vampir çıkıyor karşımıza. Osmanlı’dan önce de Bizans ve Roma imparatorlukları dahil 1000 yıllık bir gelenek olan ve bizde “içoğlan” diye tasvir edilen, bölgenin soylu ailelerinin çocuklarının büyük imparatorluklarda özenle yetiştirilmesinden ilham alınmış. Kazıklı Voyvoda’nın tüm canilikleri çocukluğunu bir Osmanlı sarayında geçirmesine hatta Fatih Sultan Mehmet’in yakın arkadaşı olmasına bağlanmış. Bu kadar büyük tarihi hatalar barındıran filmde bir çadırda boynundan ısırarak Fatih Sultan Mehmet’i öldüren de ‘kahraman, duygusal, binleri kazıklardan geçirmekle birlikte özünde iyi bir insan olan’ Kont Drakula… Oysa ki Fatih’in 1481’de Gebze yakınlarında hastalık sebebiyle öldüğü bir diğer tarihi gerçek. Bizim Kazıklı Voyvoda olarak bildiğimiz Vlad Tepeş, Drakula ismini, aile sembollerindeki ejderha figürünün İngilizce karşılğı olan “Dragon” ve Romanca karşılığı olan “Dracul”dan alıyor. İrlandalı yazar Bram Stoker, 1897’de Vlad’ın öyküsünü romanlaştırırken bugünün sinemalarındaki vampir figürünü resmediyor. Bu efsane kitap, İncil’den sonra en çok basılan eser unvanını bile alıyor. Bu başarıya sinemacılar kayıtsız kalmıyor. En iyi örneklerinden biri yönetmenliğini “Baba” serisi ile bilinen Francis Ford Coppola’nın yaptığı 1992 yapımı “Bram Stoker’dan Dracula” filmi. Efsanelerine sımsıkı sarılan her millet gibi Rumenler de Drakula’nın bir cani değil, zenginlere şiddet uygulayan, yoksulların dostu bir kahraman olduğunu iddia ediyor.Filmin iyi yanı ise soundtrack’i “Everybody Wants to Rule the World”un son dönemde tüm müzik ödüllerini alan Lorde’ye ait olması. Matt Sazama ve Burk Sharpless’ın, 2. filmleri olan Dracula: Başlangıç tarihi filmlerdeki tutarsızlıklarını 2016’da çıkacak Mısır’ın Tanrıları filmlerinde de sürdürecekler mi merak konusu.Satılık Dracula şatosu“Dracula: Başlangıç” filmine konu olan Bran Kalesi yani Drakula’nın evi 1212’de inşa edilmiş. Kazıklı Voyvoda’nın sık sık ziyaret etmesinden dolayı “Drakula’nın şatosu” denilmeye başlamış. Romanyalıların günümüzde de hanedana ait dedikleri şatoyu Kraliçe Marie, 1938’de kızı Prenses İliana’ya miras bırakmış. Sosyalist Rumen yönetimi 1948’de kamulaştırmış. 26 Mayıs 2006’da Veliaht Domini Von Habsburg’a törenle iade edilmiş ki bu tarih Çavuşesku dönemi sonrasına denk geliyor. Drakula filmlerinde sık sık set olan şato, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Romanya yönetimi son yıllarda bakım masrafları sebebiyle şatoyu 130 milyon dolara satışa çıkardı.
↧