Film festivallerinde popüler organizasyonların vakti geçse de sosyal mesaj amaçlı düzenlenenler henüz geride kalmış sayılmaz. Bunlardan biri de Suç ve Ceza Film Festivali.Dört yıl önce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Âdem Sözüer’in ortaya attığı fikirle düzenlenmeye başlayan festivalin sloganı ‘Herkes için adalet’. Her yıl gündeme uygun farklı bir toplumsal soruna dikkat çeken festivalin bu yılki konusu göç ve göçmenler. Açılış filmi olarak seçilen ‘İmmigrant’, 1920’lerdeki bir göç hikâyesini anlatsa da bugün yaşananlarla neredeyse birebir aynı. Polonyalı Ewa ve kardeşi Magda’nın ülkelerini terk ederek New York’a göç etmesini anlatan filmde koca ülkede yapayalnız kalan bir kadın vardır. Ve onu bekleyen hastalıklar, kadın tacirleri, istismarlar… Bizim ise şu sıralar göç denilince aklımıza Suriyeli savaş mağdurları geliyor. İmmigrant filminde de hayata tutunma mücadelesi veren kadını izlerken sokaklarda önümüze çıkan bir Suriyeli kadını hatırlamamak imkânsız gibi. Zira kimi zaman zabıta arabalarıyla apar topar toplanırken kimi zaman kaldırım kenarında dilenirken gördüğümüz Suriyeliler de şimdilik günü kurtarmaya çalışıyor. Ancak akıbetleri devlet de dâhil herkesin meçhulü.Festivali Düzenleme Komitesi’nden psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, güncel konular seçilse de her yıl ana temanın ‘adalet’ olduğunu hatırlatıyor. Bu yıl ise göç ve göçmenleri nazara vererek onlar için de adalet ve insan hakları mekanizmasının işlemesi için çağrı yapıyor. Mültecilik ve göçün günümüz dünyasının bir sorunu olduğunu anlatan Semerci, bu süreç içerisinde Türkiye için daha da önemli hale geldiğini vurguluyor.Organizasyonu diğer film festivallerinden ayıran bir özellik de akademik ayağının baskın olması. Zira Âdem Sözüer ve Bengi Semerci’nin yanı sıra başta hukukçular olmak üzere öğretim elemanları, akademisyenler de festival süresince etkinliklerde bulunuyor, yapımına destek oluyor. Gönüllü bir faaliyet olan Suç ve Ceza Film Festivali’ni yerli yabancı sinemacılar, iş dünyası, resmi ve gönüllü kuruluşlar da destekliyor.Festivalin amacının sadece farkındalık sağlamak olmadığını anlatan Semerci, “Çözümlerin bulunmasını sağlayacak tartışmaları bir araya getirmek istiyoruz. Bu arada sinema aracılığı ile insanların adalet ve göç kavramlarının yaşama yansımasını izlettirmeyi amaçlıyoruz.” diyor. Zira festival süresince düzenlenen paneller de bunun bir göstergesi. Akademik Program, 7 Kasım sabahı Cemal Reşit Rey’deki açılış panelinde göçmen ya da mülteci konukların duyguları, sorunlarını anlatmasıyla başlayacak. Daha sonra göçün ve mülteciliğin hukuku, sosyal boyutu ve psikolojik etkilerini tartışan panel oturumları ile sürecek. Film gösterimleri ise bu tarihlere paralel olarak 7-13 Kasım arasında Rex ve Atlas sinemalarında gösterime girecek. Festival kapsamında göç, göçmenlik ve adalet temalı tam 30 film izleyiciyle buluşacak. Suç ve Ceza Film Festivali’nin web sitesinden duyurulacak seansların sonrasında ise filmlerin oyuncuları veya yönetmenleri ile söyleşiler düzenlenecek. Prof. Bengi Semerci, Altın Terazi uzun metraj film yarışması için yarışacak olan 10 filmin bu filmlerin içinde olduğu bilgisini veriyor. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Kültür Merkezi’nde aynı zaman sürecinde bu yılın konusuna ilişkin Altın Terazi kısa film yarışmasına katılan filmler ve belgesellerin gösterimi olacak.
↧