1 Mayıs Türkiye’de üç yıl üst üste sakin kutlanamadı. 1977’de tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçen günden bu yana Taksim Meydanı tartışmaların odağında. 10 soruyla vukuatlı 1 Mayıs tarihini mercek altına aldık.1 Mayıs’ın yasaklı tarihi nasıl başladı?İlk kez 1905 yılında, İzmir’de kutlandı. İzmir’i 1909’da Üsküp izledi. İstanbul’daki ilk 1 Mayıs 1910’da yapıldı. Fabrikaların ve ticaretin yoğun olduğu Selanik de 1 Mayıs kutlamalarının Osmanlı topraklarında yaşandığı bir diğer ildi. 1920’lerde işgal idaresi altında olan İstanbul’da işçiler Haliç’ten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na yürüdü ve ‘Bağımsız Türkiye’ yazılı bir pankart taşıdı. 1921’de Şirket-i Hayriye, Seyr-ü Sefain, Haliç İdaresi ve Tramvay çalışanları da 1 Mayıs’a katıldı.1923 yabancı şirketlerin fazlalığı grevlerin çıkmasına neden oldu. İşçiler bu kez 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, 8 saatlik işgünü, serbest sendika ve grev hakkı için alana çıktı. Çoğu tutuklandı. 1 Mayıs, Cumhuriyet döneminde önce 1925’te yayınlanan Takrir-i Sükun Kanunu’yla yasaklandı. Bayram ilan edildiği 1935 yılına kadar gizli gizli kutlanan bayram, 1935 yılında ‘Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun’ düzenlemesiyle ‘Bahar ve Çiçek Bayramı’ ilan edildi. 27 Mayıs 1960’ta Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul edildiği 24 Temmuz 1 Mayıs yerine önerilse de, bu öneri kabul görmedi.Taksim’i 1 Mayıs’a kapatan süreç nasıl yaşandı?Yasaklamalar 1976’ya kadar sürdü. Genel-İş’le birleşen ve üye sayısını 120 bine çıkaran DİSK öncülüğünde ilk kez kitlesel olarak Taksim Meydanı’nda kutlandı. 1977 1 Mayıs’ının da temelini atan eylem bu oldu. Aylar öncesinden çalışmaya başlayan DİSK, Taksim’e kitlesel bir çağrıda bulundu. Beşiktaş ve Saraçhane’den başlayan yürüyüş Taksim’e vardı. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonuna doğru çevre binalardan açılan ateş, alanda paniğin yaşanmasına neden oldu. 37 kişinin hayatını kaybetmesi, 130 kişinin yaralanması ve 470 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan olay tarihe ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak geçti. 1977’deki olaylara rağmen 1978’de yine Taksim çağrısı yapıldı. DİSK’in çağrısıyla afiş yarışması düzenlendi. 1978’de de kitlesel bir eylem gerçekleştirildi. 1979’da Ecevit Hükümeti Taksim’i kutlamalara kapattı. 1979’dan 2010’a kadar İstanbul’da 1 Mayıs için yapılan çağrıların ortak yönü, Taksim’di.1 Mayıs 1977’de ne oldu?1977 1 Mayıs’ının Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Karaca o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kemal Türkler’e, grupların girişi uzun sürecek diye konuşmaya başlamasını söyledik. Saat 18.00 olduğunda Türkler konuşmaya başladı ve grupların girişi sürüyordu. Tüm gruplar girmediği için Türkler, saygı duruşunun konuşmasından sonra yapılacağını söyledi. Konuşma sonunda Türkler, saygı duruşuna davet etti. Tam bu sırada Sular İdaresi’nin olduğu yerden kurşun geldi. Sonra Intercontinental Otel’in bulunduğu alandan ateş açılmaya başlandı ve büyük bir panik oldu. Panzer, paniği artırmak için su sıkarak alana girdi ve ses bombaları attı.” Gazeteci Şükran Soner’in tanıklığı da çatışmadan söz ediyor: “Alana girmeye çalışan ve çatışacağı söylenen gruplar birbirine bir yumruk dahi atmadan kurşun yağmaya başladı ve iki grup arasında çatışma çıktığı söylenen alan kısa sürede dağıldı. Yani iki grubun çatışmasına kalmadan kurşunlar Sular İdaresi ve otelden gelmeye başlamıştı. Otelin önünde bulunan resmi polisler yere doğru sürekli biçimde ateş açtı, ben de oraya yakın bir yerde yere eğildim. Kurşunların yukarıdan geldiğini ve asfalta saplandığını gördüm. Polis panzerinin bir kadını ezerek öldürdüğü ana şahit oldum. Bu açılan ateş yaklaşık yarım saat sürdü.”Neden Taksim?Bu sorunun yanıtı DİSK Başkanı Kani Beko’dan: “Normal bir miting olsa her yerde yapılabilir. Ancak 1 Mayıs 1977’de otellerin çatılarından, katiller işçi arkadaşlarımıza ateş açtı ve 37 arkadaşımızı öldürdü. Biz kaybettiklerimizi anmak istiyoruz. Ondan dolayı Taksim’de 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü kutlamak istiyoruz. 2010-2011 ve 2012 yıllarında on binlerce insan Taksim’de bir araya geldi ve kimsenin burnu bile kanamadı.”1978-2010 arasında ne oldu?1979’da Sıkıyönetim Komutanlığı’nın kararının ardından 12 Eylül askeri darbesiyle 1 Mayıs yasaklar zincirinde yerini aldı. Yasağa rağmen kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtmalarla etkinlikler devam etti. 8 yıl aradan sonra 1987’de sendika, milletvekilleri, aydın ve sanatçılar bin kişilik bir grupla Taksim Anıtı’na çelenk bırakmak istedi. 1989’da yeniden Taksim çağrısı yapıldı. Şişhane tarafında toplanan kitleye açılan ateş sırasında Mehmet Akif Dalcı isimli işçi hayatını kaybetti. 1990’da Taksim’e çıkmak isteyenlere izin verilmedi, çıkan olaylarda İTÜ öğrencisi Gülay Beceren felç oldu. 1991, 1992, 1993 yıllarında sendikalar Taksim’de ısrar etti ve çatışmalar yaşandı. 1994-1995 yılında Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı’nda toplanıldı. 12 Eylül sonrası en kitlesel 1 Mayıs 1996’da Kadıköy’de gerçekleştirildi. Uzun süren çatışmalara sahne olan bu 1 Mayıs’ta 3 kişi hayatını kaybetti. Yaşanan tecrübenin etkisiyle 1997’den 2004’e kadar mitingler Çağlayan’da gerçekleştirildi. 1997 ve 1998 yoğun çatışmaların yaşandığı yıllar oldu. 2004’te sendikalar Taksim için başvuru yaptı, ara formül olarak Saraçhane’den buluşularak Yenikapı’ya yüründü. 9 yıl aradan sonra Kadıköy resmi miting alanı olarak 2005 ve 2006’da 1 Mayıs’a ev sahipliği yaptı. 2007’den sendikalar, buluşma yeri adresi olarak Taksim’i gösterdi. 2007, 2008, 2009’da yoğun çatışmaların ardından Taksim 1 Mayıs’a açıldı.Taksim nasıl açıldı, niye tekrar kapandı?Üç yıllık olaylı bir süreç ve uzun süren pazarlıkların ardından, sendikaların 2010’da yaptığı başvuru kabul edildi. 1 Mayıs 33 yıl sonra Taksim’de ilk kez resmi olarak kutlandı. Türk-iş’in de aralarında bulunduğu 6 memur ve işçi konfederasyonunun başkanları 1 Mayıs 1977’de çıkan olaylarda hayatını kaybedenleri, Kazancı Yokuşu’nun başındaki 1 Mayıs anıtına karanfiller bırakarak andı. Başbakan Erdoğan, Taksim’de yaşananları grup toplantısında şöyle yorumluyordu: “2010 1 Mayıs’ı Türkiye’nin nasıl değiştiğinin, olgunlaştığının, tabularını yıktığının, statükoyu aştığının, tahrik ve provokasyon korkularından nasıl sıyrıldığının somut bir abidesi olmuştur. Taksim Meydanı ile ilgili verilen karar, AK Parti iktidarına nasip olmuştur. Oradan bazıları şu anda nemalanmak istiyor, ‘kopara kopara aldık’, ‘şöyle yaptık, böyle yaptık…’ Kimsenin kalkıp da bu iktidardan kopara kopara aldığı bir şey yok.” Üç yıl sonra, ‘Taksim’deki inşaatın yarattığı kaygı ve güvenlik gerekçesiyle’ 1 Mayıs’ın Taksim’e kapatılması gerektiği açıklandı. Efkan Âlâ ‘Bir yasaktan söz etmemeliyiz’ diyordu: “Kutlama yeri olmadığı için izin verilmemiştir demek daha doğru olur.” 2013’te yaşanan sert müdahalenin ardından 1 Mayıs için son sözü yine 2014’te Başbakan Erdoğan söyledi: “Taksim’den umudunuzu kesin... Devletle gerilime girmeyin. Bu topraklarda 1 Mayıs’a hak ettiği değeri biz verdik, sol mu verdi? Sendika başkanı burası bizim kutsalımızdır diyor. Nasıl bir kutsalsa. Belli bir kabir ziyareti yapacaksan, anıt ziyaret edeceksen çelenk koyarsın... Bak sizin için metro da yaptık, Taksim’den Yenikapı’ya geçebilirsin... O gün biz İstanbul’da resmi toplu taşıma araçlarını ücretsiz de yaparız. Daha ne yapacağız ya? Bu millet sabretmiş, sokaktaki şımarıklıktan sıkılmıştır. Orada yapmayacağım, illa burada yapacağım dersen. Ben çatışmaya hazırım anlamına gelir... Biz nasıl mitingimizi bize verilen yerde yaptık onlar da öyle yapacak.”Bu sene ne bekleniyor?Emniyet güçleri bir hafta önceden Taksim’de önlem almaya başladı. Vali Hüseyin Avni Mutlu adres olarak Yenikapı’yı gösterdi: “1 Mayıs’ta Taksim’de çelenk sunma ve Kazancı Yokuşu’ndaki anmaların yapılmasını, Taksim ruhunun yaşatılması bakımından önemli görüyoruz. Yenikapı’ya gidişte aslında herhangi bir problem yok. Şehrin, rahatlıkla ulaşım vasıtasıyla gidilebilecek bir alanıdır.” Öte yandan, DİSK buluşma noktası olarak Şişli’deki merkezini ve Beşiktaş Meydanı’nı gösteriyor. DİSK Genel Başkanı Kani Beko’ya göre bundan sonra olacaklar: “Anayasa’nın 34. maddesi ‘Herkes önceden izin almaksızın gösteri ve yürüyüş hakkına sahiptir.’ diyor. AİHM 1 Mayıs kararında bu hakkın yer seçimini de kapsadığının altı çizildi. Anayasa’nın 90. maddesi de “Usulüne göre yürürlüğe konmuş, temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır.” diyor. Anayasa’nın 90. maddesini siz başbakan da vali de içişleri bakanı da olsanız ayaklar altına alamazsınız.”DİSK’in ısrarına diğer sendikaların itirazı var. Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Kadıköy için başvuruda bulunduklarını belirterek “Biz yönetim kurulu toplantımızı da yaptık, hazırlıklarımızı da sürdürüyoruz.” derken, Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan Taksim’de yapılan kutlamaların daha önce olaylı geçtiği dile getirip itiraz ediyor: “Kutlamalarda olay çıkmadığı söyleniyor. 2010’daki ortak kutlamada Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’yu AKM içine kaçırmak zorunda kaldık. Ertesi yıl bildirimizi okuyamadık. Taksim’in kapalı kaldığı 2007 yılına kadar herkes neredeydi? Taksim fetişizmi doğru değil.”Geçen yıl tekerrür eder mi?Cevap yine Beko’dan: “10 binlerce insanın olduğu bir yerde sendikaların can güvenliği ile ilgili alabilecekleri çok fazla tedbir olabileceğini sanmıyorum. Eğer polis işçilere saldırmazsa, polis müdahale etmezse kimsenin burnu bile kanamaz. Ama geçen yıl sabahın erken saatlerinde DİSK binası abluka altına alındı. Dört arkadaşımız hastaneye kaldırıldı, sabahın erken saatlerinde gaz bombaları, TOMA’lar, Akrep’ler ile saldırıldı. DİSK önündeki yaralılar için ambulans çağırmak istediğimde yollar kapalı denilerek ambulans göndermediler. Arkadaşlarımız geç saatlerde hastanelere kaldırıldı. 100’e yakın arkadaşımız gözaltına alındı, bine yakın arkadaşımız yaralandı. Böyle bir tablonun yaşanmaması için diyoruz ki, açın Taksim’in kapılarını, 1 Mayıs’ı hep beraber huzur içinde kutlayalım. Aksi halde bunun sorumlusu Başbakan, İçişleri Bakanı ve İstanbul valisi olacaktır.”Taksim, AİHM kararlarına nasıl girdi?DİSK ve KESK 2008’deki 1 Mayıs’a yapılan sert müdahalenin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuş ve mahkeme 22 Kasım 2012’de verdiği kararla AKP’yi mahkum etmişti. Yapılan incelemede Şişli Etfal Hastanesi’ne atılan gaz bombasının haklı gerekçesinin olmadığı, DİSK binasından atıldığı iddia edilen taşın kanıtlanamadığı, Taksim Meydanı’nda kutlama yapılmak istenmesinin DİSK’in hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğu, ifade ve toplantı özgürlüğünün ihlal edildiği belirtilmişti. Kararla beraber AİHM’ce ilk defa bir meydan uluslararası hukuk alanında bir hakkın temel unsuru sayıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Taksim’den ümidinizi kesin” açıklamasından sonra Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Vural AYM’ye başvuru dilekçesinde, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının engellenmesinin AİHM ve Anayasa’ya aykırı olduğunu ve hukuk devletine karşı keyfi yönetim içerdiğini ifade etti.Kim nerede kutlayacak?Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan Konfederasyon olarak 1 Mayıs’ı Kayseri’de kutlayacaklarını açıkladı: “Esas 1 Mayıs’a sahip çıkmamız gereken bir gün olduğunu, bunun da daha çok bizim üzerimizde bu sorumluluğun olduğunu anlatmaya çalıştık. Burada da hayatlarında ilk defa 1 Mayıs’la ilgili bir toplantıya katılan bir kısım sivil toplum örgütlerinin olduğunu zannediyorum. Ama bunu yapmamız gerekiyor. Eğer dünyanın ve emekçilerin 128 yıldır kabul ettiği, uğruna canlarını, kanlarını feda ettikleri bu gün niye bu kadar önemli bunu anlatmaya çalışacağız. Konfederasyonumuz her yıl bir ilde 1 Mayıs kutlamalarını gerçekleştirme hususunda bir prensip kararı almıştı. 2012 yılında Ankara’da 1 Mayıs’ı Memur-Sen ile beraber büyük bir coşku ile kutladık. 2013 yılında Hak-İş Konfederasyonu Karabük’te beraberdik. Bu sene de Kayseri’de kutlayacağız.” TÜRK-İŞ, 1 Mayıs’ı merkezi olarak İstanbul Kadıköy’de kutlayacağını açıkladı. Konfederasyon ayrıca, 200 kişilik bir heyetle beraber Kazancı Yokuşu’nda yapılan anma etkinliğine katılacak. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB kutlamalar için İstanbul Taksim’i seçti. MEMUR-SEN 2014 1 Mayıs’ını ‘kardeşlik için’ Diyarbakır’da kutlama kararı aldı. Geçen yıl 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlayan Memur-Sen bu kararıyla da bir ilke imza atmış oldu.
↧