Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Büyük barışlar büyük savaşlarla başlar!

$
0
0
Bu sene, 600. yılına giren Türkiye-Polonya ilişkilerinin evveliyatı büyük savaşlara dayanıyor. Ancak daha sonra iki devlet arasında uzun yıllar esen barış rüzgarı, savaşları gölgede bırakmış. Bugün iki ülke arasında güçlü bir dostluk bulunuyor."II. Dünya Savaşı sırasında Hitler Almanya'sının Türkiye Büyükelçisi Franz von Papen, Türkiye Hükümeti'ne başvurup Ankara'daki eski Çekoslovakya Büyükelçiliği'nin, Almanlara teslim edilmesini ister. Savaş öncesi yapılan bir anlaşma gereğince bina Almanya'ya verilir ve Von Papen de oraya yerleşir. Nazi orduları, Polonya'yı işgal edince, elçi Polonya Büyükelçiliği binasının da tıpkı Çekoslovakya örneğinde olduğu gibi kendisine verilmesini talep eder. O dönemki cumhurbaşkanı, bu isteğe karşı çıkıp 'Bizim, Polonya ile ananevi bir dostluğumuz var. Polonyalı dostlarımızı kıramam ve sizin bu talebinizi Türkiye katiyen yerine getirmez...' diye bir cevap verir. Böylece 2. Dünya Savaşı boyunca Von Papen, Polonya bayrağını, ikametgâhının penceresinden devamlı seyretmeye mecbur kalmıştır."Bu ifadeler Türkiye-Polonya dostluğunu en sade şekilde anlatan cümleler.Bu sayfada yer almasının sebebi ise 600. yılına giren Türkiye-Polonya ilişkilerinin tarihine ışık tutacak bir habere girizgâh yapma niyetimiz. 'İki ülke ilişkilerinin 600. yılı kutlanıyor.' denildiğinde 'Polonya ile geçmişimiz o kadar eski mi?' diye düşünmemiz normal. İfadenin Polonya kısmını Lehistan olarak değiştirmemiz halinde ise taşlar yerine bir parça daha oturacak sanıyoruz. Çünkü bizim tarih kitaplarında Polonya değil Lehistan var. Nitekim, Osmanlı Avrupa devletlerinin aksine burayı Polonya değil Lehistan ismi ile anmış. Ve o Lehistan ile, iki devletin de çok güçlü olduğu dönemlerde savaşlar yapılmış, sonra barışılmış sonra tekrar savaşılmış. Aynı Lehistan'ın Türk ordusunun Viyana'da bozguna uğratılmasında büyük rolü var sonra. O tarihten itibaren gitgide zayıflayan devlet, 1795 yılında Avrupalı devletler tarafından bölünüp 18. yüzyıl boyunca Rusya, Almanya ve Avusturya egemenliğinde yaşarken Osmanlı bu durumdan hiç hoşnut kalmamış ve bağımsızlığını yitiren Polonya'ya yardım elini uzatan nadir ülkelerden biri olmuş. Hasılı, ilişkilerimiz hiç de küçümsenmeyecek denli derin ve bir yıl boyunca her iki ülkede de çok çeşitli etkinliklerle anılmayı fazlasıyla hak etmekte. O halde gelin biz de 600. yılına giren bu tarihi ve diplomatik ilişkilere bir göz atalım.Türkiye-Polonya ilişkilerinin başlaması 14. yüzyıla rastlıyor. İki devletin orduları bu dönemde doğrudan karşı karşıya kalmasa da Haçlı ordularında çok sayıda Polonyalı asker olması itibarıyla dolaylı yoldan ilişkiler başlamış sayılıyor. Mohaç Meydan Savaşı sonunda Macaristan'ın büyük kısmı Osmanlı'ya geçince ise Polonyalılara komşu oluyoruz ve bu ilişkilerin derinleşmesine sebep oluyor. Her iki ülkenin en güçlü dönemlerini yaşadığı 16 ve 17. yüzyıllar, doğal olarak iki ülke arasındaki çok sayıda savaşa sahne olunan yıllar. 1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması ise ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası. Zira, Viyana düşmek üzereyken Lehistan Kralı III. Jan Sobieski'nin 75 bin kişilik bir orduyla Avusturya ordusunun yardımına koşması ile Osmanlı bozguna uğrayıp geri dönmek zorunda kalıyor. O tarihten sonra gittikçe zayıflayan Lehistan'ın parçalanması ise 1795 yılını buluyor. Osmanlı, Lehistan'ın paylaşıldığını ve ortadan kaldırıldığını hiçbir zaman kabul etmediği tarihçiler tarafından kabul edilen bir gerçek. Buna dair hoş bir rivayet şu şekilde:Polonezköy’ün hikâyesi...Paylaşım sonrasında Osmanlı padişahı, yabancı elçileri kabul ettiği bir toplantıda, tüm elçiler huzurdayken Lehistan sefirini sorar. Bunun üzerine sadrazam usulca yaklaşır, sanki padişahın kulağına fısıldarmış gibi, ama kesinlikle orada bulunan herkese duyurmak niyetiyle şunları söyler: "Lehistan elçisi yoldadır, ancak yollardaki müşkülat yüzünden gecikmiştir!" Daha sonraki yıllarda da bu uygulama devam eder. Sadrazam payitahttaki yabancı elçileri kabul ettiği yıllık davetlerde Alman, Rus ve Prusya elçilerine hep aynı soruyu yöneltir: "Lehistanlı meslektaşınız nerede acaba? Aranızda göremiyorum da!" Bu durum 1. Dünya Savaşı sonunda Polonya devleti yeniden kuruluncaya dek yani tam 127 yıl sürer. Osmanlı'nın o dönemde Polonya'ya yaptığı tek jest bu elçilik muhabbeti değildir. Bağımsızlık mücadelesinde yardım elini uzatan nadir devletlerden birinin de Osmanlı olduğu rivayet edilir. 1830 yılında gerçekleşen Polonya ayaklanmasının ardından başlayan sürgün sırasında da destek devam etmiş. 1842'de Polonya'dan kaçan göçmenler için bir köy bile kurulmuş. Bu köy, bugün çoğu kişi tarafından bilinen Polonezköy. Köyün kurucularından biri Polonyalı sürgünlerin siyasi lideri olan Prens Adam Czartoryski tarafından Osmanlı Devleti'ne temsilci olarak gönderilen Michal Czajkowski. 1850 yılında İslamiyet'i kabul ederek Memet Sadık Paşa adını alan Polonyalı devlet adamının kurduğu sırada 12 kişinin yaşadığı köyün sakinlerinin sayısı daha sonra Kırım savaşına katılan askerlerin yanı sıra Sibirya sürgünü ve Çerkes esaretinden kaçanlar ile 220'ye kadar çıkmış.Türkiye ve Polonya, ‘Büyük aşklar büyük kavgalarla başlar.' sözünü teyit eder nitelikte savaşların ardından uzunca bir süre barış içinde yaşamış. Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülke olan Polonya ilerleyen yıllarda yani İkinci Dünya Savaşı yıllarında da Nazi Almanya'sı tarafından büyük sıkıntılara maruz kalmış. Türkiye II. Dünya Savaşı'nda yer almasa da güç durumdaki Polonya'ya jest yapmaya devam etmiş ve yazının girişinde yer alan o hoş hikaye yaşanmış. Bugün hâlâ iki devlet arasındaki ilişkiler barış çizgisinde ilerliyor. Temmuzda Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını devralacak olan Polonya'nın cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski ve hükümet temsilcileri her fırsatta Türkiye'nin AB üyeliğine desteklerini dile getiriyorlar.Polonyalıların Türk kumaşı Türkiye-Polonya diplomatik ilişkilerinin 600. yıldönümü, çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu etkinliklerin en önemlisi, Sabancı Müzesi'nde 15 Haziran'a kadar açık kalacak olan 'Uzak Komşu Yakın Anılar' adlı sergi. İki ülke ilişkilerinin tarihine ışık tutan sergide çeşitli barış anlaşmalarını içeren belgeler, 2. Viyana Kuşatması sırasında Osmanlı ordusundan ele geçirilen ganimetler, Polonya'daki müzelerden getirtilmiş ve yine kuşatmayı resmeden yağlıboya tablolar bulunuyor. Polonya-Litvanya Birliği'nin Osmanlı'dan ithal ettiği ürünlerin başında gelen ipekli kıyafetler, halılar ve dokumalar ile serginin en çok dikkat çeken parçalarını oluşturuyor. Sergide yer alan bilgilere göre Polonya yüksek soyluları ve devlet görevlileri, Türk kumaşlarından yapılmış giysiler giyip, portreleri için bu kılıkta poz veriyorlarmış. Osmanlı sarayından gelen diplomatik hediyeler de serginin nadide eserlerinden. Bu hediyeler arasında en beğenilenleri ise pırıltılı kumaşlardan dikilmiş kaftanlarmış. Katolik ayinlerinde kullanılanipekdokuma rahip cübbeleri de Polonyalılar arasında gözdeymiş.Nazım Hikmet ve Leyla Gencer'in Polonya kökleriPolonya kökenli Türkler arasında en ünlüsü kuşkusuz Hürrem Sultan. Kanuni Sultan Süleyman'ın gözdesinin kökeni konusunda çeşitli rivayetler bulunsa da Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan Rohatyn'de doğduğu bilinen bir gerçek. Sabancı Müzesi'ndeki sergide en çok ilgi çeken eserlerden biri de Haseki Sultan'ın portresi ile Lehistan kralına yazdığı mektup, zaten. Hürrem Sultan'dan başka Polonya kökeni olan ünlü Türkler daha var. Nazım Hikmet ve Leyla Gencer onlardan ikisi. 19. yüzyıl'da Polonya'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan ve daha sonra Müslüman olarak Mahmut Celaleddin Paşa ismini alan Konstantin Borzecki, Nazım Hikmet'in büyük dedesi. Hatta Nazım Hikmet Türk vatandaşlığından çıkartıldıktan sonra büyük dedesinin vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını almış. Opera sanatçısı Leyla Gencer ise Polonezköy'de doğacak denli Polonya köklerine sahip biri. Babası Safranbolulu, annesi ise Polonyalı Katolik bir ailenin kızı. Sinema oyuncusu Fatoş Sezer'in anne babası ise Yahudi soykırımından kaçarak Türkiye'ye göç eden Polonyalılardan.Film festivalinde odak Polonya sinemasıİlişkilerin 600. yıldönümü, sene boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak. 5-20 Nisan tarihler arasında düzenlenecek 33. İstanbul Film Festivali'nin odağında da Polonya sineması var. Politik ve sanatsal filmlerin yanı sıra Polonya canlandırma sinemasının deneysel örneklerinden oluşan üç programlık bir dizi de Pera Müzesi'nde izlenebilecek. Ayrıca Pera Müzesi ve Adam Mickiewicz Enstitüsü işbirliği çerçevesinde Polonyalı müzisyenler Ekim2014′ekadar konserler verecek ve toplamda 6 sunum gerçekleştirecekler. İlki geçtiğimiz hafta Marcin Masecki tarafından verilen konserler Soniamiki, Drekoty, Mikrokolektyw, Szaza, Paula & Karolgibi diğer isimlerle devam edecek. Polonya, afiş konusunda da özgün eserler vermiş bir ülke. Afiş, illüstrasyon sanatçılarının film afişlerini yeniden yorumlayıp kendi yorumlarını kattığı Polonya'ya özgü bir sanat dalı. Etkinlikler kapsamında Polonya'nın en önemli afiş sanatçılarından biri olanHenryk Tomaszewski'nin eserleri de İstanbul'da bulunan Galeri SALT Beyoğlu'nda sanat severlerle buluşacak. Ekim2014′teAnkara'daki Bilkent Üniversitesi'nde afiş etkinliği yapılacak.Polonya'dan satır başları- Avrupa'nın en dindar ülkesi. Katolikler nüfusun yüzde 90'ını oluşturuyor. 2005 yılında hayatını kaybeden II. Jean Paul Polonyalı.-En ünlü sanatçısı 19. yüzyılda yaşamış besteci Frederic Chopin. Ünlü yönetmen Roman Polanski de Polonyalı.-II. Dünya savaşı sırasında en fazla kaybın yaşandığı ülke olan Polonya, en bilinen Yahudi toplama kampı Ausschwitz'e de ev sahipliği yapıyor.- Ülkede yaklaşık 5 bin Tatar Müslüman yaşıyor.-2004 yılında üye oldukları AB ülkelerine yoğun Polonyalı göçü yaşanıyor.-Tarihten gelen dostluk nedeniyle Polonya'da Türk diline büyük bir ilgi sözkonusu.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue