Kıraç, yeni albümü Çık Hayatımdan ile karşımızda. Dünyanın gidişatına çok üzülen sanatçı, başta çocuk ölümlerinin kendisini acıya boğduğunu söylüyor. Bu gidişata karşı ses çıkarmayan meslektaşlarını da eleştiriyor.Yeni albümünüzde özellikle iki müzisyenin ismi öne çıkıyor... Bu albümdeki birçok şarkının sözü ve müziği Aysuda Ülkü Zeren’e ait. Geçen yıl söylediğim Beddua şarkısı da ona aitti. Daha önce İstanbul Saklasın Bizi şarkısını yapmıştık birlikte. Aysuda, çok güzel sözler yazıyor. Bu albümde Namık Naghdaliyev ile birlikte yaptıkları şarkılar var. Saklı Gülüş ve Mecnun’dan da Öte öne çıkıyor. Namık, Azeri bir arkadaş ve çok değerli bir müzisyen. Bu albüme çok katkısı oldu.Albüme adını veren Çık Hayatımdan şarkısı için ‘İnsanlar beni hiç bu kadar öfkeli görmedi’ diyorsunuz. Bu öfkenin sebebi nedir?Dünya ve Türkiye gündemini çok yakından takip ediyorum. Aslında bu albümde duygusal şarkılar var. Bir gün stüdyoda otururken bu şarkının sözleri çığlık çığlığa çıkıverdi dudaklarımdan. Dünyada herkesin kendi gündemi olması ve halkımızın hiçbir şeyden haberdar olamaması beni üzüyor. Uzun süredir bunları eleştiriyorum. Geniş halk kitleleri hep birileri tarafından yönetilmek isteniyor. Bilmemiz gereken hiçbir zaman bize söylenmiyor. Bana göre dünyayı şeytanlar yönetiyor. Çocuk ölümleri başta olmak üzere, bu kadar vicdansızlığa dayanamıyorum. Bu şarkı da tüm duygularımın yansımasıdır aslında.Yine bu şarkı özelinde “Her şeye rağmen hepimizin koro halinde ‘Hayat güzeldir’ diye haykırmasını diliyorum. Ben bu haykırışın en güçlü seslerinden biri olmaya hazırım.” diyorsunuz…Hepimizin özgürlük, bağımsızlık ve vicdan diye bağırması lazım. Başka türlü olmayacak. Suyun başını kim tutarsa, herkesi istediği gibi yönetiyor. Aslında şarkının sözleri dikkatle dinlendiğinde bir sevgiliye değil, dünyayı yöneten o bütün şeytanlara söylediğim anlaşılır. Kötülüğe ve vicdansızlığa karşı söylenmiş sözler. Bu kötülüklerin tüm insanların hayatından çıkması gerekiyor. Bunun için de en başta vicdan devreye girmeli.En çok çocuk ölümleri üzüyor beni, dediniz. Bir baba olarak nasıl etkileniyorsunuz bu ölümlerden?Bu ölümleri gördükten sonra kendi çocuklarımı severken gözlerimden yaşlar akıyor. Çok vahim bir olay. Bunları hissedebilmeniz için illa ki sanatçı ya da baba olmanıza gerek yok. Sadece çocuklar değil, kimse ölmesin. Ama hiçbir şeyden haberi olmayan küçücük çocukların ölmesine kim dayanabilir? Onlar, dünyanın çiçekleri. Bir çocuğun ne suçu olabilir? Ben o politikayı tartışmıyorum. Bunun politikayla bir ilgisi yok. Herkesin haykırması gerekiyor.Dünyayı şeytanlar yönetiyor derken, bunu somut olarak mı, yoksa soyut olarak mı söylüyorsunuz?Yaradan, şeytana bir çalışma arası bırakmış ve kıyamete kadar müddet vermiş. Ben bunu ille de insanın içindeki şeytani kavramlar olarak soyutlaştırmak istemiyorum. Bunun açıklaması yok. Bu kadar şeye rağmen insanların hâlâ kötülükte ısrarcı olmalarının başka bir anlamı yok. Aklını kaybetmiş insanlar toplumu var. Oysaki hepimiz ölümlüyüz, ölüp gideceğiz.Bu süreçte müzik ve sanat nerede duruyor?İnsanların akli ve ruhi melekelerini yitirmemeleri için sığınılacak limanlar, müzik ve sanat. Ben de bu şekilde işimi yapmaya çalışıyorum ama dünyada hiçbir şey olmamış gibi de davranamıyorum. Bir yandan estetik bir şekilde insanları sorgulamaya, yöneltmeye çalışıyor diğer yandan da sevgi kavramını paylaşıp, bunların insanları mutlu etmesini ve dünyanın hâlâ güzel bir yer olabileceği ümidinin olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum.Bir şeyleri eleştiren sanatçılar için ‘git sanatını yap, siyasetle uğraşma’ deniliyor...Sanatın ne demek olduğunu bilmiyorlar mı? Her şeye karışan adamdır sanatçı bence. Hiç kimseden emir almayan, korkmayan, sadece kendi aklının ve vicdanının sesini dinleyip estetik ölçüler içinde her şeye yorum getirebilen insandır. Nasıl karışmaz sanatçı? Sadece sanatını yap ne demek? Sanat budur ve biz de zaten bunu yapıyoruz, karışıyoruz.Peki dünyanın gidişatı hakkında yorum yapmayanlar sanatçı değil mi?Onlar sanatçı değil, ünlüler. Sanatçı dediğin insan, toplumdaki bir numaralı kanaat önderidir. Sanatçı politik de olabilir, önermeler de getirebilir. Politika da yapabilir ama yanlış olduğunu bildiği bir şeyi sırf ben bu partidenim diye kabul etmez, içine sindiremez. İçinde bulunduğu siyasi düşünce yanlış yaptığında en yüksek perdede söz söyleyen ve bunun karşısında olan insandır sanatçı.Her sanatçı kanaat önderi olmak zorunda mı?Aman ben sadece konserimi vereyim, ürettiğimi satayım düşüncesi ile sanatçı olmaz. Evet bu dünya hayatını daha lüks yaşamanı sağlayabilir ama ruhun korkunç derecede fakirleşir. Berbat bir insan olarak ölürsün. Herkeste bu cesaret olmayabilir. Herkes Hz. Hamza olacak diye bir şey yok. En azından yalanın ardında durmazsın, rüzgâr nereden esiyorsa o tarafa gitmezsin. En azından dansöz olmazsın. Durduğun yerde durursun. Sanatçı her zaman görüşlerini açıklar.Dünyanın geleceğine dair ümitli misiniz?Ümitli değilim. Hep böyle konuştuğum için insanlar beni bohem ya da içe kapanık sanabilir ama değilim. Günümü yaşarken gülümsüyorum. Bu, günlük rutinim. Gece kitaplarımla ve yukarısı ile baş başa kaldığımda biraz dünyadan yukarı çıkıp âlemi seyrediyorum. Gördüğüm tabloda da maalesef umutlu değil. Hepimiz dünyayı yok etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun sonunda nasıl umut olabilir?Ya müziğin geleceği için?Bir kültür politikamız, estetik dünyamız yok. Ben de istesem oturup dinleyiciyi kopartacak hitler yaparım ama bunu yapamam. Böyle bir terbiyeden gelmedim. Bu önemli değilmiş gibi görünüyor. Piyasada olan arkadaşlarımız aynı tarz ve ritimlerle devam ediyor. Sadece imaj ve görüntü değişiyor. Yapılıyor konserler, indiriliyor paralar. Bu da örnek olarak kabul ediliyor. İçeriksiz şarkılar, macun gibi sözler. Kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. Şimdi çıkıp Kıraç da her şeyi eleştiriyor denilecek ama ne yapayım? Ben eleştirmekten yoruldum.Doğan her çocuk Manço ve Karaca’yı öğrenmeliTemsilcisi olduğunuz Anadolu rock müziğinin temelinde de dillendirdiğiniz düşünceler var. Neden bu türde müzik yapan kişi sayısı az?Maalesef benden başka göz önünde olan kimse kalmadı.. Çünkü sistem benim ve benim gibi sanatçıları pek istemiyor. Daha çok milleti eğlendiren, savuran, düşünmeye sevk etmeyen, gerçekleri görmemesini sağlayan birtakım ünlüler yaratılıyor. Müziğin, sinemanın, dizilerin içeriği böyle olsun isteniyor. Buna uyan ünlüyü pohpohluyor. Benim bulunduğum ortam haksızlığa karşı. Babanın oğlu yanlış yapsa, haksızlık yapsa karşısında duruyorsun.O zaman da ‘Madem muhalifsin, o zaman neden aşk şarkıları yapıyorsun?’ eleştirileri oluyor.Biz âşık olmayalım mı? Aşk, dünyaya indirgenemeyecek bir duygu. Günümüzdeki aşk kavramı cinselliğin içine sıkıştırıldı. İlahi bir duyguyu bu kadar aşağı indirmemek gerek.Son günlerde sosyal medyada paylaşılan dinleme kayıtlarının önüne Anadolu rock sanatçılarının şarkılarının konulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Anadolu rock, her zaman yanlışı eleştiren, haksızlığın karşısında duran bir müzik. Ne kadar görünmese de Türkiye’nin en çok dinlenen müziği bence. Sistemden dolayı az sanatçı yetişiyor. Geçmişte yapılan şarkılar güncel bir konuya adapte olabiliyor. Çünkü bu müzik türü, içinde bulunduğu kültürden beslenen, insan tabiatını çözmüş, haksızlığa karşı duran ve hep yaşayan bir müzik.Bu süreçte insanlar özellikle ‘Cem Karaca ve Barış Manço’nun ne kadar büyük sanatçılar olduğunu bir kere daha anladık’ yorumu yapıyor.Cem Karca ve Barış Manço, çok büyük isimler. Türkiye’nin göz bebeği isimler. Allah rahmet eylesin. Onlar tarihte altın harflerle duracak insanlar. Onlar gibi olmayı kim istemez. O isimleri herkesin anması gerek. Doğan her çocuğu onlardan haberdar etmemiz lazım.
↧