Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Radyodaki ilan sayesinde 37 yıldır saksafon çalıyorum

$
0
0
Volkan Şanda, Türkiye’de saksafon denince akla gelen ilk isimlerden. Öyle ki enstrüman üzerine yazılan ilk Türkçe metot kitabı ona ait. Müzikseverlerin Grup Destan’dan tanıdığı Şanda, “Destan keşke devam etseydi. Hâlâ teklifler geliyor grubu yeniden kuralım diye. Ama kendimi hazır görmüyorum.” diyor.Saksafon çalan nadir Türk sanatçılarındansınız. Bu enstrüman yeterince tanınıyor mu Türkiye’de?Aslında birçok enstrüman tanınmıyor. Ama saksafon Batılı bir alet olduğu için biliniyor. Çünkü parçalarda çok sık kullanılıyor. Görünen bir enstrüman yani.51 yaşındasınız ve 16 yaşından beri sahnedesiniz. Hiç yorulduğunuz oldu mu?Hayır… İlk günkü heyecanım devam ediyor, 37 sene olmuş. Ben onunla besleniyorum bir kere. Piyano da çalıyorum. Ama saksafon benim için çok iyi bir anlatımdır, hikâyedir. Bir ifade şekli yani…Nasıl başladı saksafon ile tanışma?Bakırköy’de oturduğumuz dönemlerdi. Babam vefat etmişti. Esin Engin akrabamızdı. Bize gelip giderdi. O yeteneğim olduğunu anlamış ve anneme ‘konservatuvara ver çocuğu’ demiş. Annem de tesadüfen radyoda ‘konservatuar sınavları açılmıştır’ diye ilan duyuyor. Ben de ilkokuldaydım o zaman. Annem beni, Çemberlitaş’taki Belediye Konservatuarı’na götürdü, sınavlara girdim. Kazandım ve yatılı olarak 9 sene okudum.Anneniz radyodaki ilanı görmese bugün ne yapıyor olurdunuz?Muhtemelen ‘keşke müzikle uğraşsam’ derdim. Bizim ailede herkes bir şey çalardı. Mesela annem hem ud çalar hem de mutfakta şarkılar söylerdi. Beni çok ağlattığı olmuştur. Ben konservatuvara girdiğimde yardımcı enstrüman olarak piyano da çalmaya başlamıştım. Anneciğim el örgüleri yapıp onları satarak bana bir piyano aldı. Sonraki süreçte de öğretim görevlisi olarak kaldım.Akademik bir tarafınız da var yani.Evet… Eski adı İstanbul Belediye Konservatuvarı’ydı. Sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı oldu. 1,5 sene önce de emekli oldum.Neler yaptınız akademik anlamda?Müzik piyasasının içindeydim zaten. Bir dolu aranjman ve besteler yaptım. Bu arada öğrencilerim vardı. Daha çok çalışmak için emekli oldum diyebilirim. Saksafonla ilgili yazılmış ilk Türkçe kitabı yazdım. Geçen bir müzik evinde biriyle tanıştım. Bana, “Giresun’da yaşıyorum. Saksafon çalmayı sizin kitabınızla öğrendim.” dedi. Çok duygulandım.Saksafonu nasıl seçtiniz?Konservatuvarda enstrümanı kişi seçmez. Hocalar, senin parmak, dudak ve vücut yapılarına göre belirler.Grup Destan nasıl kuruldumuştu?Şarkı düzenlemeyi çok seviyordum. O zaman da Cilveloy ile uğraşıyordum. Raks müzikte tanıdığım arkadaşlar vardı. Şarkıyı onlara götürüp, ‘ya şuna bir bakın’ dedim. Onlar da ‘bir çocuk var Ankara’dan geldi, çok güzel şarkı söylüyor’ falan dediler Hakan için. ‘Üç kişi yapalım grubu’ dediler. Grup bir anda ortaya çıktı. Birkaç ayda şarkıların kaydını yaptık. Sonrası malum…Destan keşke dağılmasaydıEpey popüler oldunuz…Her yerde çalınmaya başladı parçalarımız. Bizde bayağı memnun olduk. Mesela Gürcistan’da daha önce Michael Jackson’ın konser verdiği 70 bin kişilik statta konser verdik, 1998’de. Orada epey tanınıyormuşuz Cilveloy’dan dolayı. Bizi limuzinle karşıladılar. Opera temsili verdirdiler bize özel. Ama en ilginci şu oldu: Hemzemin geçiti vardı. Başkan’ın sanatçılara tahsis ettiği arabayla geçide geldi. Uzaktan gelen treni bir şekilde durdurdular ve biz geçtik. Almanya’dan ses düzeni getirtmişler. ‘Acaba biz alt grup muyuz?’ diye sorduk birbirimize. Çimenler falan her yer doldu. Ben böyle bir konser görmedim.Grup neden dağıldı?Ya, ikinci albümü de yaptık. Çünkü epey seviliyorduk. Özellikle Anadolu’da büyük teveccüh vardı. İstanbul’dan çıktığımız anda sevgi gösteriyordu halk bize. İyi de gidiyordu; ama grup içi anlaşmazlıklar ayrılığı getirdi. Destan keşke devam etseydi. Hâlâ teklifler geliyor grubu yeniden kuralım diye. Ama kendimi hazır görmüyorum.Şimdi grubunuz var mı?‘Jazz in the House’ diye bir grubumuz var. Beraber devam ediyoruz. Onun dışında eşlik ettiğim sanatçılar var: Erol Evgin, Edip Akbayram gibi. Bir de ilk solo albümümü yapacağım. Önümüzdeki kışa hazır olur.‘Saksafon; caz, tangoda olduğu gibi Türk sanat müziğinde de gider.’ diyorsunuz?Bu, enstrümanı kullanma yeteneğiniz ile alakalı. Ben Türk sanat müziğinde nağmeleri kullanıyorum şahsen. Çok da güzel oluyor. Yani ille de Batı şarkıları çalalım diye bir durum yok.Evliya filmlerine yaptığım müzikler kötüydüÖzel ders veriyorsunuz. Gençler saksafona yetenekli mi?Yeni nesil çok yetenekli ve çok uğraşıyorlar. Türkiye’de enstrümanist olmak eğer yeteneğin ve arzun da varsa çok kolay. ‘Birkaç tane şarkı öğret’ diyenlerle çalışmıyorum zaten. Talebelerimi yeteneklerine göre seçiyorum.Sizin TGRT’nin evliya filmlerine müzik yapmışlığınız da var.Mehmet Emin Tokadî’nin filmi gibi birçok filme müzik yaptım o dönem. Dinî film furyası oldu. Bende de bir tane org vardı. Filme baka baka yapmıştım müzikleri. Ama beğenmiyorum o müzikleri; çünkü ticarîydi ve çok amatördü. Zaten film müziği başlı başına bir branş.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue