600 yıllık geçmişiyle günümüze kalmış bir miras hanlar bölgesi. Gündüz nüfusu iki milyonu aşan Eminönü'nde eski cazibeli zamanlarında olduğu gibi hâlâ ticaretin ve günübirlik alışverişlerin gözde mekanlarından.
Geceleri ise hayat ve hareket gündüzün aksine o kadar durgun ki bir keşmekeşin içinden masal ülkesine gezmeye gelmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yerlerde yakın dönemde yapılmış karo taşlar olmasa ve sağa sola rastgele saplanmış elektrik direklerini görmezden gelirseniz, 16. yüzyılda dolaşıyormuşsunuz hissine kapılmamanız imkansız. Yanlarından geçtiğiniz eski han binalarınının kapıları sıkı sıkıya kapalı. Gündüz alışveriş yapan binlerce insanın girdiği bu kapıların ardında şimdi sadece birkaç kişi var: Gece bekçileri. Bir de bu insanların hanlara ve kendi hayatlarına dair hikâyeleri...
Büyük Yeni Han'da 95 yılından beri bekçilik yapan Hacı Pamuk, görenlere ilk başta ürperti veren heybeti, konuştuğunuzda ise ‘Bu iyi bir adamdır.' dedirten ses tonuyla ve 20 yılı aşkın görmüş geçirmişliğiyle tecrübelerini anlatıyor. Söylediğine göre han bekçisi olabilmek için birinci kural, güvenilir biri olmak. Bunun ispatı için de yine sözüne güvenilir insanların sizin için kefil olması gerekiyor. Hanlarda işler güven esasına dayalı yürüdüğü için akrabalık bağıyla gelen bekçi adayları önce odabaşıların itimadını kazanmak zorunda. Bunun için uzun müddet han içinde hamallık yapmak gerekiyor ki insanlar sizi tanısınlar, bilsinler. Koskoca hanın anahtarlarını belinize yıllar sonra ancak takabiliyorsunuz. Hacı Pamuk, Pamuk adındaki horozu ile objektifimize poz verirken bir taraftan da onunla konuşuyor. Horoz Pamuk, bir kedi gibi sahibinin kucağında. Hallerinden anlıyoruz ki han bekçileri biraz da hayatla dalga geçebilen insanlar.
Soybaşlar Han'da Salih ve Evren Çiçek kardeşler, neredeyse 20 yıldır birlikte aynı han odasında geceliyorlar. Salih kardeşlerden büyük olanı. Evren 7 yaşındayken gelmişler hana. O zamandan beri gündüzleri hamallık, geceleri ise bekçilik yapıyorlar. Her ikisinin de çoluğu çocuğu Malatya Pötürge'de yaşıyor, Evren, geceleri bağlamasıyla besteler yapıyor ve söz yazıyor. “İsimlerini söylesem belki kızarlar ama ünlülerden birkaçına da güfte yapıp verdim.” diye övünüyor.
Büyük Valide Han'ın meşhur bekçisi Mehdi Çardak, yıllarca bu handa dokumacılık yaptıktan sonra bekçiliğini yapmaya başlamış. 67 yıllık hayatının 44 yılını hep buranın duvarları arasında geçirmiş. Büyük Valide Han, enfes İstanbul manzarası nedeniyle turistlerin uğrak yeri. Birkaç film de çekilmiş burada. Mehdi amca, hana sadece manzarası için gelenlerin de yakından tanıdığı bir isim. Zira manzarayı izleyebilmek için çıkılan bölümün anahtarlarına ulaşmak için önce onun gönlünü yapmak gerekiyor. Müsait zamanda gidilirse anahtarları, çayı ve muhabbeti esirgemiyor.
Büyük Valide Han'ın hemen bitişiğindeki Sümbüllü Han'ı ise 30 yaşındaki Mehmet Koç bekliyor. Bölgedeki hırsızlık olayları artınca kardeşini de yanına almış. Çoğu geceyi birlikte geçiriyorlar. Mehmet yakında evlenecek, düğününden sonra hanın bekçiliğini kardeşine devredecek.
Han bekçiliğinin ağabeyden kardeşe devredildiği hanlardan biri Dağoğlu İşhanı. 50 yaşındaki Ramazan Taştan, 16 yıldır bu hanı bekliyor. Şimdi onun gezdiği koridorları ağabeyi 30 yıl boyunca aşındırmış. Ramazan Taştan, ömrü yettiğince hanı beklemeye devam edeceğini anlatıyor. Gecelerini çoğunlukla Kur'an okuyarak geçiriyor. Yakınlardaki Büyük Yıldız Han'ın bekçisi Ali Turgut ise aynı handa 60 yıl bekçilik yapan amcasından devralmış vazifeyi. O da 40 yıldır burada çalışıyor, 4 yıldır da bekçilik yapıyor.
Kefeli Han'ın bekçisi Ahmet Keser ise memur emeklisi. Han yöneticisi kefil olduktan sonra başlamış bekçiliğe, 6 yılı devirmiş. ‘Bana kalsa bir gece daha durmam handa. Kader çizgimizi ne zamana kadar burada çizmişse gidecek yer yok, buradayız.' diyor. Üniversite yıllarında tiyatrolarda sahneye çıkmış, şimdi gecelerini handa volta atarak, bir de rengarenk süslediği odasında hayallere dalarak geçiriyor.