Osmanlı'da saray dendiğinde akla ilk gelen yer Topkapı Sarayı olsa da İmparatorluğun tarih içinde yönetim merkezleri çeşitlilik gösteriyordu. İşte, onlardan birkaçı ve akıbetleri…
Osmanlı'nın hâlâ en popüler sarayı, ziyaret edilenler listesinde birinci sırada yer alan Topkapı Sarayı'dır kuşkusuz. Zaten ‘necip Türk Milleti'nin saray deyince akla gelen ilk yer burasıdır. İstanbul'un fethinden yedi sene sonra II. Mehmet'in emriyle yapımına başlanılan İmparatorluğun bu yeni çehresi, 1478'de tamam edilir. Stratejik yeri ayrıca önemli olan saray-ı mezkûr, Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasındaki tarihî; yarımadanın ucunda yer alıyor. 700 bin metrekarelik alan üzerine bina olunan saray, Osmanlı klasik döneminin başlıca yönetim merkezi olur. İmparatorluk, 1683 Viyana Bozgunu sonrası Batı karşısında, bugün de devam eden, mağlubiyetin getirdiği travma neticesinde geleneğini terk eder. ‘Saraydan devlet kaçırma' trajedisine dönüşen halet-i ruhiye, 19. yüzyılın ortalarında Sultan Abdülmecid Han zamanında yapılan Dolmabahçe'nin barok mimarisinde gün yüzüne çıkar. Topkapı'dan gittikçe uzaklaşan Osmanoğulları, son olarak Yıldız Sarayı'nda ikamet eder. Zaten turistik gezilerin başlıca mekânları da zikrettiğimiz saraylar… Peki, İmparatorluğun sarayları bu kadarla mı sınırlıydı? Mesela ilk sarayı nerede ya da şu sıralar sıkça duyulan Eski Saray hâlâ ayakta mı? İşte Osmanlı'nın kayıp sarayları listesi…
Bey Sarayı: Devletin ilk yönetim merkezi
Osmanoğulları'nın ilk başşehri, 1326 yılında fethedilen Bursa. Hanedan, aynı yıl Tekfur Sarayı üzerine Bey Sarayı'nı bina eder ve devlet buradan idare olunur. I. Murad'ın şekillendirdiği sarayda, Yıldırım Bayezid'in düğünü, Çelebi Mehmed'in sünnet cemiyeti yapılır. Bugün üzerinde Bursa Orduevi bulunan saray için şehir kamuoyu, garnizonun başka bir yere taşınmasını, kazılar yapılmasını istiyor.
Edirne'deki idare merkezi
Topkapı'dan sonra Osmanlı'nın ikinci büyük sarayı addedilen Edirne Sarayı da kaybolan hatıralardan. Günümüze az bir bölümü ulaşan saray için 2008'de kapsamlı bir çalışma başlatıldı. II. Murad döneminde yapımına başlanan sarayı, 1452'de Fatih nihayete erdirir. 19. yüzyıla kadar ayakta kalan saray, İmparatorluğun yönetim merkezi olur. Burayla ilgili en özel bölüm ise Mimar Sinan'a yaptırılan Adalet Kasrı kuşkusuz.
Üsküdar Sarayı Selimiye Kışlası oldu
Mimar Sinan'a göre Üsküdar Sarayı, Eski ve Yeni Saraylar'dan sonra gelir, yani Osmanlı protokolünde üçüncü sırada. I. Süleyman zamanında yapılan saray, asıl şeklini III. Murad devrinde alır. IV. Murad döneminde son altın çağını yaşayan saray, devletin zihnî; restoresi için atılımlar yapan Selim-i Salis zamanında yıkılarak; kışlaya dönüştürülür. Yeniçerilere karşı yeni askerlerin yurdu olan kışla, hâlâ ayakta.
İstanbul'un en ‘Eski Saray'ı
1453'ten hemen sonra daha Topkapı Sarayı bina olunmadan evvel İstanbul Üniversitesi merkez yerleşkenin olduğu sahaya inşa edilir. Yeni Saray'a yani Topkapı'ya tışınıldıktan sonra burada, vefat eden padişahların valideleri, eşleri ve cariyeleri ikamet ederdi. Günümüze hiçbir kalıntısı ulaşmayan Eski Saray'ın adı son dönemlerde tarihî; dizilerde sıklıkla telaffuz ediliyor.
Sultan Abdülaziz'in doğduğu Eyüp Sarayı
Abdülaziz Han'ın dünyaya geldiği Eyüp Sarayı'nın hikâyesi Kanunî; dönemine dayanıyor. Saray, ‘Muhteşem Süleyman'ın bahar mevsimlerinde ara ara Kâğıthane'ye düzenlediği gezintileri esnasında yapılır. Popüler hale gelen Kâğıthane civarına Lale Devri padişahı III. Ahmet ve Damat İbrahim Paşa köşkler yaptırır. Patrona Halil isyanı neticesinde bölge gözden düşmeye başlar. Saray da ortadan kalkar.