Ona Süleymaniye'de herkes ‘First Lady' diyor. Sıradan bir apartman dairesinde değil, konakta yaşıyor. Korumaya alınan metruk bir binada bekçilik yapması için burada oturmasına izin verilmiş.
Koca konakta hizmetçisi ve yaveri olmasa da, bir oğlu ve iki sadık dostu olan kedileri Paşa ve Maya ile yaşıyor Nilgün teyze (57). Dedeleri Kırım'dan İstanbul'a göç etmiş. Son 20 yılını Süleymaniye'de geçiren Nilgün teyze, “Hayat çok kısa be yavrum.” diye başlayan cümlesiyle eski İstanbul'u anlatmaya doyamıyor.
Ahşap mimarinin göz bebeği olan Süleymaniye, sokaklarına sinmiş yanık çöp kokusuyla yitik bir semt. Nilgün teyze, tarihî; evinin yanındaki otoparkı oğlu ile işletiyor. Müşterileri olan çevre esnafı ve çalışanları, tereddüt etmeden araçlarını ve anahtarı gönül rahatlığı ile emanet ediyor onlara.
Nilgün teyze, her sabah evden çıkmadan Paşa ve Maya'yı doyuruyor. Tabii ki sokaktaki mahallenin hayvanlarını da ihmal etmiyor. Otoparktaki minicik kulübesinde sokak hayvanları için kocaman bir mama paketi bulunduruyor. O çevredeki kedi ve köpeklern hemen hemen hepsini huylarıyla tanıyor. Hangileri ne zaman gelir, hangileri hasta, hepsine hakim. Ziyaretine gelenlere kapısı her daim açık olan First Lady, açık sözlülüğünden de taviz vermeyerek herkesin güvenini kazanmış. Ömrünün en güzel yıllarını burada geçiren Nilgün teyze, buralardan hiç taşınmak istemediğini her fırsatta dile getiriyor.