Dünya üzerinde binlerce uyuşturucu kaçakçısı var, bu işten çok para kazanan tarihte onlarca isim sayabiliriz. Onlardan biri Pablo Emilio Escobar Gaviria'nın hayatı pek çok film ve belgeselden sonra şimdi de ‘Narcos' adlı diziye konu oldu. Dizi, Pablo'nun adi bir suçlu mu yoksa halk kahramanı mı olduğu tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Bir adam düşünün, sadece sahip olduğu para destelerini bir arada tutmak için kullandığı lastiklere ayda bin dolar ödüyor. Kolombiyalı fakir köylü bir ailenin yedi çocuğundan biri olan bu çocuk, bir gün Forbes dergisine döneminin en zengin işadamlarından biri olarak kapak olacaktır. Bu zenginliğin nedeni ise başlarda sadece Miami, zamanla Amerika'nın uyuşturucu pazarının yüzde 80'ini elinde bulundurmasıdır. Ülke içinde yakaladıkları küçük miktarda mallar ve suçlarla oyalanan Amerikalı yetkililerin Pablo Emilio Escobar Gaviria'yı fark etmeleri uzun zaman alır. O zamana kadar Kolombiyalılar için bir bu durum tutku haline gelmiştir. Bu tutku ise karşılıksız değildir. Pablo Escobar, inanılmaz bir aşkla ülkesini ve insanını sever, kazandığı paranın büyük bir kısmını binlerce fakire dağıtır ya da onları ev sahibi yapar. Escobar, bu işi ülkesi için yaptığını iddia eder. Bu çarpıcı hayat öyküsü onlarca belgesele, filme ve şimdilerde ise birinci sezonu yeni biten, kısa sürede büyük bir seyirci kitlesi oluşturan ‘Narcos' adlı diziye konu olur. Hâlâ Kolombiyalıların ‘diziyi çeken Amerikalılara güvenmeyin, gerçekte daha iyi bir adamdı Pablo' yorumlarını sitelerinde görmek mümkün. Kimilerine göre ise bu adam Kolombiya'daki iç savaşın sorumlusu ve binlerce polisle sıradan insanların katilidir. Hâlâ nasıl öldüğü tartışma konusu. Rivayetlerden biri Amerikan hapishanelerinde yatmaktansa intihar ettiği, diğeri ise bindiği uçağın düşürülmesi sonucu ölmesi...
Narcos, ikinci sezona başlıyor. Dizinin en dikkat çeken yanı ise gerçek görüntülerle bezenmiş olması. Bir anda Escobar'ı motorunun üzerinde genç Kolombiyalılarla gülerken görebilir ya da gönderdiği tankların meclise girişini izleyebilirsiniz. Şimdi Narcos, Pablo'ya nasıl bir ölüm yakıştıracak merak konusu. Yıllardır Güney Amerika'nın hatta geçit vermeyen ünlü Meksika sınırının tüm kaybedenlerinin küçücük bir zaferidir Pablo. Asıl hayali okuyup Kolombiya'ya başbakan olmak olan bu adam hedefine başka yollardan ulaşmaya çalışır ve sonunda meclise de girer. Ancak girdiği gün vekilliği elinden alınır. Pablo'nun tüm kini de o gün başlar ve ülkeyi neredeyse iç savaşa sürükler. Sanki Cohen Kardeşler, Tarantino ve daha nice senaristin bir araya gelip hazırladığı bir senaryo gibidir Pablo'nun hayatı. İşte o sıra dışı hayattan kesitler…
Kızının soğuktan üşümemesi için 2 milyon doları yaktı!
1 Aralık 1949'da çiftçi bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Uyuşturucu baronluğundan önce hırsızlıklarıyla meşhurdu. Antik mezar taşlarını çalıp turistlere sattı, arabalar çaldı, karaborsa ürünler satarak suç dünyasında ilerledi. Suç kariyerinde adam kaçırma, şantaj gibi işler de vardı. 1970'li yıllarda uyuşturucu kaçakçılığına ve satışına başladı.
En güçlü zamanlarında günde yarım milyon dolar kazanırken bunların yüzde 10'unu farelerin yediği ve paraların nemden çürüdüğü biliniyor. Bir efsaneye göre de polisten kaçarken sığındığı bir evde kızını ısıtmak için 2 milyon dolar yaktı.
1976 yılında Maria Victoria ile evlendi ve eşinden ayrılmadı ve iki çocuğu oldu.
1982 yılında Kolombiya Liberal Partisi'nden seçimlere girdi. Siyasî; güç elde ederek polis ve halk desteğini arkasına aldı. Böylece birçok ülkeyle olan uyuşturucu trafiğini artırdı.
Escobar'ın adamları yargıç, sivil, polis ve devlet yetkilileri gibi binlerce insanın ölümüyle suçlandı.
Cenazesine 25 bin kişi katıldı.
Kolombiya'da kendi şehri olan Medellin'i ülkenin en zengin şehri haline getirdiği söyleniyor. Ayrıca ülkenin ilk metro hattının onun sayesinde açıldığı biliniyor.
Yoksul kesime yaptığı maddî; yardımlar sebebiyle bazıları tarafından ‘Robin Hood' olarak adlandırıldı.