Onlar, futbolun estetiğini, sertliğin vücut bulmuş halleriyle akamete uğratırlardı hep. Yakalarına da ‘cengâver, gladyatör veya mangal yürekli' payeleri iliştirilirdi. Sevenleri de çoktu, nefret edenleri de. Aydın'da top yerine kafaya atılan tekmeyle yeniden hatırlandılar. Yeşil sahaların hırçın çocukları, futbol hayatları boyunca uslanmadı.
Aydın'da oynanan bir amatör futbol karşılaşmasında Nazilli Sanayisporlu Mehmet Değirmenci isimli futbolcu, faul yapıp yere düşürdüğü rakibi Dallıcasporlu Kayhan Karakaş'ın suratına, kırmızı kart görmesine sebep olduğu için tekme attı. Olay, gazete ve televizyonlarda duyulup büyüyünce, kulübü Değirmenci ile yollarını ayırdı. İş büsbütün çıkmaza girmeden de söz konusu kulüp yönetimi, bir çiçekle Dallıcaspor'a giderek Kayhan'dan özür diledi. Ancak iki yıl futboldan men cezası aldı. Konu artık adli yargıda.
Bire bir benzemese de tarihte de bu türde vakalara rastlamak mümkün. Rekabet turnusolünde sınıfta kalanlara çoğu zaman payeler verilir, attığı tekmeler ayakta alkışlanırdı. Sertlikleri sebebiyle Galatasaray'da Bülent Korkmaz ‘Cengâver', Beşiktaş'ta Recep Çetin ‘Takoz' diye anılırdı. ‘Top geçer, adam geçmez.' asilliği (!) iliştirilmişti yakalarına bir de. Yine Siyah-Beyazlılarda Alpay Özalan, karşılaştıkları her derbide Galatasaray'ın efsanesi Hakan Şükür'ü tutmakla mükellefti. Sanki göreviymiş gibi, mütemadiyen Türk futbolunun kralının burnunu kırmakla ün yapmıştı. Şükür, Galatasaray-Beşiktaş derbileri sonrası hastaneye kaldırılır, ardından Özalan ziyaretine giderdi.
İzleyenin nefesini kesen Galatasaraylı Okan Buruk'un sakatlık olayı, Türk futbol tarihinin gri tabloları arasında. Trabzonspor'la oynanan Türkiye Kupası yarı finalinin ilkinde Soner'in sert müdahalesi sonrası bacağı kırılmış, genç olması sebebiyle çabuk sahalara dönmüştü.
‘Kasap' diye adlandırılanlar her dönem vardı. Anneler ve babalar, çocukları onlarla ikili mücadeleden kurtulunca ‘oh' çekerdi. Samsunsporlu Vural'ın, Metin Diyadin'in ayağını kırması tecrübeli ismi tam 216 gün futbola hasret bırakmıştı. İstanbul'un kaptanı Güven Kocabal'ın Fenerbahçeli Mustafa Doğan'ın darbesiyle ayağının kırılması herkesi üzmüştü. Bir sezon sonra Galatasaraylı Mehmet Yozgatlı, 24 yaşındaki yeteneğin hayatını aynı bölgesinde bir kez daha karartmıştı. Kocabal üstüne bir de omuriliğinden sakatlanmasına rağmen futbola dönmeyi başarmıştı. Fenerbahçeli Uche, Beşiktaş derbisinde kendi kalecileri Murat'ın altında kalarak bacağını üç yerden kırmıştı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Rakibe korku salanlar arasında, Fabio Bilica, Samuel Johnson, Servet Çetin, Antonio Carlos Zago (Terminator), Ayman Abdelaziz, İsmail Güldüren, Egemen Korkmaz, Ali Eren, Hasan Şaş, Kemalettin Şentürk, Felipe Melo gibi sertlik dehaları vardı. Belki birçoğunda kasıt yoktu. Hiçbiri de Aydın'da yaşanan örneğe benzemiyordu. Ancak yeşil sahaya çıktıklarında masum hallerini soyunma odasında bırakıyor, futbolun bütün güzel manzarasını altüst ederek rakiplerine hüzünlü ve meşakkatli gelecek yaşatıyorlardı. Uzun bir tedavi dönemi başlatıyor, meslektaşlarını sükût zinciriyle prangaya vuruyorlardı.