Türkiye'de son günlerde çokça tartışılan asgari ücretin insanlık tarihinde ilk kez Şanlıurfa'da doğduğunu biliyor muydunuz?
İnsanlık tarihiyle ilgili son yapılan kazılara göre, M.Ö. 3500 yılında asgari ücret ilk kez Şanlıurfa topraklarında çalışan işçilere uygulanmaya başlanmış. Kazılarda ortaya çıkan bu durumun delilleri bugün Şanlıurfa'da görülebiliyor. Geçtiğimiz günlerde açılan Şanlıurfa Müzesi'nde sergilenen eserler birçok yönden insanlık tarihine ışık tutuyor.
Şanlıurfa'da 200 dönüm üzerinde kurulan arkeolojik ve mozaik müzesi oldukça değerli. Türkiye'nin en büyük müze kompleksi özelliğine sahip müze, ziyaretçilerini binlerce yıl öteye götürüyor. Bu dev müzede detaylı bir tur yapmak isterseniz mutlaka bir gününüzü ayırmanız gerekiyor. Ferah bir mekâna inşa edilen müze için yaklaşık 80 milyon lira harcanmış. 75 bini aşkın tarihî; eserin bulunduğu müze, dünya standartlarının çok üstünde. Şanlıurfa Müze Müdürü Müslüm Ercan, “Taş devrinden başlayarak İslam dönemine kadar düzenli bir gezi güzergâhı yaptık. Eski müzede bin 500 eser sergileyebiliyorken, şimdi 10 bin eser sergileyeceğiz.” diyor.
Fred Çakmaktaş'ın mahallesinde gibiyiz
Müzeye girdiğinizde eski çağlara ait bilgilerin bulunduğu detaylı duvar yazılarıyla karşılaşıyorsunuz. İçerideki atmosferi anlatan ve basit bir dille yazılan metinleri okuyoruz. Lisedeki tarih bilgilerimiz canlanıyor. İlginç bir geçitten geçerek müzenin derinliklerine giriş yapıyoruz. Buram buram tarih kokan mekânda attığımız ağır adımlarla yüzyıl geriye gittiğimizi hissediyoruz. Girişte balmumundan yapılmış ilk çağ insanlarının heykelleriyle karşılaşıyoruz. Ortam da buna göre restore edilmiş. Çocukken bağımlısı olduğumuz Taş Devri çizgi filmindeki Fred Çakmaktaş'ın mahallesindeyiz sanki. Taş devrine ait her bulgu heyecanımızı artırıyor. Taştan baltalar, ateş yakmak için kullanılan taşlar, ilginç eşyalar hatta ilk çağda insanların oyun için keşfettikleri araçlar…
Bir sonraki çağı merak edip loş ışıklarla hazırlanan çağlar arası geçiş kapılarından ilerliyoruz. Hoş atmosferde bir de zemine iyi monte edilmemiş ve gıcırdayan tahtalar olmasa her şey daha güzel olacak. Şanlıurfa'da bu kalıntıların keşfedilmesi büyük bir miras. Tüm bunları düşünürken insanlık tarihinde korunagelmiş en eski heykelle karşılaşıyoruz. ‘Urfa Heykeli' adı verilen bu eser, Balıklıgöl'ün kuzeyinde bulunmuş. Çanak Çömleksiz Neolotik Döneme ait. Kireçtaşından yapılan heykel, 1,80 boyunda… Çanak Çömlekli Neolotik Çağ'da Şanlıurfa'da tarım ve hayvancılıkla köy yaşamına geçildiğine de burada şahit oluyoruz. Kilin fırınlanmasıyla oluşturulan ilk yiyecek kaplarını, tahılların öğütülmesi için keşfedilen ilk bazal taşları detaylıca inceliyoruz.
İşçilerin bir günlük yevmiyeleri çanaklarla ölçülüyormuş
Müzede bizi şaşırtan unsurlardan biri de ülkemizde hayli tartışılan asgari ücret konusunun somut delillerine rastlamak oldu. Müze yetkililerinin ilk asgari ücretin nasıl doğduğuna dair detaylı bilgilere levhalarda yer verdiğini görüyoruz. Gelişmiş ülkelerde 3-4 bin lirayı bulan ama bizde hâlâ bin lira çıtasında dolaşan asgari ücretin dünyada ilk kez Şanlıurfa'da uygulandığını öğreniyoruz. İnsanoğlunun ekonomiyi keşfedip ilk kez kayıt altına almaya başladığı MÖ. 3500-3000'de işçilerin ve kölelerin bir günlük yevmiyeleri (ekmek, tahıl ya da aş) çan biçimli devrik ağızlı çanaklarda ölçülüyormuş. Çalışan insanlara günlük emeklerinin karşılığında bu çanaklardan gıda maddesi veriliyormuş. Tam 5 bin yıl önce kalıplardan üretilen bu çanakları bugün Şanlıurfa Müzesi'nde görebiliyoruz. Yapılan kazılarda ortaya çıkarılan çanakların o dönem Anadolu'nun ve Mezopotamya'nın birçok bölgesinde kullanıldığı tahmin ediliyor. Müzede eksik gördüğümüz bir nokta, İslam Dönemi ile ilgili olan mekân. Eserler çok yetersiz kalmış. 3 boyutlu canlandırılmanın olduğu söylenen alanda ise herhangi bir görüntü izleyemedik. Müzede sergilenen mozaikler ise başlı başına bir yazı konusu.