Karanlık gelecek kavramını didikleyen distopik filmlerin son örneklerinden biri de Açlık Oyunları serisiydi. Serinin son filminde Katniss Everdeen, duygusallıkla savaşçılık arasında tercihini yapıyor!
Savaş, kıtlık ve konformizmin artmasıyla insanlığın süregelen yaşamı değişmiştir. Geriye kalanlar despot otoritenin yönetimine maruz kalmıştır. Açlık Oyunları filmindeki Panem bölgesinin hikayesinden bahsediyoruz. İnsanlar burada ilginç bir gelenek edinir, her yıl genç bir erkek ve kız çocuğu ‘Açlık Oyunları'nda yarışmaya zorlanır. Amaç, bir yandan açlıkla mücadele ederken diğer yandan bütün rakiplerini öldürüp hayatta kalmayı başarabilmektir. Kulağa bir nevi Survivor çağrışımı yapan film, Suzanne Collins'in aynı adlı romanından uyarlandı. Collins, serisinin ilk kitabı Açlık Oyunları'nı 2008'de yayınladı. Babası Vietnam Savaşı sırasında Hava Kuvvetleri'nde subay olan yazar, kitabını kaleme alırken babasının anlattıklarından etkilenir. Sonuçta ortada bir savaş ve geride kalan gözü yaşlı insanlar vardır tıpkı kitabında olduğu gibi. The New York Times'ın en çok satanlar listesine 60 hafta aralıksız giren Açlık Oyunları 26 dile çevrildi.
Açlık Oyunları serisi, yönetmen Gary Ross'un, çocuklarının elinden düşürmediği kitabı görünce merak edip karıştırmasıyla başlıyor. Ross'un yolu, ardından romanın haklarını satın alan yapımcı Nina Jacobson ile kesişir. Böylece başrolünde Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson'ın oynadığı ilk film 2012'de çekilir.Kimilerine hikâyede geçenler Yunan mitoloji efsanelerini hatırlatsa da yönetmen Ross'a göre olaylar Eski Roma'ya ve günümüz TV reality showlarına benziyor. Filmin dünya çapında yankısı da büyük oldu. Öldürme sahnelerinin çok kullanılmadığı hatta yönetmenin çocuk kategorisine de hitap etmesi için hareketli kamera kullandığı ilk film, İngiltere'de sansüre uğradı. 2014'te ise Tayland'da gerçekleşen darbeyi protesto eden direnişçiler, seride isyancıların yaptığı el işaretini sembol olarak kullandı.
Serinin ilk yapımından sonra yönetmen Ross, projeden çekildi. Yerine Alfonso Cuarón, David Cronenberg, Bennett Miller ve Tomas Alfredson gibi birçok ismin adı geçse de yönetmenlik koltuğunu Francis Lawrence devraldı. Devam filmleri Ateşi Yakalamak (2013), Alaycı Kuş 1 (2014) ve Alaycı Kuş 2 (2015)'yi çekti. Filmin görsel tasarım aşamasında Oscar'lı görüntü yönetmeni Tom Stern ile çalışıldı.
İnadına dublörsüz çekimler
Olabildiğince yapaylıktan kaçınılan serinin su altı sahnelerinde dublör kullanmayan oyunculara profesyonel dalgıçlar yardım etti. Elinden okunu ve yayını düşürmeyen Katniss Everdeen yani Jennifer Lawrence, çekimler sırasında 15 kiloluk yay kitiyle neredeyse suda boğuluyormuş. Philip Seymour Hoffman'ı unutmayalım. Bilindiği gibi Hoffman Alaycı Kuş 2'nin çekimleri sırasında ölmüştü. Ekip senaryoda ufak tefek değişiklikler ve dijital teknolojilerle ünlü aktörü filmde tutma kararı almıştı. Hoffman, bu filmle son kez beyazperdede olacak.
Açlık Oyunları'nın elde ettiği başarıda Jennifer Lawrance'un payı büyük. Ama rol için ilk Emma Roberts, Chloë Grace Moretz, Emily Browning ve Shailene Woodley gibi isimler düşünülmüş. Nasip işte...Julianne Moore'un projeye dahil olmasını da romana hayran olan çocukları istemiş.
Sadece bu kadar mı? Gerçekliğini korumak isteyen seride ayağını burkanlar da geçici duyma kaybı yaşayanlar da olmuş. Yaralı bereli derken en nihayetinde son film ‘Alaycı Kuş 2' vizyona girmeyi başardı.
Yayınlandığı günden itibaren yüksek gişe hasılatıyla gündemden düşmeyen seriyi sevenler kadar sevmeyenler de oldu. Eleştiriler de kaçınılmazdı. Adı üstünde arenadaki onca gün süren açlığa rağmen yarışçıların o dik duruşlarından taviz vermemeleri takdire şayandı doğrusu! Yola çıkarken despot sisteme bir eleştiri getirme kaygısı güden filmde seyircinin çoğu zaman kendini bir romantik film izliyormuş gibi hissetmesiyse tuzu biberi… Merak edenler için müjdeyi verelim, duygusal ve savaşçı kimliği arasında gidip gelen Katniss Everdeen son filmde seçimini yapıyor ve kamu spotu tadındaki mesajını veriyor.