Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), Birleşmiş Milletler'in en üst seviye akredite manasına gelen ‘genel danışmanlık' statüsündeki 147 kurumdan biri. Fakat Türkiye'de yaptıkları çalışmalara pranga vurulmaya çalışılıyor. GYV Başkan Yardımcısı Hüseyin Hurmalı ile vakfın Türkiye için önemini konuştuk.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), ulusal ve uluslararası faaliyetleriyle yurtdışında dikkat çeken ve sözüne kulak verilen bir kuruluş. Birleşmiş Milletler'in (BM) en üst seviye akredite manasına gelen ‘genel danışmanlık' statüsündeki 147 kurumundan biri. GYV, bu unvanı almış Türkiye'deki ilk ve tek kurum olma özelliği taşıyor. Greenpeace, Davos olarak bilinen World Economic Forum (WEF), International Rotary ve Lions Club vs. kuruluşlar gibi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı da BM'de gündem belirleme hakkına sahip. Ayrıca yoksulluk, eğitim, kadın, kutsala saygı, bağımlılık gibi dünyanın tamamını ilgilendiren konularda sözlü ve yazılı bildirgeler yayınlayarak çözüm için sunulan projelere kaynaklık ediyor. Bu da GYV'nin dünyada güvenilir ve sağlıklı bir referans olarak kabul edilmesi manasına geliyor. BM'nin bütçesinin yüzde 70'ini harcayan ECOSOC (Economic and Social Council) yani Ekonomik ve Toplumsal Konseyi'nin amacı, ülkemizde çok prim yapmayan entelektüel sermaye üretmek. Hal böyleyken vakfın 1994'ten beri yapmaya çalıştığı think-tank (AR-GE çalışmaları) da Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor. Bugüne kadar verdiği, altı sözlü ve sekiz yazılı bildirgeyle dünya kalkınması için BM ile birlikte çözüm odaklı projeler üretilmesine olanak sağlıyor. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Hüseyin Hurmalı ile, GYV'nin dünya çapında gösterdiği faaliyetlerin Türkiye için önemini konuştuk.
‘Türkiye, mahalle kavgaları yüzünden
dünya gündeminden geri kalıyor'
Hurmalı, şu anda dünya gündeminde BM'nin 2000'de ortaya attığı sekiz adet Milenyum Kalkınma Hedefi'nin olduğunu ifade ediyor. Türkiye'nin gündeminde ise bu konular bulunmuyor. Halbuki etkileşimin çok fazla olduğu yeni bir dünya düzeni var. Bu yüzden, Türkiye dâhil hiçbir ülkenin dünyada olan bitene “Bana ne!” deme şansı yok. BM ile çalışan ülkeler bir taraftan yoksulluk ve açlığın yok edilmesi, cinsiyet eşitliğinin teşviki, evrensel ilköğretimin sağlanması gibi hedeflerde ne kadar başarılı olup olmadıkları üzerinde tartışmalar yapıyor. Diğer taraftan ise yeni 15 yılın planı da, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri' adıyla belirlenmiş durumda. BM'nin 17'si ana olmak üzere 169 alt hedefinin belirlendiğini söyleyen Hurmalı, bu amaçların Hizmet Hareketi'nin prensipleri ve aktivite alanlarıyla kesiştiğine dikkat çekiyor. Ortak hedefler ve evrensel dilin Hizmet Hareketi'ninkilerle örtüşmesi ise yapılanların ne kadar resmi ve doğru olduğunun bir kanıtı.
‘GYV'nin BM'deki rolü
Türkiye için bulunmaz bir fırsat'
Geçen sene Cenevre Barış Konferansı'nda GYV olarak barışı ‘medya, dini özgürlükler ve eğitimde barış' olarak üç ana başlıkta anlattıklarını hatırlatıyor Hurmalı. Dünyanın 170 ülkesinde barış adası gibi çalışan Hizmet Hareketi Okulları'nı devletlere anlatma ve tavsiye etme fırsatı yakalıyorlar. Aslında bu sadece Cenevre ile sınırlı değil. Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da ifade özgürlüğü ve kutsala saygı konusunda yapılan toplantı, eğitim, kadın, özgürlük gibi sosyal konuların masaya yatırıldığı New York, Roma ve Tayland toplantıları da bu çerçevede yer alıyor. Barış Haftası boyunca Cenevre'de etkinlik yapma ve salon kullanma hakkına sahip GYV'nin uluslararası platformda söz sahibi olmasının ülkemiz adına gurur verici bir tablo olduğunu anlatan Hurmalı, “İnsanlar Davos'a gittiklerinde bunu referans gösterdiği gibi, GYV'nin BM binasında yaptığı bu etkinlik de birileri için referans niteliğindeydi.” diyor.
‘Dünya'nın Müslüman
bir muhataba ihtiyacı var'
Dünya ne yazık ki Müslümanlık deyince IŞİD, El-Kaide, Taliban gibi örgütleri hatırlıyor. Hurmalı, barış için bu güçlerin oluşturduğu Müslüman imajının tersine çalışacak Müslüman muhataplara ihtiyaç olduğunu düşünüyor: “İnsanlar İslam'ı konuşabilecekleri, birlikte iş yapabilecekleri örnek arıyor. Barış inşası için yola çıkmış binlerce insan var. Konu barışsa herkese hitap etmek gerektiği için Müslümanlarla da konuşabilecekleri insan arıyorlar.”
GYV ise, bu ortamlara girmeleri neticesinde ilk başta dini temsil sorumluluğu alıyor. Hazırlanan her bir bildirge, Müslümanlarla ilgili önyargılara değil, doğru kaynaklara ulaşma imkânı sağlıyor bir nevi. Barış kökünden gelen ‘İslam' kelimesini bilmeyen, aksini düşünen insanlara hal diliyle bu tercüme yapılıyor.
‘Zorluklar bizi dünyaya daha fazla açtı'
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), dünyanın problemleriyle ilgili çözümler üretmeye çalışıyor. Eğitim, diyalog, ihtiyaç sahiplerine yardım gibi konularda dünya ile işbirliği yapıp bir şeyler üretme çabası aslında İslam öğretisinin gereği ve barışın inşasına hizmet ediyor. Fakat Türkiye'de bu faaliyetlere pranga vurulmaya çalışılıyor. GYV'ye yardım etmeye çalışan işadamlarının tehdit edilmesinden tutun da, birçok projeyi çeşitli bahanelerle durdurmaya kadar… Oysa Hurmalı, bu ‘pranga'ların aynı zamanda bir şans olduğunu anlatıyor: “Bu zorluk bizi dünyaya daha fazla açılmaya yöneltti. Yaşananların ilelebet süreceğini zannetmiyorum. Biz şu anda ülke olarak bir türbülansa girdik. Sıkıntı yaşıyoruz ama bunu aşacağız inşallah. Dünyanın 170 ülkesinde insanlar bulundukları ülkenin dilleriyle iletişim kuruyor, işbirliği yaparak iş üretebiliyor. Evrensel değerleri bulduk diye bir iddiamız yok ama bunun arayışı içindeyiz. Daha iyisini nasıl yapabiliriz, bunu dünyayla nasıl paylaşabiliriz, diye düşünüyoruz. Sadece barış projeleri bile Türkiye adına yapılan çok çok önemli hareketler. Biz şu an vakıf olarak profesyonel bir şekilde dünyanın farklı ülkelerindeki insanlara çıkmazlarıyla ilgili yardım etmeye çalışıyoruz. Şu anda yedi kıtada 300 kişilik bir jürimiz var ve bunların 8-10 tanesi Türk. Bize başvurulan her projeyi en az üç jüriye okutuyoruz.”
En aktif oldukları alanlardan biri Kadın Platformu
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kız çocuklarının eğitime kazandırılması hususundaki hizmetlerinin kendileri için örnek teşkil ettiğini söyleyen Hüseyin Hurmalı, BM'de aktif oldukları alanlardan birinin kadın platformu olduğu bilgisini veriyor. Hatta bazı projeleri ‘UN Women'la birlikte yürütüyorlar. Mesela üç yıldır dünyanın en büyük kadın kongresine katılıp burada aktif etkinliklerin içinde yer alıyorlar. GYV'nin ‘kadın' mevzuundaki düşüncelerini ise şöyle aktarıyor Hurmalı: “Vakıf olarak kadının güçlendirilmesi, kız çocuklarının eğitimi ve kadına şiddet konusunda söylem inşa etme misyonu taşıyoruz. Şahsi hayatımıza dâhil etmediğimiz takdirde, istersek her gün bu konuda toplantı yapalım, yaptıklarımızın diğer insanlar üzerinde pek etkisi olmayacağına inanıyoruz.” Bunların yanı sıra hedefleri geleceğe yatırım ve gelecek kötülüğü önleme olan bazı çalışmalarda kısa süreli ve somut dönüşümler almışlar. Örneğin Afganistan'daki kız çocuklarının eğitimine destek vermek için kurulan teknoloji laboratuvarını kısa vadede bu çerçevede fayda veren faaliyetler arasında.