Ulaşılmazlığıyla insanoğlunun daima ilgisini çeken Everest Dağı, bugüne kadar birçok kitaba ve filme konu oldu. Bunlardan sonuncusu Baltasar Korm·kur'un yönetmenliğini üstlendiği ‘Everest' filmi. Bu hafta vizyona giren yapımın popüler isimlerle dolu kadrosu dikkat çekiyor.
Gerçek bir hikâyeden uyarlanan ‘Everest'in senaryosunda iki güçlü kalemin imzası bulunuyor. Bunlardan biri ‘Milyoner' filminin senaristi Simon Beaufoy, diğeri ise ‘Gladyatör'ün senaristi William Nicholson. Film ayrıca Jason Clarke, Josh Brolin, John Hawkes, Robin Wright, Michael Kelly, Sam Worthington, Keira Knightley, Emily Watson ve Jake Gyllenhaal gibi tanıdık oyuncu kadrosuyla göz dolduruyor. Bu yıl düzenlenen 72. Venedik Film Festivali'nde açılış filmi olarak gösterilen filmin hikâyesi, Everest Dağı'nda yaşanan ve birçok dağcının hayatını kaybettiği bir faciadan yola çıkıyor.
‘1996 Everest Felaketi'
Yıl 1996, aylardan mayıs… Everest Dağı'nda birçok dağcının ölümüyle sonuçlanan bir kaza meydana gelir. ‘1996 Everest Felaketi' olarak bilinen olay, en çok ölümün yaşandığı dağcılık faciası olarak tarihe geçer. Felaketin canlı tanıklarından biri de Amerikalı yazar ve dağcı Jon Krakuer'dir. O dönem dağcılık yazıları yazarken Everest'e tırmanmaya karar verir. Kazanın ardından Krakuer, yaşadıklarını bir kitapta toplar. ‘Into Thin Air: A Personal Account of the Mt. Everest Disaster (Everest Günlüğü)' Filmde bu şekilde başlıyor: “Everest'e tırmanmakta olan iki ayrı dağcı ekibinin karşılaştığı yoğun kar yağışı, büyük bir felaketin habercisi olur. Kar fırtınası her zamankinden daha şiddetlidir ve herkes için büyük bir hayat mücadelesi başlamış olur.”
İzlandalı yönetmen Korm·kur, proje için ilk olarak kendi ülkesi üzerinden bir şey yapmayı düşünür. Ülkesinin ikliminden dolayı kar koşullarına yabancı olmayan yönetmen, oluşabilecek olumsuz durumların farkındadır. Belki de bunun verdiği güvenle IMAX 3D formatındaki filminin yapımında CGI numara ve hilelerinden uzak durur.
Film, Nepal'de Everest'in eteklerinde, İtalyan Alpleri'nde ve Roma'da Cinecittà Stüdyoları ile İngiltere'de bulunan Pinewood Stüdyoları'nda çekildi. Özellikle dağcıların yolculuğunun kameraya alınacağı sahneler için ağır ve tehlikeli olması önemsenmeksizin Nepal çekimlerine devam edildi. Üstelik filmin çekildiği süreçte yani geçtiğimiz yıl, Nepal'de büyük çaplı can kayıplarına neden olan bir çığ düşmesi yaşanmıştı. Ekip buna ragmen çekimlerini bir süre daha sürdürmeye devam etti.
Başrol karakteri Rob Hall için ilk önce ünlü aktör Christian Bale ile anlaşmaya varılmıştı. Ancak Bale, aynı döneme denk gelen ‘Exodus: Tanrılar ve Krallar' filmini tercih ederek anlaşmadan çekildi. Ardından rol teklifi Jason Clarke'e yapıldı ve o da kabul etti.
Karlı dağ tepelerinde yapılan çekimler
Efekt ve gerekli olmadıkça green box kullanmak istemeyen yönetmenin bu kararının oyunculara bir dönüşü oldu. Nepal ve İtalya dağlarında yapılan çekimlerde bazı ufak tefek tehlikeler atlatıldı. Kiminin başparmağı kimininse burun delikleri dondu. Isınma problemi yaşayan ekip, İtalya'da elektrikli battaniyeler sayesinde ısıtılıyordu. Tabii bir de oyuncuların yüzlerine aldığı soğuk havayı unutmamak gerekir. Filmdeki şiddetli fırtına sahneleri için kar ve tuz üfleyen jet motorlarıyla devasa boyutta vantilatörler kullanıldı. Yani filmde izleyeceğiniz bu sahneler fazlasıyla gerçeklik içeriyor.