1980 askerî; darbe sonrası Ecevit'in gazeteci kimliğiyle çıkardığı Arayış Dergisi, mevcut şartlardan dolayı yeniden çıkmaya başladı.
Arayış Dergisi, 1981 yılında merhum Başbakan Bülent Ecevit'in öncülüğünde yayım hayatına başlamıştı. 12 Eylül'ün yasaklı siyasetçilerinden Ecevit, eski mesleği gazeteciliğe dönmüş ve arkadaşlarının omuz vermesiyle solun fikrî; altyapısını anlatan yazılar kaleme almıştı. Ancak özgürlükçü solun kalesi addedilen Arayış, askerî; vesayetin mengenesi altında sıkışmış ve 1982'de yayım hayatına son verilmişti. Aradan 34 sene geçti ve mahut dergi, ‘Yeni Arayış' adı, ‘Bilgi Özgürlüktür' mottosu ile yeniden çıkmaya başladı. Bundan mütevellit derginin fikir babalarından Cenk Sidar ile bir araya geldik. Haliyle ilk sorumuz ‘Ülkede yeni bir faşizm dalgası mı var ki, Arayış dergisi yeniden karşımızda?' oluyor. Cevap şöyle: “Yaşadığımız olaylar bize gösteriyor ki Türkiye'de sivil dikta ve otoriterleşme eğilimi söz konusu. 1980'deki askerî; diktanın siyasal olarak benzeri bir dönemden geçiyoruz. Demokrasi ve özgürlükçü platform olarak ortaya çıkan Arayış Dergisi, 1980 darbesi sonrası önemli bir misyon üstlenmişti. Biz de Yeni Arayış olarak Türkiye'deki kötü gidişata karşı bir farkındalık oluşturmak istiyoruz.”
Dergideki ağırlık, özgürlükçü ve demokrat sol isimlerden müteşekkil. Sidar, dergiyi sol algının değişmesi açısından da önemli buluyor: “Solun arkaik anlayıştan kurtulması ve çağdaş olarak yorumlaması adına fırsat penceresi. Solun fikir bazında kendini yenileyebilmesi adına önemli.”
Merkez sağ, Erdoğan'ın çiftliği haline dönüştü
Cenk Sidar, Arayış'ın çıktığı zamandan bugüne Türkiye'de demokrasi açısından birçok değişimin olduğuna vurgu yapıyor. “Türkiye özellikle 2002'den 2009'a kadarki süreçte demokrasi ve özgürlükler bağlamında epey mesafe aldı. Fakat 2010'dan sonra geriye dönüş başladı ki, eskiye gidiş insanların umudunu törpüleyen bir tablo arz ediyor.”
Sidar'a göre, AKP'nin her seçimde zafer elde etmesi, kendisini var eden kazanımları unutturdu. Türkiye'de siyasetin merkez sağ ve sol üzerinden yürüdüğünü hatırlatan Sidar, “2011'den bu yana Türkiye demokrasisinin en büyük sorunu merkez sağın olmamasıdır. Çünkü sol, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP üzerinden tekrar özgürlükçü bir parti haline gelmeye başladı. Erdoğan ise Ortadoğu'da, Uzakdoğu'da olan radikal sağı temsil ediyor. Bu durumdan kurtulmak için merkez solu güçlendirmek ve yeni kadrolar oluşturmakla beraber, merkez sağın da yenilenmesi gerekiyor.” diyor. Merkez sağın Erdoğan'ın çiftliği haline dönüştüğünü dile getiren Sidar, bugün Türkiye'de siyasetin Erdoğan başkan olsun, yolsuzluktan ötürü yargılanmasın, kendisi ve ailesi hukukî; yaptırımlarla karşılaşmasın diye yapıldığını kaydediyor.