Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Baba eve gelmek için kaç hırsız yakalaman gerek?

$
0
0

Silivri Cezaevi'nde tutuklu polislerden Mustafa Demirhan'ın 4 buçuk yaşındaki oğlu Sami Kaan, her hafta babasını görmeye gittiğinde “Yakalaman gereken kaç hırsız kaldı?” sorusuyla başlıyor görüşe. Çünkü onun hırsızları yakalamak için görevde olduğuna, hepsini yakaladıktan sonra eve döneceğine inanıyor.

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten eski İstanbul Mali Şube Teknik Büro Amiri Mustafa Demirhan ve ekip arkadaşları bir yıldır tutuklu. Demirhan'ın 6 yıllık hayat arkadaşı Esmahan Demirhan'a göre 17 Aralık'tan sonra yaşadıkları sıkıntıların tek nedeni eşi ve arkadaşlarının “Hırsıza dur demesi”. Doğru yolda oldukları için dik durduklarını söyleyen Demirhan insanların duyarsızlığına ise sitem ediyor. “Çok zorlandığımız zamanlar oldu, geceleri çocukları acile götürdüm, ikisini de tek başıma taşıdım. Çocuklar çok özlüyor, onlara kıyamıyorum. Kendi adıma değil ama eşim ve diğerleri bu sıkıntıları niye çekti bunun anlaşılamamasına çok üzülüyorum.” diyor. Tutuklandıktan sonra annesi rahatsızlanan Mustafa Demirhan, yatay geçiş yaparak hukuk okumaya başladı. Cezaevinde çalışarak bir yılını tamamladı, üstten ders aldı bir yıl sonra mezun olacak.

KIYAFETLERİ EVİN KOKUSU SİNSİN DİYE DOLAPTA BEKLETİYORUM

“Bizim için bir Silivri günü var, bir de bir gün öncesi ve sonrası var. Giderken ayrı gelirken ayrı bir ızdırap.” diyor Esmahan Demirhan. Bir yıldır her hafta eşini 45 dakika görebilmek için 4 buçuk yaşındaki Sami Kaan ve 1 buçuk yaşındaki Selma Betül ile yollara düşüyor. Onlar için 9 görüşü için 6'da yollara düşmek mesele değil, asıl mesele gittiklerinde arada cam olması. Oğlu her görüş öncesi kapalı ya da açık görüş olup olmadığını soran Esmahan Hanım, yaptığı hazırlığı şöyle anlatıyor: “Bir akşam önceden eşyalarını en güzel şekilde, yumuşatıcılarla hazırlıyoruz. Eşyaların gideceği kişinin evinin kokusunu özlediğini biliyorsunuz. Bunun için önceden yıkıyorum, evin kokusu sinsin diye dolaba koyuyorum. Bazen çocukların kıyafetlerinin kokusunu sıkıyorum. Jilet gibi hazırlıyoruz. Tertemiz gönderelim diye dualarını okuyorum. Gidecek olan eşyaları ‘yârimin yanına gidecek, o orada yalnız' diye düşünerek hazırlıyorum.”

BURNUMUN DİREĞİ SIZLIYOR

Cezaevi girişinde ise soğuk duvarlar ve tuhaf uygulamalar karşılıyor Esmahan Hanım'ı. Evden çıktığındaki enerjisinin yüzde 70'i eşini görene kadar bitmiş oluyor. Yolun uzunluğu, yolda çocukların ağlaması, infaz memurlarının tavırları, x-ray'dan geçememe, eşyaların alınmaması. Hepsi ayrı bir endişe kaynağı. Silivri girişlerinde yaşanan korkular; “Acaba bizim için içeri girebilirsin dilekçesi çıkmış mı? Acaba ceza almış mıyız?' Göz kaydından geçtikten sonra acaba x-ray'dan geçerken kıyafetimden bir şeyler öter mi? Bütün bu endişelerden sonra ise camın ardında eşinin ay gibi doğduğunu söylüyor Esmahan Hanım. “Bu sadece özlem değil, çok kıymetli bir insanmış, ben mahiyetini anlayamamışım. O kadar haramın, rüşvetin, yalakalığın içerisinde onlar hep tertemiz kalmışlar. Emniyet önünde söylediğim söz hep geçerliydi, kendi şahsı için kullanacağı kalem ayrı, işi için kullanacağı kalem ayrı. Ben gidip A4 kâğıdı aldığımı hatırlıyorum, yüksek lisans gibi işleri için onu kullanıyordu. Onu görünce ‘oh' diyorum, şu kirliliğin arasında ne güzel bir insan.” Yarım saat, 45 dakika. 1 haftadır görmediği yârini görmenin mutluluğuyla rahatlıyorlar. Bir süre sonra telefondan dıt sesi geliyor. Bu ses görüşün bittiğini haber veriyor, telefon kesiliyor. Aradaki cam ses geçirmediği için el sallayarak vedalaşıyorlar. Görevliler bir sonraki grubun geleceğini söylediğinde kolu kanadı kırılmış olarak yokuşu çıkmaya başlıyorlar.

AÇIK GÖRÜŞLERDE ÇOCUKLARLA OYUN OYNUYORLAR

Esmahan Hanım, her gün oğluna babasının nerede olduğunu anlatıyor: “Baban büyük hırsızları yakalamaya gitti? O kadar önemli ki bazen biz bile giremiyoruz.” Şu an eşinin çıkması için değil, yaptığı işlerin anlaşılması ve sinesinin genişlemesi için dua eden Demirhan, “Vatan millet için ne zaman çıkmaları gerekiyorsa o zaman çıkacak biliyorum, o hayırlı zamana bizi razı etsin. Burnumun direkleri sızlıyor. Hasretimi tarif edemiyorum.” diyor. Sami Kaan, annesini üzgün gördüğünde “Anne sana bir haberim var, babamın yakalaması gereken bir hırsızı kalmış.” diyerek moral vermeye çalışıyor. Çünkü çocuğa babasının cezaevinde hırsızları yakalamak için kaldığını, görevi bitince eve döneceğini söylüyor. Kapalı görüşlerde sarılıp öpemeseler de açık görüşleri çocuklar için en eğlenceli hale getirmeye çalışıyor Demirhan çifti. Mustafa Bey, çocukları daha önce oynamadığı oyunlarla şaşırtıyor. Onların sevdiği süper kahramanların resimlerini keserek gönderiyor. Kendi imkanlarıyla boyayarak yaptığı hediyeler de var.

Güney Koreli Leyla: İki ay mutfağa girmedim

Eski Mali Şube Komiseri Hüseyin Korkmaz hiç görev almadığı 25 Aralık soruşturması nedeniyle yaklaşık bir yıldır cezaevinde. Gözaltına alındığı sırada ‘Kral Çıplak' dediği için polislerce ağzı kapatılan Korkmaz, görev almadığı bir soruşturma nedeniyle özgürlüğünden mahrum bırakıldı. Güney Kore asıllı eşi Leyla Korkmaz da 18 aylık kızını tek başına büyütmeye çalışıyor. Eşi tutuklandıktan sonra 5 hafta görüş izni verilmeyen Korkmaz, ilk iki ay eşinin sevdiği yemekleri yapamadığı için mutfağa girememiş. Çektikleri hasret dışında kayıpları olmadığını söyleyen Korkmaz, “Bir anne olarak en çok Dilruba için üzülüyorum. Çünkü annenin yapabileceği görev farklıdır. Çocuk resmen babasız kaldı, ne yaparsanız yapın o yeri dolduramıyorsunuz.” diyor. Son bir yılda babasına sadece açık görüşlerde sarılabilen Dilruba görüş bitiminde babasına el sallayarak ayrılıyor. Parkta babasıyla birlikte oynayan çocuklara ise daha bir dikkatle bakıyor.

Üniversiteyi Türkiye'de okuyan Leyla Hanım'ın eşinin yaşadıklarında sonraki Türkiye algısı da oldukça değişmiş: “Türkiye demokrasi anlamında Kore'den daha ileri diye düşünüyordum. Şimdi yaşanan şeyler bizim ülkede 70'li yıllarda yaşanan olaylara benziyor, herkesi içeri atıyorlar. Bir ülkede bu kadar hukuksuzluk olamaz diyorum. Resmen komünizm ülkesine dönmüş gibi. Hakim ve savcıların tutuklanması şaka gibi.” Cezaevinde de sıkça keyfi uygulamalara maruz kalan Korkmaz, eşine kıyafet ulaştırmada bile sorun yaşadıklarını söylüyor. Korkmaz, “Götürdüğümüz kıyafetleri almadıkları zaman oluyor, sayı sınırı koyuyorlar. O sayı sınırı gardiyana göre bile değişiyor. Bazen 2 haftada 3 tişört bazen her hafta 3 tişörte izin veriyorlar. Geçen hafta bir tane verebildim, içeriden çıkmadığı için. Onların içeriden çıkardığı kıyafet sayısı da tutuluyor. İçeride 3 taneden fazla tişörtü olamıyor. Havlu 2, çamaşır ve çorap 5 adet gibi sayılar var.” şeklinde konuşuyor.

Kenan'ın ilk baba dediği anı unutamam

17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmalarını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın eşi Esra Saygılı da bedel ödeyen polis eşlerinden. Eşi tutuklandıktan kısa süre sonra dünyaya gelen oğlu Kenan Şamil babasını cezaevinde tanıyabildi. Son bir yılının hiç de kolay geçmediğini söyleyen Saygılı, her zaman eşinin arkasında olduğunu söylüyor. 10 aylık olan Kenan'ın cezaevinde babasını ilk gördüğünde yabancılık çektiğini söyleyen Saygılı, “Kenan ilk defa ‘Baba' dediği zaman duygulandım. Eşim bu vatanın çocuklarını düşündü. Onların geleceği için yaptığı bu fedakârlık nedeniyle bizlerden ayrı kalarak bedel ödüyor. Eşimin yanımızda olup, oğlumun ‘baba' dediğini duymasını isterdim ama kısmet olmadı. Cezaevindeki görüşlerde babasını gördüğü zaman sanki yabancıymış gibi yüzünü bize dönüyor. Böyle olunca hepimiz duygusallaşıyoruz. Elbet bunlar geçecek biliyoruz ve o dakikaları gülerek atlatmaya çalışıyoruz. Devam eden bir saat içinde Kenan da alışıp babasının konuşmalarına, şakalarına gülmeye başlıyor.” diyor.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue