Yakın zamana kadar ‘klavye kahramanlığı' ile karıştırılan dijital aktivizm, etkili platformlar sayesinde rüştünü ispatladı. Bu adreslerin başında gelen change.org ise imza kampanyalarıyla adından en çok söz ettirenlerden.
Artık ‘bir itirazı olanlar' için tek adres sokaklar değil. Evde, bilgisayarın başında attığınız bir imza ile büyük adımlar atmak mümkün. Hatta dijital medya uzmanlarına göre sosyal medyada başlatılan kampanyalar sokakla sınırlı kalan eylemlerden çok daha fazla ses getiriyor. Üstelik ilgili makamların eyleme cevap verme oranı da daha fazla. Bu iddiaları sanal âlemde doğrulayan onlarca adresten biri de change.org imza platformu. Platformun ismini çok konuşulan konularda başlatılan kampanyalarıa sık sık duyar olduk. Örneğin Özgecan Aslan cinayetinin ardından düzenlenen ‘Özgecan yasası çıksın' kampanyası binlerce kişi tarafından imzalandı ve konu Meclis'e taşındı. Karadeniz yaylalarındaki yeşil yol projesine karşı başlatılan imza kampanyası da sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasındaydı. Girişimler sonucunda proje şimdilik durdurulmuşa benziyor. Bugünlerde sosyal medyada sıkça dönen çağrı ise şehit Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan için başlatılan imza kampanyası. Genelkurmay Başkanlığı'nı muhatap alan kampanyada ilgili kuruma, “Linç kampanyasından etkilenip yarbayımıza üniforma çıkarttırmayınız.” çağrısı yapılıyor. Ancak change.org sadece büyük kitlelere hitap eden mevzuların adresi değil. Platform Türkiye'de irili ufaklı birçok şeyin değişmesine sebep olmuş. Örneğin Giresun'daki sinema binasının yenilenmesini isteyen genç, şehre bir sinema salonu kazandırdı. Bir başka kampanya sayesinde ise Kayseri'de sürekli kaza yaşanan bir dört yol ağzına trafik lambası taktırıldı, Kadıköy'de bir çocuk tiyatrosu açıldı. Başarıya ulaşan diğer örnek de Ekin isminde bir çocuğun babasının başlattığı imza kampanyası. ‘Ekin'e ilaç lazım' kampanyasına atılan 370 bin imzadan sonra küçük çocuğun ilaçları SGK tarafından karşılanacak.
Artık sokağı dijital
aktivizm yönetiyor
Dünyanın en büyük imza platformu change.org'u Türkiye'ye getiren Dr. Uygar Özesmi, adresi burada hayata geçirme nedenini şöyle açıklıyor: “Eylemler, büyük imza kampanyaları hep belli STK'ların tekelinde yürütülüyordu. Biz istedik ki sivil kampanyalar, sokaktaki insanın da harekete geçebileceği bir mekanizma olsun.” Şu anda 5 milyonun üzerinde aktif kullanıcıya sahip platformda imza atan kişi sayısı 7 milyondan fazla. Buna göre her 10 internet kullanıcısından 2'si change.org'da imza atmış. Özesmi'ye sanal ortamda örgütlenmenin sokağa göre farklarını soruyoruz. Ona göre sokak ile dijital arasında bir fark kalmadı. Çünkü internette başlatılan bir kampanya insanları gerçek hayatlarında da harekete geçiriyor. Hatta normalde ulaşamayacağınız yüz binlerce insana sesinizi duyurabiliyorsunuz. Change.org'daki kampanyaların etkisi konusundaki tartışmalara, “O imzaları atmak çok gerçek bir şey.” diyen Uygar Özesmi şöyle devam ediyor: “İnsanlar ‘ben bu fikrin arkasındayım' diyor ve adını soyadını o fikrin altına yazıyor. Ondan sonra siz şayet o insanlardan herhangi bir eylem, çalışma talep ettiğinizde onlar yine bu işin arkasında duruyor. Dolayısıyla dijital aktivizm temelde bir iletişim aracı.”
‘Herkesin kabul ettiği fikirlerin mecrası değiliz'
change.org'da ses getiren kampanyaların çoğu toplumun hemfikir olduğu konulardan çıkıyor. Peki, başlatılan bütün kampanyalar herkes için kabul edilebilir fikirler mi? Ya da her talebin yayınlanmasına izin veriliyor mu? Uygar Özesmi, platformda herhangi bir süzgeç mekanizmasının olmadığını söylüyor. Ancak bir nefret söylemi, şiddete özendirme, mahkeme kararıyla tespit edilmiş bir karalama varsa içerikler kaldırılabiliyor. Bunların dışındaki kampanyalara ise müdahale edilmiyor. Özesmi, ifade özgürlüğünün hayati önem taşıdığını savunuyor. Irkçılık içermediği sürece rahatsız edici içeklerin dahi platformda korunması gerektiğini düşünen Özesmi şöyle devam ediyor: “Birileri bunu savunuyorsa bunun ortaya çıkması lazım ki karşıt bir söylem de gelişsin. Bir konuda derinlemesine bir tartışma olmadığı, bunlar baskılandığı zaman sosyal değişim ortaya çıkmıyor. İşte change.org toplumsal değişimin adresi aynı zamanda. Yoksa herkesin sevdiği ve kabul ettiği fikirlerin mecrası değil.”
Nasıl çalışıyor?
change.org sadece bir imza kampanyası platformu değil. İnsanların örgütlendikleri bir yer aynı zamanda. Kullanıcı imzaya açtığı konu için kısa bir metin hazırlıyor ve bunu kendi sosyal ağı ile paylaşıyor. Sitede kampanyayı etkili ilerletme adına rehber niteliğinde broşürler de mevcut. Süreç içinde ağlar üzerinden dağılan kampanya ile ilgili imzacılara güncelleme gönderilebiliyor. Örneğin ‘Duyurumuz ses getirdi, meclis gündemine girdi.' ya da ‘talebimizle ilgili bu akşam saat 7'de twitterda hashtag kampanyası başlatacağız.' gibi... Bu şekilde imzacılar eylemin aktif unsurları haline geliyor. Kampanyayı başlatanlar talepte bulunduğu kişi ya da kuruluşun mail adresini muhataplar kısmına ekleyebiliyor. Burada imza atıldıkça muhataplara ‘bu kadar imzaya ulaştık bu konuda bir şey söylemeyecek misiniz, taleplere nasıl yanıt vereceksiniz.' gibi e-mailler gidiyor. İmzalar yeterli sayıya ulaştığında aktivistler isterse imzalayanların kişi listesini basılı halde muhatap kuruma elden verebiliyor. Ya da kuruluşa yönelik bir Twitter eylemi ile kamuoyunun gözü önünde ona talebini iletiyor. Bir haber kanalına röportaj vereceğini duyurarak oradaki kitlesini harekete geçirebiliyor. Burada muhataplar çoğunlukla taleplere cevap veriyor ya da açıklama yapıyor.