Kıbrıs motifli fincan, tepsi ve kaşıklar olmasa 1974'ün gündelik hayatımızda ne kadar yeri olurdu, merak konusu. Ada'ya yolu düşenler, “Kıbrıslılar Türkleri hiç sevmiyor.” demese daha sağlıklı düşünebilirdik belki. Dış hatlardan pasaportsuz uçtuğumuz, gümrük vergisi uyguladığımız, ihracat yapmalarına izin vermediğimiz Kıbrıs'ta yaşayanlar ne istiyor?
Geçen hafta Türkiye, Kuzey Kıbrıs üzerinden Gazze'ye yardım yapacağını açıkladı. Gel gör ki, Adalılar senelerdir ambargoyla boğuştuğu halde görmezden geliniyor. Bir yandan Avrupa Birliği'nin yılan hikâyesine dönen çözüm takvimi, bir yandan Ortadoğu'da yaşananlar Kıbrıslıları etkiliyor. Bununla kalsa iyi, bir de dillere pelesenk olmuş, ‘Yavru vatan' söylemi var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Mustafa Akıncı, görevinin ilk gününde kendini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ‘yavru vatan' tartışmasının içinde buldu. Akıncı, “İki kardeş ülkeyiz, yavru vatan-ana vatan ilişkisi sağlıklı değil.” diyerek ifadenin kırıcı olduğunu belirtmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cevabı gecikmedi: “İki kardeş ülkeyiz, dediğinizde bu farklı yerlere gider. Sayın Akıncı'nın ağzından çıkanı kulağının duyması lazım…” Cumhurbaşkanı Akıncı, tartışmanın üzerinden çok geçmeden Mayıs 2015'e kadar sorunun çözüleceğini müjdeledi. Önümüzdeki aylarda iki toplumun eşit haklara sahip olacağı bir modelin işleyeceği konuşuluyor.
Ne geçmişleri var ne gelecekleri...
Kıbrıslı Türklerin talepleri, hisleri bütün bu gelişmelerin gölgesinde kalıyor. Kıbrıs uzmanı, bir dönem cumhurbaşkanı danışmanlığı da yapan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, sorunu bizzat yaşananlar üzerinden değerlendirmek gerektiğini savunuyor. ‘Savaşı kim başlattı?', ‘Kim haklı, kim haksız?' gibi soruların çözüme katkısı yok ona göre. Ada'nın Türkiye için stratejik önemi üzerinden yürütülen politikalar, Kıbrıslıları yaralıyor. Söz konusu onların geleceği ama kimse onların isteklerine kulak vermiyor.
Gazeteci Mehmet Behlül, isteklerini, “Ne geçmişimiz var ne geleceğimiz. Türkiye'nin yük olarak gördüğü bir toplumuz.” cümlesiyle özetliyor. Behlül, içeride iki, dışarıda tek toplum olmayı arzu ediyor. “Osmanlı yönetiminde nasıl birlikte yaşandıysa şimdi de barış içinde yaşanabilir.” diyor.
Türkiye'nin özellikle istihdam alanında Kuzey Kıbrıs'a yardımcı olmadığını savunanlardan biri de Ecrin Yanık. Üniversiteden geçen yıl mezun olmuş ve iş bulamayacağını kabullenmiş. Kıbrıs sorunuyla yaşıt olan Yanık, “Kıbrıs'ta emniyet, belediye, memuriyet gibi sahalarda Türkiye'den göç edenlerin daha yoğun olduğunu görürsünüz. Hâlbuki denge gözetilmesi gerekiyor.” diyor.
Ekonomik çıkarlar bizi ‘yavru' bırakıyor
Kıbrıs'ın gelir kaynaklarından biri, kumarhaneler. Bu işletmelerin patronları ise Türkiye'den. Turizm denilince akla kara para gelmesinden Kıbrıslı Türkler oldukça rahatsız. Gazeteci Mehmet Behlül, kumar turizmiyle ilgili, “KKTC vatandaşlarına kumar yasağı var ama Türkiye'den, İngiltere'den gelen turist istediği gibi kumar oynuyor. Madem ‘dindar' bir yönetim kumarhanelerden, bahis bayilerinden dönen rant durdurulmalı.” diyor. Behlül, Akdeniz'deki doğalgaz rezervi, KKTC'de su çıkarılması gibi ekonomik gelişimlerin toplumu iyimserleştirmediği görüşünde. Ada'da üretilenler Mersin Limanı'ndan sessizce geriye gönderiliyor. 30 binlere gerileyen Kıbrıslı Türk nüfusu, yurtdışına göçü her zamankinden daha çok düşünüyor: “Türkiye yönetiminin ekonomik çıkarları bizi ‘yavru' bırakıyor. Rumlar Güzelyurt'u, Karpaz'ı istiyor. ‘Anavatan' ise kendi yatırımlarını 250 bini aşan vatandaşına hibe etmiş sayılır. Neden sürekli bize baktıklarını ima ederek toplumu dolduruyorlar anlamış değiliz. Yavru isek bu sıkıştırılmışlık hissinden kurtarılmamız gerekir. Bize uygulanan gümrük vergilerin düşürmedikleri sürece ‘kardeş' olmamız da güç. Türkiye yönetimi çözüm olursa, ekonomik çıkarlarının kesilmesinden korkuyor bana göre. Bu sebeple fikri sürekli değişiyor.”
Borçlar sterlin, maaşlar Türk Lirası
23 yaşındaki Ayşe Danacı, Türkiye'nin KKTC'deki her türlü desteğini olumlu karşılayanlardan. Fakat müzakerelerin 2015'in sonuna kadar tamamlanacağına inancı zayıf. Yine de Kuzey'de yaşayanların Güney Kıbrıs ile eşit haklara sahip olmasının işsizliği ve gelir adaletsizliğini önleyeceğine güvenemiyor: “Kuzey Kıbrıs'ta her şey sterlinle ödeniyor. Kiralar, araba ve ev satışları hatta okul paraları bile çoğu zaman dolar ya da Euro üzerinden hesaplanıyor. Buna karşılık maaşlar TL. Nasıl olacak da geçineceğiz? Üstelik Türkiye'nin desteğini sürekli hatırlatması çok kırıcı. Keşke kardeş ülke olabilsek o zaman kimse ‘Seni ben besliyorum!' demez.”