Uskumruköy'de bulunan Romalı şair Ovidius'un kulesi her nasılsa bugüne kadar saklı kalmayı başarmış. Kuzey ormanları içinde bulunan kulenin, Cenevizliler tarafından fener olarak kullanıldığı rivayet ediliyor.
İstanbul saklı hazineler diyarı... Bugüne kadar altından girip üstünden çıktığımız tünellerle delip, toprakla doldurarak tahrip ettiğimiz şehir, kim bilir hangi köşesinde keşfedilmeyi bekleyen kıymet ve efsanelerini bizden saklıyor. Hikâyelerin ve entrikanın devamlı surette buradan türemesi, gaipten gelen esrarın burada tesadüf ettiğine bir işaret olamaz mı? İşte tozlu kitap sayfaları arasında denk gelip bu habere mevzuu olan Romalı şair Ovidius'un kulesi de bu efsun dizisinini bir diğer halkası. Kulenin bize tesadüf etmesi hiç şüphesiz bir vakıa. Çünkü muhtelif ansiklopediler ve diğer kaynaklarda yaptığımız taramalar sonucunda kalburüstü bir makale haricinde başka kayda rastlayamadık. Konu hakkında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne yaptığımız müracaat da kâr etmedi. Müzenin envanterinde bile bulunmayan kuleyi kim, ne zaman yapmış ve kuleye niçin meşhur Ovidius'un ismi verilmişti? Hepsini geçtik şehrin bir köşesindeki tarihî; yapı bugüne kadar nasıl olmuş da kendini unutturabilmişti?
Sarıyer ilçesi sınırlarındaki Uskumruköy'de bulunan kule, etrafından yüksekçe bir tepede kurulu. Yapının Ceneviz eseri olduğu rivayet ediliyor. Kuzey ormanlarına hâkim, üç katlı bir apartman yüksekliğinde, kare planlı, çevresi altmış adım uzunluğunda kesme taştan yapılmış bu bina. Eski seyyahların tarif edildiği gibi, İstanbul'un kuzey sahilleri ve kuzey ormanlarına seyredebileceğiniz bir irtifada inşa edilmiş. Bu tepeden ormanlar yarılarak inşa edilen siteleri ve bir fay hattını andıran Üçüncü Boğaz Köprüsü inşaatını görmek mümkün. Şehrin içinde bulunan tarihî; eserlere nispetle hayli bakımlı ve temiz durumda olması yakın bir dönemde tadilat geçirdiğine bir işaret. Etrafı tel örgüyle çevrili kule, bugün bahçe içinde özel bir mülkün arsasında yer alıyor.
Yabancı seyyahlar gözünde kule
Akdoğan Özkan tarafından kaleme alınan makalede, kulenin 19. yüzyıldaki halinden bahseden iki adet seyahatname ismi zikredilmiş. John Murray adlı İngiliz gezginin yazdığı ‘Handbook for Constantinople' adlı kitap, 1893 senesinde basılmış. Daha genişçe malumatın yer aldığı ikinci kitap ise Murray'den yarım asır önce ‘Diary of a Tour in Greece, Turkey, Egyptand The Holy Land' adıyla kaleme alınmış. G. L. Dawson Damer'ın 1841 tarihli bu gezi güncesinde Büyükdere'den başladığı yolculuğunu şöyle anlatıyor: “...Eski bir Ceneviz Kalesi (Yoros Kalesi) manzaralı bir mevkie ulaştık. Yürüyüşümüz en can alıcı manzarasına burada rast gelmiştik. Hisarın duvarlarını döve döve yıkmaya muvaffak olan dalgalar, şimdi gözümüzün önünde sahil boyunca kayaları parlatıyor, her yanı ışıl ışıl aydınlatıyordu. Akabinde, mimari karakterini anlayamadığım bir binaya vardık. Etrafından tecrit edilmiş bu yapı, yalnız ismiyle bile kendini tuhaf kılmaya yetiyordu. Etraftakiler, buraya Şair Ovidius'un Kulesi diyor. Rivayete göre, Romalı şair, sürgün cezası alarak uzun süre bu kulede ikamete memur edilmiş. Sonra Belgrad Ormanları'na döndük…” Yine anlatıya göre, kıyıdan hayli uzaktaki kulede ateşler yakılır, bu ışık Karadeniz'den gelip kayalara çarpmak istemeyen gemilere yol gösterirmiş. Burada bulunan barbarlar Boğaz'ın kuzeydeki girişinde ateş oyunları yaparak gelip geçen deniz karavanlarını yağmalarmış. Yaptığımız taramadan gördük ki, diğer rehberler de bu kısımdan alıntı yaparak kuleden bahsediyor. Daha fazla bilgi için mevzuu araştırmacılara havale edelim.
Binanın, bugün hususi mülkün bahçesinde bulunduğunu söylemiştik. Gayet bakımlı olmasının sebebi ise 90'lı yıllarda geçirdiği restorasyonmuş. Önceki haline dair bir bilgi edinemediğimiz için restorasyonun aslına uygun olarak yapıldığını da bilmiyoruz. Bir zamanlar çeşitli cemiyet toplantılarının tertiplendiği bahçesinde havuzlu bir villa tarzında bir ev bulunuyor. Bir holdinge ait mülkün içinde yalnızca bir bekçi ikamet ediyor. Zaman zaman müzik klibi ve reklam filmi çekmek için ziyaretler olsa da tarihçiler henüz keşfedememiş bu tarihi eseri.
Ovidius kimdir?
Milattan sonra 8. yüzyılda yaşamış olan Ovidius, Roma'da aşk şiirleriyle tanınan şöhretli bir şairdir. Elli yaşında imparatorluğun başşehrinden Karadeniz kıyılarına nefyedilir. Zira şiirlerindeki müstehcen ibareler ve ahlâk düsturlarına muhalif tavırlarıyla halk arasında hedef tahtası haline gelir. Fakat sürgünün asıl nedeni şairin imparatorun torunu Julia'ya beslediği aşktır. Şairin asıl menfası bugün Romanya sınırları içinde yer alan Karansebeş şehri olduğu biliniyor.