Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Zulmü yaşayan kadınlar

$
0
0

Türkiye tarihinde ilk kez çok sayıda polisin aynı dönemde görev yeri değiştirildi, meslekten uzaklaştırıldı. Hırsızı yakalamaya çalışırken mağdur konumuna düşen polislerin mücadelesinde madalyonun diğer yüzünde aileler var. ‘Polis Eşleri ve Anneleri’ kitabı tarihe tanıklık eden kadınların anlattıkları süreci özetler nitelikte.

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan bu yana görevden uzaklaştırılan, yerleri değiştirilen, tutuklanan ve haklarında onlarca soruşturma yürütülen polislerin sayısı 80 bini buldu. Hâlâ neyle suçlandıkları delilleriyle ortaya konulamayan emniyet görevlilerinin mücadelesi aynı zamanda Türkiye tarihinin önemli dönüm noktası olarak yorumlanıyor. Ancak polislerle birlikte tarih yazan birileri daha var; polis eşleri ve anneleri. Zira yaşanan onca haksızlığa ve mağduriyete rağmen birinden bile mahcubiyet imalı ifadeler duyulmadı. Emniyet ve adliye önünde uzun bekleyişleri sırasındaki vakur duruşlarıyla tanıdık onları. Her biri türlü türlü zorlukları göğüslemişti. Yaşanan hukuksuzluk sürecince kimi eşi gözaltındayken evladını dünyaya getirdi, kimi iki çocukla apar topar lojmanlardan taşınmak zorunda kaldı. Gazeteci Buket Güney’in kaleme aldığı ‘Polis Eşleri ve Anneleri’ kitabı da polis eşleri ve annelerindeki ‘dik duruş’un ardındaki hissiyatı aktarıyor. Güney, Cumhuriyet tarihinin en sıra dışı hukuksuzluğunu yaşayanların duygularına tercüman olmak istediğini söylüyor: “Sürece şahitlik edenler konuşuyor burada. Okuyanlar ise bu hukuksuzluğa, yolsuzluğa karşı çıkanların bir gecede hayatlarının nasıl altüst edildiğini görecek. Ancak en önemlisi de haklı ve suçsuz olduklarına inanan kadınların dünya başlarına yıkılsa ne kadar güçlü durabildikleri...”

İstanbul eski TEM Şube Müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse, gözaltı sürecini şöyle anlatıyor: “Haberlerde görmüştüm. Kelepçe takılmıştı ellerine. Bir an kalakaldım. Eşime baktım, yüz ifadesinde hiçbir değişiklik yoktu. Duruşu bana cesaret verdi. Onu tanıyan-tanımayan herkesin tebrik ettiği bir duruştu. Herhalde haklı olmanın, doğru olmanın, işini hakkıyla yerine getirmenin, Allah’a inanmanın ve sadece O’na dayanmanın dik duruşuydu bu. O andan itibaren evde duramadım. Eşimin ailesiyle birlikte Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne gittik. Yanında, yakınında olmak istedim. Onunla gurur duyduğumu, dünyaya yeniden gelsem yine onunla evlenmek istediğimi ve onu çok sevdiğimi söylemek için…” Kitabın hazırlanma aşamasında haksız yere görevinden uzaklaştırılan, tutuklanan polis eşleriyle görüşen Buket Güney, “Onların böylesine vakur duruşlarının ardında haklı ve suçsuz olduklarına dair inançları var.” diyor. Görüştüğü kadınlar tek tek şu soruları soruyor yetkililere, “Eşlerimiz ne yaptı? Hırsızlık mı, yolsuzluk mu, devlet malına ya da güvenliğine zarar mı verdi?” Bir polis annesinin, “Lojmanda evinin duvarına bir çivi bile çakmadı benim oğlum.” sözleri ne kadar hassas olduklarının bir örneği...

Evlatlarımıza bunlar yaşatılmasaydı...

Yakub Saygılı’nın eşi anlatıyor: “... ‘Anne sen üzülme, ben iyiyim. Sadece içimde anlatamadığım bir his var. Ne olduğunu bilmiyorum.’ Eşim tutuklandıktan üç gün sonra büyük kızım Nedam, böyle ifade ediyordu duygularını. Dişlerini sıkıyor, yutkunuyordu. Gözyaşlarını tutamadı artık… Sözüm ona olabileceklere hazırlamaya çalıştığım on yaşındaki kızım bu kadar dayanabilmişti. Güçlü görünmeye, hislerini benden saklamaya çalışıyordu. Hiçbir şey haklı, gururlu ve onurlu insanları kolay kolay yıkmazdı ama evlatlarımıza bunlar yaşatılınca dayanamıyor anne yüreği…”

Yine de isyan etmiyorum

Eski Başkomiser Metin Canbay’ın eşi Ayşegül Canbay, yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Hakkında hiçbir suç ve ihmali yokken, şubesi tekrar tekrar değiştirildi, açığa alındı, aylarca evde ifadesi alınsın diye bekledi. Açığa alınma sebebini bile öğrenemedik. 22 Temmuz’da evimiz didik didik arandığında, diyabet ilaçları ve yedek kıyafetlerini vermek için İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün kapısında üç saat suçlu gibi bekletildiğimde, dosyasında tek bir ikaz cezası bile olmayan eşimin bir ayı aşkın süredir delilsiz şekilde Metris’te yattığını düşündüğümde… Yine de isyan etmiyorum.”

Farklı görüşten insanları bir avluda buluşturdu

Yaşanan hukuksuzluk sürecinin mağdur kadınlarından biri de eski Emniyet Müdürü Ahmet Öztürk’ün eşiydi. İkinci bebeğini dünyaya getirmeye hazırlanan anne, eşinin yaşadığı gözaltı sürecindeki strese dayanamayınca önce bebeğini kaybetti. İki hafta sonra ise kendisi hayata gözlerini yumdu. Polis eşleri ve annelerinin hissiyatlarının anlatıldığı kitapta Ahmet Öztürk’ten eşine bir mektup da var. Bir kısmını paylaşıyoruz:

“Bu milletin vatansever evlatlarına yönelik sürdürülen cadı avı sürecindeki tüm sıkıntıları içinde yaşayan, üzülen ve gözünden yaşlar dökülen… Böyle yaşarsan böyle gidersin dedirterek tüm sevenlerine adeta ders veren... Ellerimiz arasından bir anda uçup giden, her kesimden her coğrafyadan sevgi insanlarını hem dualarda hem de bir avluda buluşturan, arkasında kendi kadar kıymetli bir emanet bırakan, son yolculuğunda mutluluğu yüzünden okunan, bizleri ağlatırken kendisi gülen... Geç bulup erken kaybettiğim, yol arkadaşım, canım eşim Ayşegül Öztürk ve onunla birlikte bu sürecin cefasını çeken tüm eş ve annelere takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum.”

Göreve gitmeden namımız gidiyordu

Üç ayda üç kez tayinlerinin çıktığını söyleyen eski Başkomiser Ramazan Olgun Altınışık’ın eşi Seval Altınışık, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Önce sebepsizce çalıştığı şubeden gönderildik. Sonrasında ise İstanbul’da art arda iki farklı ilçeye tayin edildik. Yeni görev yerimize gitmeden önce namımız gidiyordu. Hiçbir personel göreve dahil olmayacak şekilde görevlendirilme yapılıyordu. Eşimin yeni müdürleri tarafından da hafifçe kulağı bükülüyor, bir şeye karışmaması tembihleniyordu. Bir de insanların arkamızdan ‘bunlar da mı paralelmiş’ yaftalamaları vardı.”


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue