Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Eyvah tacizci yine serbest

$
0
0

Çocuğun dünyasında onarılmaz yaralar açan cinsel istismar failleri, adalet karşısında gereken cezayı almıyor. Denetimli serbestlik, iyi hal gibi çeşitli bahanelerle çıkarılan suçluların büyük kısmı ise dışarıdaki çocuklar için tehdit olmaya devam ediyor.

Çocuk istismarına yönelik suç oranı Türkiye’de giderek artmasına rağmen istismar, hâlâ tabu sayılan, sesli konuşulmayan sorunlardan biri. Resmi makamlar gerçeği örtbas etmeye çalışırken, istismara maruz kalan çocukların aileleri ‘rezil olmak’ korkusuyla evladının hakkını arayamıyor. Devlet bazı önleyici yasalar koysa da yürütmekte başarısız kaldığı için tehdit her geçen gün artıyor. Kâğıt üzerinde çıkartılan ama yürütmede bir işlevi olmayan onlarca yasadan biri de bazı suç faillerine yönelik denetimli serbestlik tedbiri ve iyi hal indirimleri. Geçtiğimiz yıl haziran ayında çıkan yasada, çocuklara yönelik cinsel istismar ve reşit olmayanlara karşı işlenen suçlarda infaz koşulları ağırlaştırıldı. Koşullu salıverilebilmeleri için kapalı kurumlarda geçirmeleri gereken süre uzatıldı. Yani çocuğa yönelik cinsel istismar suçu işleyenlerin denetimli serbestlikten faydalanması neredeyse imkânsızlaşıyor. Ancak bu sıralanan kararların uygulanmasına ilişkin yönetmelik, yasanın üzerinden dokuz ay geçmesine rağmen hâlâ düzenlenmedi. Bu yüzden çocuğa karşı cinsel istismar suçu işleyen kişiler birkaç ay içinde salıverilmeye devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz haftalarda Bingöl’de 12 yaşındaki çocuğa tecavüz eden yedi kişiden üçüne iyi hal indirimi, diğerlerine ise beraat kararı verildi. Yakın zamanda yaşanan diğer olaylar ise bu kişilerin çocuklar için hâlâ tehdit oluşturduğunu gözler önüne seriyor. Birinde minibüste 13 yaşındaki kıza tacize kalkışırken yakalanan 60 yaşlarındaki adam, çocuğun ailesi şikâyetçi olmadığı için serbest bırakılıyor. Olaydan aylar sonra aynı kişi, altı yaşlarında bir erkek çocuğu kurban olarak seçiyor. Diğer olayda ise çocuk tacizi suçundan ceza alıp denetimli serbestlikle çıkan Şenol Ç., hapisten çıktıktan bir ay sonra aynı suça yeniden kalkışıyor ve sekiz yaşındaki kızın, “Bu amca beni kaçırıyor.” diye çığlık atmasıyla yakalanıyor.

Marmara Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi bünyesinde istismara yönelik davalarla ilgilenen avukat Selmin Cansu Demir, yasaya ilişkin yönetmeliğin hâlâ düzenlenmediğine dikkat çekiyor. Bu durumda faillerin denetimsiz olarak başka çocukları mağdur etmesinin önüne geçilemediğini anlatıyor. Yasaya göre bu kişilerin belirli süre boyunca çocuklarla bir arada olmayı gerektiren işlerde çalışması yasak. Ancak Demir’e göre, yasak belirli bir süreyle sınırlı tutulmamalı. Zira bu kişilerin çocuk istismarı eğilimi, büyük çoğunlukla belirli süreyle sınırlı olmuyor.

Mağdurdan delil istenmesi suçluyu cezasız bırakıyor

Aileler haklarını aramak için çocuklarının yaşadıkları mağduriyetler üzerine cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilir. Mağdur, ailesi ya da bilgi sahibi olan herkes suçu ihbar edebilir. Öğretmen, doktor gibi kamu görevlilerinin ise suçu bildirme yükümlülüğü var. Mağdur çocukların ifadesinin alınması sırasında, sosyal çalışma görevlisinin ve avukatın hazır bulunması gerekiyor. Soruşturma aşamasında toplanan deliller, suça ilişkin bir kanaat oluşturuyorsa, fail hakkında ceza davası açılıyor. Sorun da tam burada başlıyor. Çünkü çocuk kendisine yönelik bir taciz girişimini ispat edemediği takdirde soruşturma devam etmiyor. Avukat Selmin Cansu Demir, cinsel istismar dosyalarında en önemli sorunlardan birini şöyle açıklıyor: “Failin arkasında delil bırakmadığı, fiziksel olarak kanıt sunulamayan dosyaların cezasızlıkla sonuçlanması çocuk tacizcilerine cesaret veriyor.”

Yetişkinlerin işlediği, ‘çocuğun basit veya nitelikli cinsel istismarı suçu’ ile ‘reşit olmayan kişiye karşı işlenen cinsel ilişki’ suçunda şikâyet aranmıyor, mağdur ya da ailesi şikâyetçi olmasa bile kamu davası devam ediyor. Ancak çocuğa karşı cinsel taciz suçunun soruşturulması şikâyete tabii.

Bunun yanı sıra çocukların ifadelerinin alınması sırasında, yanlarında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişinin bulunması yasal zorunluluk. Ancak çocuklar maruz kaldıkları suç nedeniyle travma yaşarken, olayın adli makamlara yansıması sonucu; polis merkezi, savcılık, adliye gibi ortamlarda, yaşadıkları zor olayları hayatlarında ilk kez gördükleri yetişkinlere tekrar tekrar anlatmak zorunda kalıyor. Bu da çocukları tekrar mağdur ediyor. Çocuk hakları savunucuları ve hukukçular personel eğitimli olsa bile çocukların adli sistemde yaşadıkları sorunların bu şekilde çözmenin mümkün olmadığını vurguluyor.

Ayrıca savcıların, hâkimlerin ve sanık avukatlarının, çocuklara karşı örseleyici yaklaşımlarına dikkat çekiliyor. Çocuğun ifadesi alınırken oldukça incitici, damgalayıcı davranıldığı ve bunun da çocukları olumsuz etkilediğine vurgu yapılıyor.

Aslında çocuk istismarının önlenmesi ve istismara uğrayan çocuklara bilinçli müdahale edilmesi amacıyla 2012 yılında Çocuk İzlem Merkezleri’nin (ÇİM) kurulması gerekli görülmüştü. Ancak aradan geçen zamana rağmen birçok ilde ÇİM yok. İstanbul gibi suç oranının yüksek olduğu bir ilde dahi tek merkez bulunuyor.

Bazı suçlara yönelik denetimli serbestlikle ilgili yasadaki diğer düzenleme ise suç faillerinin tıbbı tedaviye tabi tutulmasıyla ilgili. Buna göre infaz hâkimi gerekli gördüğü durumlarda istismar suçlusu, tıbbi tedaviye tabi tutulacak ya da tedavi amaçlı programlara katılacak. Ancak söz konusu yönetmelik eksikliğinden dolayı bütün bu düzenlemeler uygulanabilir hale gelmiş değil. Tüm bunlarla birlikte avukat Selmin Cansu Demir’in dikkat çektiği diğer konu ise çocuk istismarı faillerinin birer hasta gibi algılanıp suçlu kategorisinden çıkarılması. “Çocuk istismarını ‘hastalık, sapıklık, pedofil vb…’ kavramlar ile anmak, bu suçların kasten işlendiği gerçeğinin göz ardı edilmesine neden olabiliyor.” diyen Demir, şöyle devam ediyor: “Aslında biliyoruz ki, bu suçu işleyenler sadece bir kısım anormal insanlar değil. Aksine davranışlarını yönlendirebilen, suçun hukuki anlam ve sonuçlarını bilen kişiler. Maalesef toplumda oldukça yaygınlar.”

İstismara maruz kalan çocuğun ailesi nasıl davranmalı?

Cinsel istismar bir çocuğun hayatında yaşayacağı en büyük travma. Ailenin yanlış tavrıyla çocuğun bu tür istismara uğrama ihtimali artabiliyor. Bu sebeple anne-babanın, çocuklarını yargılamadan desteklemeleri gerekiyor. Çocuğun süreçle ilgili baskı altında bırakılmaması, yanında bu konunun sürekli konuşulmaması önemli. Aile, uzmanlardan yardım alarak, onların yönlendirmelerine açık olmalı.

Pedagogların bu yönde tavsiyesi ise çocuğa bedeninin kendisine ait olduğu hissini kazandırmak. Örneğin altı değiştirilirken çocuğa saygısızca ve hırçın davranılmamalı. Uzman pedagog Adem Güneş, konuyla ilgili bir yazısında bazı anne-babaların çocuğu zorla yatırarak altını değiştirme yoluna gittiğini anlatıyor. Oysa alt değiştirme, üzerini çıkarma gibi durumlarda çocuktan izin alınması gerektiğini söyleyen Güneş, “Çocuk başlangıçta kendisinden neden izin alındığını anlamaz. Ama ilerleyen zaman içinde, kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hisseder ve bundan rahatsız olur.” diyor.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue