Türkiye Mimarlar Mühendisler Konfederasyonu (TÜMKON), sivil toplum bilincini artırmak için bir proje geliştirerek Sivil Toplum Okulu programı düzenliyor. Üyelerine verdiği bu hizmetle TÜMKON, STK farkındalığı oluşturmak istiyor.
Türkiye Mimarlar Mühendisler Konfederasyonu (TÜMKON), mühendis, mimar ve teknik elemanların mesleki, kişisel ve sosyal gelişimlerini sağlamak amacıyla birçok eğitim ve seminer düzenliyor. İnteraktif İngilizce, dış ticaret, yazılımla alâkalı mobil uygulama dersleri veriyor. Özellikle mesleki ve kişisel gelişimlerine fayda sağlayan eğitimler yapıyor. Çeşitli alanlarda sosyal sorumluluk projesi de düzenleyen konfederasyon, geçtiğimiz günlerde buna bir yenisini ekledi. TÜMKON Akademi olarak düzenledikleri Sivil Toplum Okulu projesiyle, üyelerini STK (sivil toplum kuruluşu) alanında bilinçlendirmeyi hedefliyor. Dersler, çeşitli üniversitelerde alanında uzman hocalar tarafından veriliyor. TÜMKON Genel Sekreteri Mevlüt Özkişi, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki STK anlayışını Türkiye’ye nasıl taşıyabiliriz düşüncesiyle bu projeye başladıklarını söylüyor. Türkiye çapında çok sayıda üye derneklerinin olduğunu belirterek, STK farkındalığını geliştirmek istediklerini aktarıyor.
STK Okulu, ilk ders zilini Süleyman Şah Üniversitesi’nde çaldı. Yrd. Doç. Habibe İlhan’ın verdiği ilk derste İlhan, Türkiye ve dünyada STK’ların etki alanlarının karşılaştırmalı analizini yaptı. Bu gibi eğitim programlarına olan ihtiyacın çok olduğunu aktaran İlhan, Türkiye’deki STK’ların henüz olgunlaşmadığını söyleyerek “Bu kuruluşların gelir üreten, iş veren, hizmet sunan ve bunların ötesinde sosyal sermayenin oluştuğu ve beslendiği bir alan olduğu daha tam idrak edilememiş. Bu noktada daha kurumsallaşmış ama STK ruhunu kaybetmemiş kuruluşlara ve onları yönetecek bireylere ihtiyaç var. Bu da Türkiye’de niçin böyle bir projeye ihtiyaç duyulduğunu açıklıyor.” diyor.
Habibe İlhan, yurtdışındaki STK’lar ile Türkiye’deki STK’lar arasındaki farkı ise şu şekilde açıklıyor: “Sektör bizde henüz olgunlaşmamış, amatörce. Yöneticilerimiz bu sektöre yönelik eğilim göstermiyor. STK’lar da tam olarak tanımlanamamış. Örneğin hemşehri dernekleri. Çoğu zaman kahve, lokal gibi işletiliyorlar ama tanımlama noktasında ‘dernek’ olarak kayıtlılar. Verilere baktığımızda dernek olarak tanımlandıklarından analizlerimiz sağlıklı olmuyor. Sağlam veri tabanlarımız yok. Bu noktada Dernekler Dairesi Daşkanlığı’nın bir Ar-Ge kolu kurması gerekiyor.”