Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Başkaları adına utanma zorunluluğu

$
0
0
Futbol dünyamızda yaşanan çok utandırıcı birtakım olaylar vaka-i adiye kapsamında yer alıyor. Bir gündüz maçının hakeminin kulüp yöneticisinin girişimleri sonucunda alkol muayenesi zorunluluğu yaşaması, bu olayların son halkası. Aynı zamanda hekim olan hakeme yapılanların ülkemizdeki spor yöneticiliğinin düzeyiyle ilgili olduğu da çok açık. Onlara yönelik suçlama, başarısız yönetimlerin can simidi olarak görülüyor.“Böyle bir söz nasıl edilir? Bu davranışta nasıl bulunulur?” diye başkaları adına utandığınız durumlar oluyor mu? Benim oluyor. Hem de şaşılacak sıklıkla…Türk sporunun en zayıf halkasının yöneticiler olduğu biliniyor. Bunun da çok açık birtakım nedenleri var. Futbolcu olabilmek için gerçekten bu işle ilgili yeteneğinizin görülmesi ve olağanüstü çalışmayla bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu işin en doğal uzantısı sayılan antrenörlük ve teknik adamlık her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Bir yığın kurstan geçip seminerlere katılmak ve benzer yollarla kendinizi donatmanız gerekiyor. Kaldı ki diplomaları topladıktan sonra iş bulma şansınız da o kadar yüksek değil.Kısacası, masöründen malzemecisine kadar futbol olayının içindeki bütün elemanlar belli birtakım donanımlara sahip olmak zorunda. Başka türlü bu görevlere getirilebilmeleri sözkonusu değil.Hakemlere geldiğinizde sanıyorum ki en sıkı eğitim gören ve donanımlı kesim onlar. Bu, elbette ki maçlarda yapılan hataları önlemiyor çünkü o insan olmaktan doğan bir durum. Ne kadar donanımlı olursanız olun bazı hatalar mutlaka yaşanıyor. Özellikle son dönemde hakemliğimiz uluslararası alanda olağanüstü bir çıkışı gerçekleştirdi. Geçmişte Avrupa’da 30.luğa kadar düşmüşlüğümüz var. Bugünse kesinlikle ilk 10’dayız.İş yöneticiliğe geldiğinde adeta herşey tepeden tırnağa değişiyor. Bu işle ilgili ne gibi bir yeteneğe ve donanıma sahip olduğu son derece kuşkulu birtakım insanlar çok önemli görevlere getirilebiliyor... O kadarla da kalmayıp geçmişte karapara aklayıcısı olarak suçlanan hatta eroin kaçakçılığı türünden kirli işlere bulaşan kişilerin kulüplerimizde yöneticilik yaptıkları biliniyor.Bu noktada bir parantez açmamız gerekiyor. Kulüp yöneticileri arasında son derece bilgili, yetenekli, donanımlı ve bunların ötesinde gerçekten olağanüstü özverili insanlar da bulunuyor. Kendileriyle tanışmaktan onur duyduğum ve hizmetleriyle iftihar edilecek yöneticiler her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Kulüp sevgisi ve hizmet aşkıyla dolu bu insanların yüzü suyu hürmetine bazı işlerin iyi-kötü yürüdüğünü görmemiz gerekir.Daha da fazlası var: Kulüp sevgisi ve orada iyi işler yapma çabasıyla kendi işlerini batırma noktasına gelmiş yöneticiler de gördük geçmişte. Hernekadar bunun tam tersi duruma, yani kulüp yöneticiliği sayesinde Allah’ın ve yeryüzündeki bazı güçlerin “yürü ya kulum!” dediklerine çok daha fazla rastlansa da dediğim gibileri de her zaman olmuştur.Yukarıda anlatmaya çalıştıklarım bir girizgah değil genel çerçeveyi çizme çabası. O çerçeve içinde Balıkesirspor kulübünün sayın başkanını ve yaptığı işi nereye oturtacağımızı kestirmekte zorlanıyorum. Tolga Özkalfa gibi gerçek işi hekimlik olan birini, gündüz maçının ardından alkol muayenesine zorlayacak bir sürecin kahramanı olmak, sayın başkanın ilerde çocuklarına ve torunlarına övünerek anlatacağı bir iş olmayacaktır.Biz kırk kişiyiz…Sayın başkanın kendi sahalarında 1-0 yenildikleri Gençlerbirliği maçının hakemi Tolga Özkalfa’ya karşı bu hareketi, elbette ki gereken cezayı bulacaktır. Biz bu satırları yazarken bununla ilgili karar henüz açıklanmadı ama bu çok da önemli değil. Asıl üzerinde durulması gereken, böyle bir olayın yaşanabilmiş olması.Güya sayın başkan, soyunma odası koridorlarına hakem Tolga Özkalfa’nın elini sıkmak için gitmiş de, Özkalfa onun elini itmiş. Bu, hakemin başkana saldırısı oluyormuş ve karakolluk birtakım gelişmeler ve alkol muayenesi konusu da buradan ortaya çıkmış.Sayın başkanın, televizyon kameralarının milyonlarca izleyiciye ulaştıracağını bildiği açıklamaları hepimizi biraz saf yerine koyma anlamı taşıyor. Biz 40 kişiyiz, oralara başkanların ve yöneticilerin niçin girdiklerini, neler yaptıklarını yeterince biliriz. Kuşkusuz Futbol Federasyonunun da bunlardan haberi var. Zaten ilgili talimat ve yönetmelikler oralara girilemeyeceğini, hakemlerle bu şekilde temas edilemeyeceğini bildiriyor.Balıkesirspor uzun bir aradan sonra Süper Lige yükseldi ve ne yazık ki geldiği gibi gitme yolunda. Kalan maçlarda çok büyük bir sıçrama gerçekleştirilse bile takımın ligde kalmasının pek mümkün olamayacağını bilmesi gereken herkes biliyor. Haliyle bununla ilgili birtakım suçlamalar ve hesaplaşmalar da olacaktır camia içinde. O zaman, dikkatleri başka yönlere çekecek hamleler gerekiyor. Memlekette kulüp yöneticilerinin en iyi bildikleri işler de bunlar.En kolay suçlanan kesim de hakemler çünkü onların arkasında milyonlarca taraftar ve benzeri güçler yok. Hatta biraz da bu nedenle maç yönettikleri sırada devlet memuru sayılmaları yolunda yasa da çıkarıldı ama yetmeyebiliyor. Üstelik devletimizin de ne zaman hangi memurunu koruyup hangisine başka türlü işler yapabileceğini kestirebilmek kolay olmuyor.Futbolun iyi yönetildiği ülkelerde yöneticilerin bu tür davranışlarda bulunabilmeleri olanaksız. Tutun ki böyle birşey oldu, o zaman da korkunç sonuçlar ortaya çıkar; takımlarının küme düşmesine başka nedenlerden çok yöneticinin bu tutumu yol açabilir… Bizde pek böyle olmuyor. Tam tersine yöneticilerin bu tür şovları camiada önemli bir hizmet olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden de işin içinden çıkmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor.Sayın başkanın yol açtığı durumla ilgili olarak basında çok güzel değerlendirmeler yapıldı. Başta Milliyet’ten Ercan Güven arkadaşım olmak üzere kutlanacak yazılar yazıp söylemlerde bulundular. Umarız, sayın başkan da çok yanlış bir iş yaptığı yolunda özeleştiride bulunur ve özür diler. Takımların düşüp çıkması sporda o kadar önemli değil, her sezon olan işler. Başka şeyler düştüğünde onların tekrar bir yerlere çıkarılmaları kolay olmuyor. Asıl bunu iyi anlamak lazım.Umursanmayan skandal!Dramatik bir tablo çizmeye filan gerek yok. Yani Soma faciasının yaşandığı günlerde kimlerin neler söylediğini, hangi müsamerelerin sergilendiğini anlatmaya çalışmak gereksiz. Çünkü bunlar zaten sürekli yaşanıyor.Ancak oraya yardım maçı yapılıp da sözkonusu gelirlerin hâlâ aktarılmamış olmasına inanmak zor. En başta, medya olarak da görevimizi yapmıyoruz çünkü böyle şeyler neredeyse tesadüfen öğreniliyor.İzmir’deki Galatasaray-A.Madrid maçı 6 Ağustos’ta oynandı, biraz gayret edersek üzerinden 1 yıl geçmiş olacak. Hâlâ maç hasılatıyla ilgili birtakım hesaplar sonuçlandırılamamış, işte efendim İspanyol kulübü masrafları karşılığı şu kadar istiyormuş da bilmem neymiş.İşin sonuçlanmasıyla elde edilecek rakam da aslında insanı şaşkına çevirecek kadar düşük. 150 bin dolar düzeyinde bir paradan sözediliyor. On paralık yarar sağlanamayan birtakım oyunculara milyonlarca euronun ödendiği bir ortamdan sözediyoruz.Benim bildiğim, geçmişteki bazı duyarlı kulüp yöneticileri bu konuyla ilgili olarak şöyle konuşur ve işi mutlaka anında sonuçlandırırlardı:“Aman evladım, dikkat edin, bunlar netameli işlerdir. Kaş yapayım derken göz çıkarmayalım, rezil oluruz sonra. Hesap kitap ne zaman tam olarak sonuçlanırsa sonuçlansın siz en geç 1 hafta içinde bu parayı mağdurlara ulaştırın. Üzerine bir miktar da kulüp yardımı olarak koyun.”Oysa şimdi yapılan açıklamaları işittikçe ürperiyoruz. Efendim, arada anlaşmazlık varmış da, para bloke durumdaymış da bilmem neymiş…Başka bir ülkede kamuoyu bu konuda kıyametleri koparır, bazı insanlar değil kulüp yöneticiliği yapmak, sokağa çıkamayacak duruma getirilirdi… Bizdeyse bu kadar büyük bir skandalı, böylesine utandırıcı bir olayı umursayan bile yok...

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue