Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Yeni nesil sağ seçmen kimdir?

$
0
0
Yeni nesil seçmenin oy verme pratiklerini ne etkiliyor? Siyasînin dindar olması önemli mi? Yeni nesil sağ seçmen için halen ailesinin tercihleri önemli. Politik tavrı ise belli: Desteklediği parti üyeleri ne hata yaparsa yapsın düşmana yani rakip siyasî partiye karşı mevzi terk edilmemeli.Akademik makalelerde ve siyaset bilimcilerde genel bir kanı vardır. Türkiye’de seçmen profilinin yüzde 70’i sağ, yüzde 30’u soldur. Sağ partiler bu yüzde 70’lik pasta üzerinden oy oranını artırmaya çalışırken sol, yüzde 30 üzerinde oynar. Söylemler hep bu kitleyi ‘tav etmek’ üzerine kuruludur. İkna etmek kavramını bilinçli olarak kullanmadık çünkü Türkiye’deki siyasi söylem kutuplaşma üzerinde yürüyor. Nitekim AK Parti’nin geniş kesimlerin desteğini alarak girdiği ilk seçimlerde yüksek oy alması, kadrosunda liberal, solcu, İslamcı farklı kadrolardan kişilerin bulunması ‘ikna etmek’ üzerine kurulu yeni politikası sebebiyleydi. Bu politikasını bırakıp geleneksel söylem ‘düşman’ üzerinden siyaset yapmaya başladığında farklı kesimlerden aldığı desteği kaybetti. Fakat sağ seçmeni büyük korkularla kemikleştirdi. Milliyetçi yazar Servet Avcı, bu noktada önemli bir tespitte bulunuyor: Artık başarı ya da başarısızlık oy verme kriteri olmaktan uzaklaştırıldı. İnsanlar ‘kamplar’ına göre davranıyor. Ve Avcı’ya göre yeni nesil sağ seçmen de bu kamplaşmadan fazlasıyla nasibini aldı. Avcı, bu durumun neticelerini şöyle tarif ediyor: ‘Düşman’a göre ayrıştırılan siyasette, kendi partisinde, rahatsız olan seçmenin bile iradesini yine orada ifade etmesine, mevzileri terk etmemesine yol açıldı. Sadece yöneticiler değil, onların kontrolündeki anket firmaları, havuz medyası ve strateji kuruluşları da bu bloklaşmaya hizmet etti. Tereddüde düşüp kararsız hale gelen bireyde ‘Acaba ben mi yanlış düşünüyorum?’ algısına ve yalnızlık duygusuna kapı aralandı.‘Yeni nesil sağ seçmen devrimi yaşanmadı’Yıllarca Kanada’da yaşamış ve şimdi Avrupa’da sinema sektöründe çalışan bir Türk, geçtiğimiz aylarda İstiklal Caddesi’nde dolaşırken birkaç eyleme denk geliyor. Durup izliyor onları. Sloganlarını, hallerini, neye nasıl itiraz ettiklerini… Yorumu Türkiye’de yeni nesil seçmenin profilini tarif ediyor aslında: “Hâlâ 60’ların sloganlarıyla, tarzıyla, söylemiyle hareket ediyorlar.” Dünyada solcuların ve sağcıların sloganları da eylem pratikleri de değişti, gelişti. Türkiye’de ise zaman geçiyor, nesil değişiyor ama zihniyet aynı. Nitekim Servet Avcı da buna dikkat çekiyor. Değişim yaşanmamasının sadece solda değil, sağ seçmende de söz konusu olduğunu ifade eden şu cümleleri kuruyor: “Yeni nesil sağ seçmen devrimi yaşanmadı bu ülkede. Yine eğitim düzeyi nispeten düşük, az okuyan, sloganlarla, sembollerle ve aidiyet hissiyle hareket eden, sorgulamaktan uzak bir profilden söz edebiliriz. Tek fark, internetin yaygın biçimde kullanılıyor olmasından dolayı ortaya çıkan ‘gruplar içi’ dil ve üslup benzeşmesi.”Yeni nesil seçmenin profili belki de en iyi sosyal medyadan takip edilebilir. Özellikle Facebook ve Twitter. En çok paylaşılan cümleler, fotoğraflar, sloganlar; ötekini aşağılama, modern tabirle ‘kapak’ cümleleri oluyor. Solcu gençler için Atatürk tabu, sağcılar için Osmanlı. Genelin bu kavramlar üzerindeki bilgileri genel kültür düzeyinde. Mutlak bir kötü ve iyi var. Eleştiri, ötekini anlama gayreti yok. Son zamanlarda ise ‘öfke’ başat duygu. Yeni nesil sağ seçmenin ise Facebook’taki profilinde bir kavram kargaşası var. Dindar ama dinle ahlâk arasındaki ilişkide problemler var. Osmanlıcı ama bunun yanında Amerikan ve Kore dizilerinin müdavimi. Modayı yakından takip ediyor. Başörtüsünün ve tesettürün eski değeri yok. İtibar kaybı yaşadı. Dindarlara dair güven de itibar kaybı yaşadı. Hatta Servet Avcı’ya göre dindarlık artık ahlâkın, doğruluğun, iyiliğin, adaletin, hırsızlık ve yolsuzluk gibi günahlara karşı mücadelenin garantisi kimliğini kaybediyor. Din, siyasetin yanlışlarına onay verme aracına dönüştürüldükçe, dindar bilinenlerin İslamca yasak olanlarla anılır hale gelmesiyle, dindar imajı büyük darbe yedi. Ve yeni nesil sağ seçmendeki en büyük değişiklik, bu çürümeye karşı yeterli hassasiyeti gösterecek refleks kültürüne sahip olunmaması. Avcı, kutuplaşmaların arttığı bu dönemde yeni nesil sağ seçmenin, bunun zararlarını sorgulayacak bir kimlik sergileme yerine, var olan gerginliğe göre pozisyon almayı tercih ettiğini söylüyor. Yani yeni nesil sağ seçmende itirazkâr tavır ve sorgulayıcı özellik büyük oranda yok. Avcı bu konuda şu yorumu yapıyor: “Grup taassubunda hiçbir gerileme görünmemektedir. Eğer yanlış yapı içinden ve tâbi olunan liderden geliyorsa o yanlışa yanlış deme kültürü hâlâ yoktur. ‘İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmamak’ gibi var olması gereken özellikler yerine yanlışı tevil etmek, ona sırlarla örülü kutsiyet atfetmek söz konusudur. Yeni neslin tabiatında olması gereken o itirazkâr tavır, o sorgulayıcı özellik maalesef büyük oranda yoktur. Kendisini ‘karşıdaki’ne göre kurguladığı için tartışma ve sorgulama ona anlamsız gelmekte, kurşun askerliğe talim etmektedir.”Dijital vatandaşın oy verme kararında ailesi daha etkiliSosyal medya ve politika uzmanı Ali Rıza Babaoğlan, son zamanlarda gelişmiş ülkelerde de sağ politikalar ve partilerin ciddi bir yükseliş yaşadığını söylüyor. Bu yükselişin temel nedeni ise ayrışma. Gelişmiş ekonomilerde herkes kendinden olmayanlar yüzünden ülkesinin daha kötüye gittiğini düşünüyor. İşsizliğin artışını ve ekonomik problemleri buna bağlıyor. Fakat Babaoğlan’a göre, Türkiye’de sağ siyasetin yükselişindeki nedenler biraz daha farklı. Geçmişten günümüze gelen kronikleşmiş sorunlar seçmenin kutuplaşmasında etkili oluyor. Başörtüsü, din ve vicdan özgürlüğü, yaşam tarzı baskısı, etnik sorunlar ve terör… Babaoğlan, bu problemlere çözüm üreten siyasi oluşum yeni nesil seçmenin kendisini tercih etmesini sağlayacağını söylüyor. Yeni nesil seçmen için ‘dijital vatandaş’ kavramını kullanan Babaoğlan, gençlerin üzerinde parti söylemlerinin aile içi tartışmalar kadar etkili olmadığını vurguluyor. Yani halen ailenin oy verdiği partiye oy verenlerin oranı hatırı sayılır düzeyde. ‘Kapalı devre gazlama’Akademisyen Esra Aydın Kılıç, 2012-2013 yılında yerel seçimlerde oy verme davranışlarında etkili olan siyasi faktörlere ilişkin bir araştırma yaptı. Yazdığı makalede, parti imajı oy verme kararlarında en yüksek etkiye sahip siyasal görüş İslamcılar çıkmış. Solcular ve milliyetçiler için de parti imajı büyük bir etken ama en çok İslamcılarda. Bu araştırma sonucu Avcı’nın ‘kapalı devre gazlama sistemi’ tanımlamasını destekler nitelikte. Avcı, siyasi partilerin gençliğe karşı geliştirdiği üslubu tam bir ‘kapalı devre gazlama’ sistemi olarak görüyor. Bunu da şöyle açıklıyor: “İçerikten ve kuşatıcılıktan mahrum, kendi tabanlarını diri tutma stratejisine hizmet ediyor. Bunun sonucunda da oy dağılımlarında büyük değişiklikler gözlenemiyor. İktidar partisi, ezik yakın tarih felsefesinin üzerine bindirdiği Osmanlı gibi yeniden büyük devlet ihtiyacının, heyecan arayan genç nesildeki karşılığını iyi bildiği için illüzyon yapıyor ve nispeten de sonuç alıyor. Ayrıca gençlere parti yönetimlerinde ve milletvekilliği sıralarında daha fazla yer verdiği için birkaç adım öne çıkıyor. Bu anlamda muhalefet partilerinin dil, üslup, uygulama ve propaganda gücü açısından eşit rekabet şansına sahip olduğunu söylemek çok zor.”Sağ seçmen hangi partiye neden oy veriyor?MHP seçmeni doğaldır ki milliyetçidir. Bölgelere göre tonu değişse de muhafazakâr renge sahiptir, millî reflekslerle hareket eder. Vatan ve toprak bütünlüğü gibi öncelikli bir kutsala sahiptir. Uluslararası projeleri değerlendirirken ‘şüphe’yi esas alacak bir tarihi tecrübeyi benimsemiştir.Saadet Partisi seçmeni Milli Görüş geleneğine uygun biçimde dini referans aldığını öne sürer, Türklük konusu çok öne çıkarılmaz, bütün kötülüklerin açıklanmasına siyonizmden başlanır. AKP seçmeninin önemli bir bölümü kendisini milliyetçi olarak tanımlamaktadır. Erdoğan’ın milliyetçiliğe uzak olmasına ve her türlü milliyetçilik ayağımızın altındadır demesine rağmen seçmen yelpazesindeki milliyetçi dilimden fazlaca oy almaktadır. Bu da kendisini milliyetçi diye tanımlayanların çelişkisine ortaya koymaktadır. Bu seçmen grubu oy verdiği partinin bölgeden bölgeye farklılıklar gösteren düalist tavrı yorumlamaktan uzaktır. HDP’ye verilen milliyetçi oylar ise tamamen etnik tepki ve aidiyet hissinin sonucudur.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue