Daracık sokaklar, renkli evler, iplerine asılmış bembeyaz çamaşırlar, bahçesinde tavukların ve güvercinlerin beslendiği küçücük evler. Anadolu’da bir yerden bahsetmiyoruz.Bir zamanlar uzakta olsa da şimdilerde İstanbul’un merkezinde kalmış bir mahalle burası, nam-ı diğer Küba mahallesi. Dar sokaklarında yürürken çocukların oyunlarına katılmadan edemiyorsunuz. Yaşınıza bakmadan sizi aralarına kabul ediyorlar. Plastik bir topun peşinde çınar ağaçlarının altında çocukluğun keyfini sürüyorlar. Her ne kadar ismi Küba olsa da içinde yaşayanlar İstanbul’a Anadolu’dan ilk göç eden kuşaklar. Kimisi Tokat’tan, kimisi Ordu ve Sivas’tan buraya yerleşmiş. Bir gelen arkasından diğerlerini getirince küçük bir komün hayatı yaşanmaya başlanmış. Şimdilerde ise etrafında yükselen binalar ve konuşulan kentsel dönüşüm projesi ile kaybolmanın eşiğinde.Sanatçı Kutluğ Ataman da konu edindiği Küba Mahallesi’nin ününü bir video çalışmasıyla Avrupa ve Amerika’ya kadar taşımış. Dizilere ve sinema filmlerine de mekan olan mahallenin ismini ise belalı ağabeylerinden almış. Bir zamanlar polisin bile girmekte zorlandığı bu mahalleye Küba’nın Favelalarına olan benzerliği nedeniyle Küba mahallesi ismini koyulmuş. 1960’larda buraya yerleşen Kadir Kıyak “Biz yerleştiğimizde en yakın yerleşim yeri Topkapı’ydı. Ekmek alacak bir bakkal bile bulamazdınız. Kar yağdığı zaman yollar kapanırdı.” diyor. 6 çocuğunu da bu küçük evde büyüttüğünü söyleyen Kıyak “Uzun zamadır kentsel dönüşüm projesi konuşuluyor ama biz halimizden gayet memnunuz, şimdiye kadar burada yaşadık varsın olmasın.” diyor.
↧