Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Devrim Yakut: Şehriye çorbasındaki maydanoz gibiyim

$
0
0
‘Bana Masal Anlatma’ filmiyle izleyiciden tam not aldı Devrim Yakut. 20 küsur yıl tiyatro sahnelerinde olan, sinemaya Kelebeğin Rüyası filmiyle adım atan oyuncu, birbirimizi anlamak için sanata muhtaç olduğumuzu söylüyor: “Çocukluğumda çok sert karikatürler çizilirdi ama ülkeyi yönetenler bunu muhabbetle karşılardı.”Bana Masal Anlatma ile ilgili ortak görüş; seviyeli, bel altı esprilerinin olmadığı, namuslu mahalle komedisi…Bu meseleyi namus üzerinden okumuyorum ama bir şeyin komik olabilmesi için de belden aşağı espri yapılması gerekmiyor. Burada Burak Aksak’ın zekâsı devreye giriyor. Çocukluğunun geçtiği mahalle, yetiştiği ortam ve bunlardan hiç uzaklaşmamış olması… Yeri geldiğinde küfrün namussuzluk olduğu kanaatinde değilim. Çok seviyeli ve nazik bir dille de küfür edebilirsiniz.Küfür olmadan güldürmek daha mı zor peki?Hayır. Bir karakter oynuyor ya da yazıyorsunuz, o karakter doluyor doluyor ve dolduğu yerden infilak ediyor. Bu patlama olmasa karakteri net olarak anlatamayabilirsiniz. İlla öyle olmalı demiyorum. Küfürsüz komediyi de kutsamıyorum ama her ne gerekiyorsa onu yapalım, ölçümüzü kaçırmadan. Sanat küfrettiği zaman küfrü kutsamıyor zaten. Bazen kötü olanı göstererek de iyiyi tarif edebiliyoruz. Burası atlanıyor. Hırsızı, ahlâksızı göstermeden ahlâklının değerini nasıl anlatacağız? Sanat hepsini gösterip değerlendirmeyi seyirciye bırakacak.Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı Bana Masal Anlatma, Burak Aksak’ın ilk filmi. Nasıldı genç bir isimle çalışmak?Şahaneydi. Burak’ı çok beğeniyordum Leyla ile Mecnun’da. O zamanlar 23 yaşında olduğunu öğrendiğimde dehşete düşmüştüm. Bu nasıl bir algı, bu ne müthiş bir espri ve yabancılaşma anlayışı. Burak Aksak yazmış ve yönetiyor denilince neredeyse hiç düşünmedim. Tabii ki senaryoyu okudum ve çok beğendim. Onunla çok anlaşacağımı hissediyordum ki, öyle de oldu.Cengiz Bozkurt, Berat Yenilmez, Sadi Celal Cengiz… Çok eğlenceli karakterler olarak biliyoruz bu isimleri. Çekim süreci nasıldı?Genel olarak çok hoştu ama o çok eğlenceli taifeyle neredeyse hiç sahnem yok. Benim işim genelde Hande ve Fatih’leydi. Tabii kadronun tamamını duyunca heyecanlanmamak mümkün değil. Eğlenmeden komedi yapılamaz zaten, siz eğlenmiyorsanız seyirci de eğlenemez.Sinemada oynadığınız ilk film Kelebeğin Rüyası. Sonra Düğün Dernek geldi, ardından Bana Masal Anlatma ve Çalsın Sazlar. Hemen hepsinde anne rolünde gördük sizi…Anne rolünü oynamaktan bir endişem yok. Sadece daha derin ve çeşitlenebilecek kadın rolleri hayal ediyorum. Keşke yazsalar da oynasak. Birbirine çok yakın renkler olduğu zaman bir süre sonra heyecanınız kalmayabilir. Ben de kendi hesabıma birbirine çok yakın gelen rolleri geçtiğimiz yazdan itibaren nazik bir dille bir süreliğine geri çevirdim.Teklifler anne rolleri miydi genelde?Anne olmasında sıkıntı yok ama içinde farklı bir şey olsun. Çok yerel kadın oynadım, genelde şiveli. Biraz frene basmak gerekiyor. Geri dönüp baktığınızda keşke dememek için iyi düşünmek gerekiyor. Tabii burada yazarlara çok iş düşüyor. Türkiye’de o kadar çok kadın hikâyesi var ki genelde yazarlar erkek olduğu için herhalde bu konular biraz daha az işleniyor.Bunca anne rolünden sonra anne olmak istiyor musunuz peki?Üç yıllık evliyim ve bu ikinci evliliğim. Eşimle birlikte çocuk yapmama kararı aldık. Aslında çok fazla çocuğum var, uzun yıllar eğitim vermenin getirisi olarak.Şive ve mimikleriniz çok konuşuluyor. Şive cebinizde var mıydı, role hazırlanırken mi ortaya çıkıyor?Valla onu ben de bilmiyorum. Biriktirdiğim için mi oyuncu oldum, oyuncu olduğum için mi o kadınları biriktirdim gerçekten bilmiyorum. Asker kızıyım ben. Çok şehir gezdim, çok memleket gördüm. Orada yaşayıp o insanlarla hemhal oluyorsunuz. Cebimde varsa onlar var.Genelde başrolde değilsiniz ama oynadığınız film ve dizilerde başrol gibi akıllarda kalıyorsunuz…Sonuç böyle olabilir ama bunu hedefleyerek başlamıyorum işe. Bir yemek gibi düşünün bunu. Şehriye çorbasında maydanoz olmasa da olur ama olursa daha güzel olur. Oynadığım roller, olursa lezzet katan, olmazsa da çok bir şey kaybettirmeyen roller. Şu da önemli, o kadınlara hiç dışarıdan bakmıyorum. Öğrencilerime de bunu öneriyorum. Rolle kavga etmeyin, role dışarıdan bakmayın. Dünyanın en cahil kadınını bile oynuyor olsanız, bir seri katili de oynuyor olsanız onunla yüzleşin.Sizi izleyenler çok keyif alıyor. ‘Aynı annem gibi’ diyorlar mesela. Siz kendinizi izlerken gülüyor musunuz?Bunu duymak çok hoşuma gidiyor. Oyuncunun kendi hakkında iyi bir şey düşünmesi pek mümkün değil. Çünkü her zaman daha iyisi olabilir. Bir sürü yerde ‘neden burada böyle yaptım’ ya da ‘keşke şöyle yapsaydım’ diyorum.20 küsur yıl tiyatro sahnelerinde yer aldınız. Üç yıl önce sinema ve filmlere adım attınız. Neden bu kadar geç oldu?Teklifler geliyordu ama İstanbul’da yaşayan bir oyuncuyla Ankara’da yaşayan bir oyuncunun teklifleri değerlendirmek konusunda şansları eşit olmuyor. Bir de Ankara’da çok yoğun çalışan bir oyuncuydum. Bir gün emekli olup İstanbul’da yaşlanmak gibi bir hedefim vardı. Ben 50’li yaşlar gibi hayal ediyordum ama daha erken oldu.Genelde o yaşlarda İstanbul’dan kaçmak istenir…Her şeyim ters benim. (Gülüyor) Burası çok mucizevî bir şehir. Bir de çocukluğum burada geçti, daire tamamlansın, burada yaşlanayım istiyordum. Çok şükür kısmet oldu. İçinden deniz, vapurlar ve martılar geçen belki de dünyanın tek şehri burası. Evet, çok zor tarafları var ama ben o yorgunlukta değilim henüz. Benim için hayat şöyle yürümüyor. Buradan (Cihangir) diyelim ki Kartal’a gideceğim. ‘Allah’ım nasıl gideceğim şimdi trafik falan’la çalışmıyor benim enerjim. Şöyle hayal ediyorum. Buradan Kabataş’a yürürüm, oradan vapura binerim, hava güzelse dışarıda otururum…Çağan Irmak gibi yönetmen az gördümBahçeşehir Üniversitesi’nde oyunculuk eğitimleri veriyorsunuz. Oyunculukta nasıl bir kuşak yetişiyor?Çok farkında, yenilikçi bir kuşak yetişiyor ama sektörel anlamda ne olacağı konusunda hiçbir öngörüm yok ne yazık ki. Ben onların yaşındayken, mezun olurduk ve tiyatro yapabileceğimiz çok güzel yerler vardı. Devlet tiyatrosu, şehir tiyatrosu... Şimdi yıpranmış yapılar revize olma aşamasına geldi. İnşallah doğru bir kanaldan revize olur. Tiyatro sanatı adına sancılı bir süreçten geçiyoruz ama gençler belki de kendi yapılarını kendileri oluşturacak.Hom Ofis dizisi üç haftada bitti. Neydi eksik olan?Bilsem de söylesem keşke. Her işin kısmeti ve şansı olduğuna inanırım. Bizim için üzücü tabii. Her yeni iş bir heyecan. Öyle olmasa iyiydi ama yapacak bir şey yok. Bu sezon enteresan bir süreçten geçiyoruz.Hangi projenizi diğerlerinden farklı bir yere koyuyorsunuz?Diziler içinde Keşanlı Ali ve Vicdan’ın yeri bende çok ayrı. Sevmediğim bir işi yapmadım ama oradaki sinerji kolay yaşanılır türden değildi. Yönetmenlerin varlığı da çok önemli. Çağan da Feride de. Çağan gibisini çok az gördüm. Çok muhabbetli, oyun sever, heyecanlı…Türk sinemasındaki hareketliliği nasıl yorumluyorsunuz?Şahane işler oluyor. Bazı meslektaşlarım çok film çekmenin iyi bir şey olmadığı kanaatinde ama ben öyle düşünmüyorum. İyiyle kötünün ayrışabilmesi için hem seyirci hem de film yapan açısından böyle dönemler olur. Bolluktan sonra olması gereken ritme ulaşır. Bundan 10 yıl önce Türkiye’de senede birkaç tane film anca çekilebiliyordu. Seyircimizin ayağı çok alıştı sinema salonlarına. Dolayısıyla eskiden yetenekli bir senarist, yapımcı ya da yönetmen adayının işi çok zor değilken şimdi sanıyorum o kadar zor değil.Birbirimizi anlamak için sanata ihtiyacımız varBu ülkede birbirimizi anlama güçlüğü çekiyoruz 50 yıldır. Hayatım boyunca ötekileştirilmiş herkesin yanında olmaya gayret ettim. Olayların sonuçlarını değil, nedenlerini konuşmak gerekiyor. Neden bir ülkede terör, savaş olur? Neden ayrışmamız için koşullar oluşturulur? Bir fantezi gibi gelebilir ama derdimi anlatmak için örneği sivriltiyorum. Bir süre sonra her bir apartmanın tepesinde bir tane bayrak asıp orayı koruma noktasına mı geleceğiz? Kimse kimseyle iletişim halinde değil, kimse kimseyi beğenmiyor. Tam bu noktada sanat iyi bir ilaç, iyi bir şifa. Tiyatro ve sinema bunu daha hızlı yapıyor. Çocukluğumda çok sert karikatürler çizilirdi ama ülkeyi yönetenler bunu muhabbetle karşılardı. Öyle bir ülke hayal ediyorum.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue