Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Delikanlı Erman’ın yeniden doğuşu mu?

$
0
0
Pek bir süper olan ligimizde 57. sezonun başlamasıyla birlikte Hacivat-Karagöz formatındaki televizyon şenlikleri de futbolseverlerin hayatındaki yerini aldı. Bunlar arasında TRT’nin Erman Toroğlu’nu yeniden hayata döndürme hamlesinin tartışmaya değer yanları var.Allah selamet versin ya da maşallah diyelim, pek bir süper olan ligimizin 57. sezonu başladı. Gerçi sadece 1 haftası oynanabildi ve sonrasında milli maç arasına gidildi ama tek hafta bile neler yaşanacağını gösterir gibiydi.Öncelikle bu yılın Süleyman Seba sezonu olarak ilan edilmesi görünüşte çok güzel bir değerbilirlik örneği ama gerçekte bunun tam tersi bir durum. Çok sevgili ve aşırı derecede değerli başkanımız Yıldırım Demirören geçmişteki yaptıklarıyla Süleyman Seba’nın ortaya koyduğu tüm değerleri yerle bir eder anlayış içindeydi. Bütün memlekete dönük bir işte yöneticilik yapmaya kalkan insanların, geçmişte attıkları birtakım adımlardan doğan faturaların günün birinde mutlaka önlerine konulacağını bilmeleri gerekir. Dolayısıyla sayın Demirören’in bu tür girişimlerinin en küçük bir inandırıcılığı yok. Tam tersine bu ve benzeri birtakım değerli kavramları sorumsuzca kullanmaktan kaçınmayışı nedeniyle kendisine çok daha sert eleştiriler yöneltilmeli.Neyse ki bu tür konulara çok da aldırış eden yok. O sayede sayın Demirören ve benzerleri, akıllarına geleni söyleyip yapabiliyor.Yeni sezonun ilginç ve eğlenceli yanlarından biri de spor programı olduğu ileri sürülen Hacivat-Karagöz oyunlarının televizyonlarda yeniden ortaya çıkmış olması. Geçen sezon bazıları ‘rahmetli’ olmuş gibi görünen bazıları yeniden parlatılmaya çalışılıyor. Gerekli miydi, diye soracak olursanız ve bunun yanıtını da ölçülebilir bir değer olarak reytinglerde aramaya kalkarsanız, “Hayır, hiç de değildi” sonucuna ulaşabilirsiniz ama bunların düşük maliyetli işler oluşu önemli bir yaşama ve hatta ‘hortlama’ nedeni gibi görünüyor.Bu kapsamda en ilginç gelişmelerin TRT’de yaşandığı söylenebilir. Ayrıca devlet televizyonu oluşu nedeniyle oradaki gelişmeler hepimizi daha yakından ilgilendiriyor diye bakılıyor bu işe. Yayıncı kuruluştan görüntülerin buraya aktarılması kararı sonrasında TRT, futbol yayınlarında önemli bir atak yaptı. Hemen her gün ve değişik saatlerde karşımıza çeşitli futbol programlarıyla çıkmaya başladı devlet televizyonu. Bunlar arasında bazı kaliteli işlerle birlikte birtakım aburcubur yayınlar da gündeme geldi.Gezer başaramadıTRT’nin futbol programları için seçtiği yorumcular da kaçınılmaz olarak toplumda bazı tartışmalara yol açtı, açıyor, açacak. Bunlar arasında en çok önemsenenlerden biri geçen sezonki Futbol Ateşi programıydı. O programın sürekli yorumcularından eski hakem Bünyamin Gezer de kısa sürede evlerimizin sürekli konuklarından biri durumuna geldi. Programın öteki yorumcusu noktasında pek istikrar sağlanamadı. Son olarak Oktay Derelioğlu vardı ama galiba TRT ikisinden hatta programın sunucusu Tunç Elibol’dan da hoşnut olmamalı ki hepsi değişti.Bu sezon Futbol Arenası adıyla karşımıza gelen program çok başarısız da olsa belli bir izlenme şansına sahip. Bunun nedeni de çok açık: Maçları şifreli kanallarda izleyemeyen insanlar, karşılaşmanın hemen sonrasında en geniş özeti sadece burada bulabiliyor. Üstelik bütün maçların özetlerini burada izleyebilmek mümkün. Yayıncı kuruluş dışında hiçbir tv kanalı böyle bir olanağa sahip değil. Programın yeni sunucusu Göktuğ Sevinçli deneyimli bir televizyoncu. Sergen Yalçın da sempatik bulunan biri. Ayrıca teknik direktörlükteki başarısıyla durumunu sağlamlaştırdı. Ancak programın ağır topu Erman Toroğlu konusunda epeyce tartışılacak durumlar var.Görebildiğimiz kadarıyla Bünyamin Gezer ‘geç kalmış bir Erman Toroğlu’ olmaya çalışmaktan öteye geçemedi. Açıkçası bu iş için pek uygun özelliklere sahip değildi. Top oyuncunun eline değmiş mi değmemiş mi, penaltı verilmeli mi yoksa devam mı demeli türünden geyiklerin her zaman belli bir müşterisi var ama o kadar! Ayrıca her fırsatta Merkez Hakem Kurulu yönetimine giydirmeye çalışmak da insanları cezbeden bir durum sayılmaz. Tv izleyicisini çok da ‘bağlayan’ işler değil bunlar. Ortaya daha fazlasını koymak, bu yolla Toroğlu ve ötekileri silecek bir performansa ulaşmak gerekiyordu. Gezer, beceremedi.Ancak Toroğlu’nun yeniden sahneye çıkarılması en azından TRT açısından tartışılır birtakım durumlar oluşturuyor. Toroğlu’nun yayıncı kuruluştan uzaklaştırılma nedeni olarak toplumsal bir sıkıntı gösterilmişti. Açıkça söylenmese de işte argo konuşuyor, kabadayı tavırlarıyla yakışıksız bir durum ortaya çıkarıyor gibisinden rahatsızlıkların varlığı ilgili herkesçe biliniyor. Peki, Toroğlu’nun şifreli kanalda sakıncalı görülen bu hallerinden TRT’de vazgeçmesi sözkonusu olabilir mi? TRT’nin böyle bir riski göze alması niçin gerekli oldu? Toroğlu’nun bu programa ve dolayısıyla TRT’ye katabileceği ne var?En iyi kadro NTVSpor’daDoğrusunu isterseniz yayıncı kuruluşun tavrı biraz da Toroğlu’nun devrinin dolması anlamını taşıyordu. Nitekim Erman hoca sonrasında daha az izlenen kanal ve 5-6 konuklu bir programın içinde yer bulabildi. Eski popülaritesi ve etkinliğinin kalmadığı da ortadaydı. Bundan sonrası daha da zayıf kanallar gibi görünürken Toroğlu’nun birdenbire TRT’ye zıplama şeklindeki hortlayışı üzerinde durmamak mümkün değil. Çünkü hocanın spor kamuoyuna söylenecek yeni bir sözünün olmadığı noktasında görüşbirliği var. Toroğlu geçmişte bir tv yıldızıydı ama artık kendini tekrarlamaktan başka yapabileceği birşey yok. Peki, TRT ne yapmak istiyor dersiniz?Aslında televizyon kanallarının bu işlerle ilgili kadrolaşmasına akıl erdirebilmek pek kolay değil. En iyi işi, NTVSpor çıkardı. Onların gerek spiker ve muhabir, gerekse yorumcu olarak sıkı bir kadrosu var. Spor ve futbolla ilgili gerçekten birşeyler öğrenme isteğindeki insanların birinci tercihi olabilecek nitelikte bu kanal… Yayıncı kuruluş ise pek sağlam bir kadrolaşma içinde görünmüyor. Özellikle maç anlatan spikerlerin seslerinin yetersizliği çok ciddi bir sorun. TRT kökenli iki Melih dışındaki kardeşlerimize şu andaki işlerinden asla ayrılmamalarını önermek gerekir. Öteki kanalların bu alanda pek iddiası yok.TRT’nin bu alandaki önemli bir atağı, Uğur Meleke kardeşimizle oldu. Gerçi geçen sezon Lütfü Özel’in sürekli yorumcu olduğu Spor Manşet de başarılı bir programdı ama onun yerini Meleke’nin yorumcu olduğu program aldı. Meleke, genç kuşağın tartışmasız en başarılı yorumcusu. Onu TRT’de görmek ne kadar güzel bir gelişmeyse öteki sözünü ettiğimiz konu da bir o kadar sıkıcı. Nasıl ki Hıncal Uluç gibi bir medya fenomeni bile kendini ‘müzelik’ hale getirmeyi başarabilmişse Toroğlu’nun da aynı yolda olduğunu görmek çok zor olmamalıydı. TRT bu tür seçimler yaparken daha özenli davranmalı.Televizyonlardaki futbol yorumları konusunda dikkat çekici bir gelişme de bu işte efsane haline gelmiş bulunan Rıdvan Dilmen’in kendi isteğiyle sahneden çekilmesi oldu. Bu ayrılığın uzun sürmeyeceği belirtilirken Dilmen’in artık yorumculukla filan yetinmeyecek bir noktaya da çıktığı düşünülüyor. Onun önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı’nın spor danışmanı gibi bir görevle kamuoyu karşısına çıkması şaşırtıcı olmaz deniliyor. Ne diyelim, hepsi için hayırlısı olsun. SON DAKİKA: Bu yazı yazılırken Rıdvan Dilmen’in 100’de 100 Futbol programında yine izleyicilerin karşısında olacağını öğrendim. Demek ki bir ara verme durumu sözkonusu değil.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue