Mahkemeden beraat bekliyorsunuz, müebbet çıkıyor. Bir karalama kampanyasıyla sürgüne gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bir cinayet tehdidi altındasınız. Bütün bu ihtimalleri Düşünce Suçları Müzesi’nde yaşamak mümkün.İnternet üzerinden müze gezmeye ne dersiniz? Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim Türkiye’nin insan hakları ihlallerinin envanterini yapıp bunu Düşünce Suçları Müzesi’nde bir projeye dönüştürdü. Müzenin açılışı Düşünce Özgürlüğü için 9. İstanbul Buluşması’nda Massachusetts Institute of Technology’den Prof. Dr. Noam Chomsky tarafından yapıldı. Açılış konuşmasında Chomsky, dünyada herkesin bilgilerinin kontrol altına alındığının altını çizerek, “Böylesini ne George Orwell ne de başka bir distopya yazarı tahmin edemezdi.” diyordu.Müzenin internet sitesi bir otobüs dolusu insanın gelişiyle açılıyor, otobüste yer alanlar arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da var. Bir süre ana sayfada beklerseniz polisin eylemcilere müdahale etmesiyle karşılaşıyorsunuz. İster bir rehber yardımıyla ister tek başınıza gezebildiğiniz müzede ziyaretçileri “Hasıraltı, Mahkeme, Savcı, Mezarlık, Sürgün, Hapishane” başlıkları karşılıyor. Girişte 1990’lara işkence iddialarıyla damgasını vuran DAL (Derin Araştırma Laboratuvarı) da unutulmamış.Gezinti boyunca düşünceleri sebebiyle soruşturmaya uğramış, işkence görmüş, hapis yatmış yahut sürgün edilmiş kişilerin hikâyelerine, ilgili belge ve dokümanlara ulaşmak mümkün.Hrant Dink, Said Nursi, Recep Tayyip Erdoğan, İskilipli Atıf Hoca, Salih Mirzabeyoğlu, Behice Boran, Yavuz Önen, Adnan Menderes, Bülent Ersoy, Sevan Nişanyan, Merve Kavakçı, Musa Anter, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek müzede rastlayabileceğiniz düşünce suçu mağdurları arasında.Unutulmasın diye internetteMüzenin kuruluş nedeni şu sözlerle açıklanmış: “Bu site, ifade özgürlüğü ihlallerini bir daha yok edilemeyecek şekilde zapt edip sergilemeyi ve gelecek kuşaklara iletmeyi amaçlıyor.” İnternette olmasının nedeni de yine müzenin yola çıkış amacıyla örtüşüyor. Böyle bir müzeyi formaliteler arasında kurmak, devamlılığını sürdürmek ve çeşitli saldırılara karşı korumak güç olduğu için böyle bir yöntem tercih edilmiş. Geçici erişimin engellenmesi ihtimaline karşı yenilenme mümkün olduğundan sanal ortam kullanılmış. İçeriği sürekli yenilenen ve çoğaltılan müzede edebiyat, sanat, siyaset, sosyal bilimler, ayrımcılık, absürd odalar gibi bölümler bulunuyor. Dışarıdan katılımcıların destekleriyle genişleyecek müzenin yayın danışma kurulu gelen bilgi ve belgeleri gözden geçirerek içeriği yenileyecek, hukuk danışma kurulu ifade özgürlüğü ve nefret söylemi konularında destek verecek. Müzenin görsel içeriği, ilk danışma kurulunda yer alan Tan Oral ve sitenin dış alanlarını çizen Sadık Pala tarafından şekillendirildi. Odalar, yine çizerlerin katkılarıyla şekillendiriliyor. Müzenin bir diğer özelliği “açık kodlu” oluşu. Dünyanın başka bir yerinde benzer bir çalışma yapmak isteyenlere bu kodlar gönderilecek. Aynı kodların kullanılmasıyla başka yerlerdeki müzelerle Türkiye’deki Düşünce Suçları Müzesi paralel bir gelişim sergileyecek. Buna şu örnek veriliyor: “Diyelim ki Fransa, Yunanistan ve Şili müzeleri oluştu. O vakit Nazım Hikmet odasının kapısında 3 düğme olacak. Fransa düğmesine basarsanız, anında Fransa müzesinde Aragon’un odasındasınız veya Yunanistan’daki Ritsos, Şili’deki Neruda odasında.” Düşünce Suçları müzesi http://www.dusuncesuclarimuzesi.net adresinden ziyaret edilebilir.
↧