Rumların Türklere yönelik yaptığı işkence ve katliamı durdurmak amacıyla yapılan Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 40 yıl geçti.O günlerin canlı tanıkları hâlâ Rumların yaptığı katliamları unutamıyor. 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a ilk çıkarma yapan askeri birliklerden Bolu Komando Tugayı'nda vatani görev yapan Gazi Himmet Aladağ'ın yaşadıklarını anlatırken gözleri doluyor. Girne ve civarındaki köylerde Türk evlerine girdiklerinde her evde bir katliama şahit olduklarını aktaran Gazi Aladağ, evlerin banyosunda boğazı kesilmiş insanları ve süngüyle öldürülen çocukları görünce gözyaşlarına boğulduklarını ifade ediyor. Himmet Aladağ Kıbrıs gazisi. 60 yaşındaki Aladağ, 1974 yılında Rumların Türklere yönelik Kıbrıs'ta yaptığı vahşice katliamın tanıklarından. 1974 yılında vatani görevini Bolu Komando Tugayı'nda yapan Himmet Aladağ, acele bir şekilde askeri birliğin Ankara'ya sevk edilmesiyle Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapılacağından haberdar olmuş. Diğer komandolar gibi son bir helallik istemek için Ankara'dan ailesine mektup gönderen Aladağ, Mersin Anamur'a kadar devam eden yolculuktan sonra helikopter ile Kıbrıs çıkarmasındaki askeri birliğin içinde yer almış. Aladağ, 20 Temmuz sabahı saat 09.00 sularında helikopterlere 7'şer kişi bindiklerini anlatıyor. Bir saat içinde Kıbrıs'ın Lefkoşe karşısına ilk indirmenin yapıldığını belirten gazi Aladağ, "Yoğun bir şekilde Rum askerlerinin ateşine maruz kaldık. Lefkoşe üzerinde simsiyah bir bulut kaplıydı. Allah'a şükürler olsun kayıp vermeden Kıbrıs'a inmiştik." diyor. Rum askerlerin tedbir aldığını anlatan Himmet Aladağ, su kuyusuna gizlenen bir Rum askerinin telsizle sürekli kendi birliklerine haberdar ettiğini ve yoğun bir şekilde yer değiştirmelerine karşın ateş altında kaldıklarını söylüyor. Kuyudaki Rum askerini etkisiz hale getirdikten sonra rahatladıklarını anlatan Aladağ, temmuz ayının sıcağında gece devam eden mücadele sonrasında Girne boğazına ulaştıklarını ifade ediyor. Himmet Aladağ, aynı zamanda bölüğün haberleşmesini sağlayan telsizi taşıdığını aktararak, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait 100'er kişiden oluşan üç birliğin ilerlemeye devam ettiğini, ilerledikçe Rum askerlerin kaçtığını dile getiriyor. Girne ve civarındaki Türk köylerini Rum askerlerinden arındırdıktan sonra Beşparmak dağlarına doğru ilerleyişin sürdüğünü aktaran Aladağ, geride Rum askerlerin bıraktığı katliamlara da şahit olduklarını söylüyor. Kıbrıs gazisi, Girne ve köylerinde Türklere ait evlere girdiklerinde korkunç manzara ile karşılaştıklarını hatırlatarak, "Rum askerleri girdikleri Türklere ait evlerde işkenceler yapmışlar. Bu işkenceler anlatılacak şeyler değil. İşkence sonrasında insanlarımızı öldürmüşler. Büyükleri banyoya götürüp küvette boğazlarını keserek, çocukları ise odalarda süngülerle katletmişler. Evlere girdiğimizde hep bu manzara vardı. İçler acısıydı. Gözyaşlarını tutamadık. Bir insanın bu vahşeti yapabileceğini düşünemiyorduk." diyor. Bütün askerlerin gördükleri karşısında şok olduklarını ve hep birlikte ağladıklarını hatırlatan Aladağ, halen bu manzaranın gözünün önünden gitmediğini aktararak, "Rum askerlerinden temizlediğimiz köylerde, yerleşim alanında yaşayan insanlarımız bizi görünce mutlu oldular. İmkansızlıklara rağmen bizim için 9-10 tane kurban kesen köyler vardı. Amcaların, teyzelerin, kadınlarımızın gözyaşları içinde büyük bir mutlulukla bizleri karşılamalarını unutmak mümkün değil. Kesilen kurban kanlarını alnımıza parmakları ile sürüyorlardı. Bize Rumların yaptıkları işkenceleri anlattıkça insanın kanı donuyordu." diye konuşuyor. Bir başka Kıbrıs Gazisi Seyit Kandemir de topçu birliğinde görev yaptığını ve arkadan ilerleyen birlik olduklarını söylüyor. İlerledikçe Rum mevzileri ele geçirdiklerini ilginç manzaralarla karşılaştıklarını aktaran Kandemir, "Rum askerlerin yaptığı işkenceleri ve katliamları ilk çıkarmadaki askerlerden öğreniyorduk. Halk da anlatıyordu. Rumların silahsız insanları böyle katletmesine karşın korkak olduklarını gördük. Rum ordusundaki rütbeli personelin, askerleri kaçmaması için toplara, tanklara zincirle bağladığına şahit olduk. Ele geçirilen mevzilerde Rum askerlerinin bu halini gördük." şeklinde konuşuyor. Kıbrıs gazisi olan Muharip Gaziler Derneği Kayseri Şube Başkanı Osman Balcı da, Kıbrıs Barış Harekatı'yla Rumlardan kurtarılan Türklerin Mehmetçiği bağrına bastığını anlatıyor. Kendilerini karşılayan yaşlı insanların, kadınların, mücahitlerin büyük mutluluk yaşadıklarına tanık olan Osman Balcı, Türk askerleri tarafından güvenliği sağlanan Türk yerleşim alanlarında yaşayan Rum ailelerin de olduğunu belirterek, "Rum ailelerin bazıları beyaz bayrak ya da Türk bayağını evlerinin kapısına asmışlardı. Bu ailelere hiçbir şey yapılmadığını gördüm. Yaşamlarına buradaki Türk insanlarla birlikte devam ettiler. Kıbrıs çıkarmasıyla birlikte 16 ay boyunca burada kaldım." diyor.
↧