Efes'i ziyaret esnasında, gururu ve kibriyle halkına zulmeden bir Roma İmparator'u Domitianus'un hazin hikâyesine tanıklık ettik.Türkiye'nin nadide tarihi kalıntılarına sahiplik eden İzmir'in Selçuk ilçesine bir dizi ziyarette bulunduk. Ve tabii ki hemen civarda bulunan meşhur Antik Efes Harabeleri'ne. Haziran başında yağmurun çiselediği bir günde gerçekleştirdiğimiz gezi, tarihi malumatımızın ziyadeleşmesi bakımından faydalıydı. Mâzisi milattan önce Roma devri, hatta savaşçı kadınlardan mürekkep bir krallık olan Amazonlara kadar uzanan şehrin son hali bir defa daha görülmeye değer. Efes, uluslararası sivil toplum ve Kültür Bakanlığı'nın tavassutu ile geçmişe göre daha düzgün ve alımlı bir görüntüye kavuşmuş. Her Türk vatandaşının ziyaret etmesi ve tarihî serencamını bilmesi gereken abideleri Tura Turizm'in mihmandarlığında dolaşma fırsatı bulduk. Mahfuz bulunduğu coğrafi konumu ve ticaret yollarının kavşağı olmasından ötürü tarihin uzunca bir kesiminde İskenderiye, Atina'dan sonra üçüncü önemli şehirden biri sayılmış Efes. Küçük Menderes Irmağı'nın alüvyon topraklarıyla dolan körfez sebebiyle Efesliler şehrin yerini değiştirmek zorunda kalmış birkaç kez. Sırtını yasladığı Panayır Dağı'nın öte tarafına taşınmış. Yapılan çalışmalarla sadece yüzde 15'lik bir dilimi gün ışığına çıkarılabilmiş kalıntıların. Efes, aynı zamanda Hıristiyanlığın neşet ettiği dönemlere ev sahipliği etmesi hasebiyle de başka bir ehemmiyeti haiz. İhtişamlı günlerini yaşadığı Kadim Yunan'dan sonra Roma döneminde imparatorluğun seçkin şehirlerinden biri haline gelmiş. Şehrin bugün görülebilen yüzünü yansıtan Celcius Kütüphanesi ve amfi tiyatro MÖ. 300.- MS. 200 dönemini yansıtıyor. Grubumuzla beraber sıkıştırılmış bir tarife ile taşların derinliğine yolculuk yaparken, o günlerden bugüne ışık tutacak bir hükümdarlık hikâyesine vâkıf olduk. Herkesin tamah ettiği bir hükümdar Küçük Asya diye bilinen, bizlerinse Anadolu diyerek kabul ettiğimiz bu topraklarda siyaset sahnesinden pek çok kimse gelip geçmiştir muhakkak. Hükm-i adil ile milletini huzura kavuşturanlar bulunduğu kadar bilfiil zulmeden hükümdarlar mevcut olmuş. Tarihî Efes Kenti'nin meydanlarında sıralanmış yapıları ve kabartmaları izah ederken söz Roma'nın kudretli Sezar'ı Titus Flavius Domitianus (MS. 81-96) için yapılan tapınağa geliyor. Kuretler Caddesi sonundaki meydana nazır bu tapınak şehir tarihinde bir dönemin adeta alamet-i farikası. İmparatorun şerefine bizzat Efes'in yerli ahalisi tarafından bina edilmiş. Bu tapınak sayesinde Roma şehirleri arasında Neokoros (Tapınakların Muhafızı) payesinde kavuşmuş. Hükümdarın her ne kadar acımasız ve gaddar tavrı da bulunsa, bu tapınak sayesinde şehir diğer İmparatorluk şehirleri içinde büyük bir imtiyaz sahibi olmuş. Özellikle Hıristiyanların özel vergilere maruz bırakıldığı ve ağır işkencelere tâbi tutulduğu Domitianus döneminde Efesliler bununla da yetinmeyecek ve hükümdarın bir de devasa heykelini dikeceklerdir. Beş metre yüksekliğe ulaşan heykel, tarihçilerin rivayetiyle halkın hükümdara minnettarlığını göstermesi açısından büyük limanından görülebilecek bir vaziyette planlanmış. Heykelin bir kısmı, bugün Efes Müzesi'nde bir kısmı ziyaretçilere açık bir durumda teşhir ediliyor. Tiranlar kendi kuyusunu kazar Roma Senatosu'nda Flavius Hanedanlığı mensubu olan Domitianus, tarihçi Suetonius'un aktardığına göre seçkin, bilgili ve dikkatli bir kişiliğe sahipti. İyi bir eğitim almış olsa da savaş sanatına maharet gösterememişti. Bu yüzden, kardeşi Titus ve babası Vespasian gibi birçok doğu seferlerine iştirak etmemişti. Hükümdarlığının öncesinde, birkaç konsül unvanı ve nişanla ödüllendirilmişti. Kimse onun gelecekte bir imparator olacağını tasavvur edemiyordu. Flavius'un hükümdarlığı devralır almaz, devleti büyük bir mâlî sıkıntılar silsilesi baş gösterdi. Ahlakî yönden sıkıntılı bir hayatı sürdüğü halde, kendini vergilerden sorumlu ve Roma adabını denetleyici kuruma denetçi “censor” görevine atadı. Hatta çalkantılı ve aşırıya giden evlilik yaşamı sadakatsizlik sebebiyle bitmek durumuna gelmişti. Kendi devrinde olimpiyat oyunları revaç bulmuş, Roma ile özdeşleşen Gladyatör dövüşlerinin yanı sıra, kadın ve cüce dövüşleri de yaygınlaşmıştı. İtidali dem ile başlayan siyasî irade zaman geçtikçe kendini kontrol edemez ve gaddar bir yönetime dönüşüyor. İtirazlı bir dönem de olsa, İmparator Domitianus'un o dönemi tek tanrılı dinlerine acımasız muameleler yaptırdığı bir dönem olmakla anılıyor. İnananların Arenalarda aç aslanların önüne atıldığı, insan muamelesi görmediği bir dönem. Aristokratlardan hoşlanmayan İmparator, kimilerinin yetkilerini elinden alarak cezalandırıyor, paranoyalarından dolayı devlet kademelerindeki bazı önemli memurları öldürtüyor ve bunu sistematik bir hale getiriyordu. Gücünün dayanılmaz ağırlığı altında ezilen kimseler onun korkusundan onun adına tapınaklar yaptırıyor, imparator bu surette kendini tanrı katına çıkmış gibi hissediyor, hatta kendine ibadet edilmesini istiyordu. İşte tam bu sebepler adı altında inşa edilen Domitianus Meydanı'ndaki Domitianus Tapınağı, içinde mağazaların bulunduğu 13 sütun üzerine bina edilmiş şaşaalı bir yapı olmuş. İncil'in “apokalips” bölümünü kaleme alan Aziz Yahya'dan kendine biat edilmesini ve tanrı olarak kabul edilmesini isteyen imparatorun bu teklifini açıkça reddedenleri bekleyen ceza genelde idam oluyormuş. Nihayetinde İmparator Domitianus, yeğeninin tertiplediği bir suikast ile hayatını kaybetmiş. Hatta denir ki, zalim hükümdar devrin müneccimlerinin haber vermesiyle ölüm vaktini bilir ona göre tedbirler almaya çalışırmış. Öleceği gün saati sorduğu bir çocuk kendisine yalan söyleyince ölümün kaçınılmaz sonundan kendini kurtaramaz imparator. "İmparator'un her nerde var ise adı…"Ölünce imparatorun ve akrabalarının etrafındaki dalkavuklar dağılıvermiş. İmparatorun halefi senato tarafından atanan Nerva olmuş. Bu sefer gelen gideni aratmamış ve yeni hükümdar Roma İmparatorluğu'nun en iyi beş hükümdarından biri olarak addedilmiş. Mucibi dikkat tarafı ise eski hükümdarın “Damnatio Memoriae” ile yani devletin onurunu ayaklar altına aldığı gerekçesiyle, ismi her türlü kamu binalarından ve resmi belgelerden silinmiş. Daha önceden onun için tapınaklar, heykeller yapan kimseler, bu abideleri kendileri bizzat yıkmış. Bu bilgileri edindiğimiz keyifli turda Roma mutfağından lezzetleri tattığımız ve Artemis Mabedi'nin birebir ebatlarında inşa edilen Cittantica Park'ı görmekte fayda var diyoruz.
↧