Sanıldığı gibi memur olmak, rahat etmek değilmiş. Dürüstsen tabiî ki... Mevzu sadece rüşvet almamak değil, haksızlığa, hukuksuzluğa göz yummamak ve görevini hakkıyla yapmak da dürüst memur olmanın şartı. Ve görünen o ki bunu yapmaya çalışanların işi zor. Memur Teoman’lara kulak verdik.Reza Zarraf’ın altın yüklü uçağının uçuşuna evrakları sahte diye izin vermeyen ve rüşvet tekliflerini kabul etmeyen Gümrük Müdür Yardımcısı Teoman Coşkun Dudak, dürüst memurluğun simge ismi oldu. Dört eski bakanın içinde olduğu rüşvet çarkına katılmayan Dudak’ın, bu olaydan bir süre sonra Gaziantep’e tayini çıkmış. 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu kapsamında ortaya çıkan ses kayıtlarında Reza Zarrab’ın yardımcısı onun için şunları diyordu: “Teoman’a neler yaptım yani ne vaatler, ne şeyler. Yok yok. Yani adam almıyor.” Memur Teoman’ın bu onurlu duruşu hiç de kolay değil. Bir de memurlara sorun.Toplumda genel kanıdır, devlet memuru olup yani sırtını devlete dayayıp rahat etmek. Memuriyette maaşlar azdır ama garantidir, işten atılma yoktur, salla başını al maaşı yapılabilir. Tabii dürüst, hakkaniyetli ve bilinçli bir vatandaşsan işler hiç öyle gözükmüyor. Dürüst memurun başı beladan kurtulmuyor.Çoğu defalarca sürülmüş, amirleri ve ‘bu işler böyle’ diyen mesai arkadaşları tarafından mobinge maruz kalmış dürüst memurlarla görüştük. Dürüstseniz ve haktan yanaysanız memuriyetinizde sizi çok zorlu bir mücadele bekliyor.Memur Teoman 1: Memur, vicdanıyla baş başadırDüşünün ki on kişilik bir devlet dairesinde çalışıyorsunuz ve rüşvet almayan bir tek sizsiniz. Bir şey demeseniz bile almamanız büyük risk. Mobing uygulanıyor. En küçük hatanız soruşturma açılmasına sebep oluyor. Hukuk derya denizdir, her yasayı bilmek mümkün değil. Usule göre yaparsınız işlemi. Olur da bir hatanı bulurlarsa üzerine üşüşüyorlar. Çoğunlukla sürgün edilirsin. 10 yıllık memuriyet hayatımda bu çarka kapılan çok düzgün insanlar gördüm. Memuriyet, hele de bizim gibi adliyedeki memurlarda vicdanınla baş başa olduğun bir iş. Şöyle de düşünülebilir: “İşin kuralı bu, verdiğimiz hizmetin bedeli bu, herkes alıyor.” İşte o zaman her şeyi yaparsın, kimsenin ruhu duymaz. Bakıyorum o çok sevdiğim mesai arkadaşım hiç yapmayacağı bir hata yapmış. Sonra anlıyorsun ki dosya sahibinden almış.Memur Teoman 2: Pardon dosyada paranız kalmış!Memuriyete ilk başladığım yıllardı. Avukatlar işleri daha hızlı olsun, öncelensin diye dosyaların arasına bir miktar para koyardı, âdettenmiş. Ben kabul etmiyor, avukatın arkasından koşuyordum geri vermek için, şaşırıyorlardı. Kalemdekiler bu emeğin hakkı diyordu. Paralar toplanıp paylaşılıyordu eşit olarak. Almayınca ‘Bizi itham altında bırakıyorsun, şikayet mi edeceksin?..’ demeye başladılar. Bunun dışında vicdanını ikna edecek teoriler de olabiliyor. Kabul edeyim, mahallede bir fakire vereyim diye düşünebiliyorsun. Birçok kişiye sordum, rüşvetle hayır yapılamayacağında hemfikir olunca almadım. Almamak çok zor ama bir de adam kayırma, dosya önceleme işi var ki o da bir memurun en büyük sıkıntısı. Herkesin bir tanıdığı, bir bildiği var. Bir kalem memurunu milletvekili aradığında ne diyebilir?Memur Teoman 3: Hayal kırıklığı, sürgünden daha acıBulunduğum birime özel olarak tayin edildik. Sicilimiz temiz, işlerimiz iyi diye. Şefim, ‘Dershanelere gittin mi?’ diye sordu. ‘Gitmeden başarı kazanan var mı?’ dedim. Memurlara dair listeler hazırlanmış, onları süreceklermiş. Sürsünler, hatta atsınlar bir korkum yok. Tek üzüntüm rüşvet, yolsuzluk ya da haksızlık yapıldığı için değil, başka sebepten sürülmesi. Eşim CHP’li ve Alevi. Ben hep AK Parti’ye oy verdim. Şimdi ‘Artık CHP’ye verirsin değil mi?’ diyor. Babam da ‘Bu yaşananlar 12 Eylül’den beter, şimdi dinin itibarı zedeleniyor.’ diyor. Vallahi kafam karıştı. Kimi nasıl ayıracaklar? Umrumda değil sürmeleri, atmaları. Yaşadığım hayal kırıklığından büyük olmayacak etkisi.Memur Teoman 4: Dürüstsen, uyanık memur olmalısınGörev yaptığın birim önemli işlerin döndüğü bir yerse dürüst olarak çalışman çok zor. Arkanda seni koruyacak güçlü biri yoksa, durumun vahim. Hele de gözünün önünde hukuksuzluklar varsa ve sen ona dahil olmuyorsan, bunu üstlerine söylemek veya durdurmak değil, katılmıyorsan bile sıkıntıdasın demektir. İftiradan kurtulamazsın. Çalıştığım kurumda yönetici konumunda çalışan biri devletin zarara uğratılmasına göz yummadı. Ama öyle bir iftiraya maruz kaldı ki, sürülmesi veya işten atılması yanında mükâfat olur. Memur olarak bunlara tanık olduğunuzu düşünün. Etliye sütlüye karışmazsınız tabii ki. İş değil, itibar işin içine giriyor. Ancak hiçbir şeye karışmıyorum demekle de olmuyor, kendinizi koruma altına almalısınız. Mesela üstün, senden bir şeyi yapmanı istiyor, telefonla emrediyor. Belli ki hukuksuz veya uygunsuz. Yapman ve ortaya çıkması durumunda suç senin üzerine kalacak. Uyanık bir memur olmazsan yaparsın. Yazılı emir istiyorum dersen, o zaman gelmez. Memur Teoman’ın hikâyesi de böyle. Peki yazılı gönderirse emri ne yaparsın? O zaman evraka şerh düşersin. Kendini garanti altına alman gerekiyor. Dürüst ve hakkaniyetli memur olmanın bir başka versiyonu da suça bulaşmayan memur olmak. Bunun için arkanın sağlam olması gerekiyor. Bakın adalet sistemi gariban; normal vatandaşa var, torpilliye yok.
↧