Konsorsiyum, kokteyl, konjonktür, narsist, agnostik, carpe diem ve nicesi… Gazetede, televizyonda çokça kullanılan ve artık dilimize pelesenk ettiğimiz öyle kelimeler var ki mânâsından bihaberiz. İşte bu kelimelerden bir Acayip Sözlük meydana geldi.Ziya Paşa’nın şu manzumesine kulak kabartmalı: “İster isen anlamak cihânı/ Öğrenmeli Avrupa lisânı/ Bilmek gerek ordaki fünûnu/ Terk eyle taassub-ı cünûnu.” Bugün yabancı dil öğrenme ve öğretme işinde eskiye nazaran ne derekeye gerilediğimiz artık su götürmez bir gerçek. Bundan sebep, dünyadaki fikri hareketlerin nerelere savrulduğundan ve yabancı mütefekkirlerin hangi mecralarda at oynattığından habersiziz. Bir yandan da gelişen haberleşme ağları bilginin kaynağına ulaşmaya sürat katarken, diğer taraftan mesnetsiz, kulaktan dolma bilgiler de gerçek mefhumlarla yer değiştirmeye başladı. Ama bu toplu gidişata direnen kadim kültür bekçileri de yok değil. Prof. Dr. Zeki Tez, bu noktada eski devrin son temsilcilerinden. Tez’in hazırladığı Acayip Sözlük muhtelif alanlardan yapılan alıntılarla zenginleşmiş bir başucu kitabı. Hayykitap’tan çıkan çalışma, sade üslubu ve 13 ayrı dilden yaptığı alıntılarla meraklılarını kelimeler âleminde sürükleyici bir seyahate çıkarıyor.Merakı cebinde bir lûgat işçisi“11.531 adet acayip kelimenin bir araya gelmesi öyle üzerinde saatlerce kafa yorularak çıkarılmış bir çalışma değil.” diyor Zeki Tez. “Damlaya damlaya biriken bilgilerin mahsulü” bir kitap okurken, ucu gelmez bir araştırmanın izini sürerken karşılaştığı kelimeleri, tabirleri, deyişleri bir kenara not edip, kimyadan fiziğe, dil biliminden tarihe binlerce kelimeyi bir kenara not edip bu sözlüğü meydana getirmiş. Yurtdışında muhtelif şehirlerde uzun süre araştırmalarda bulunan Zeki Tez burada kazandığını otodidakt kültürü de kitabına yansıtmış. Kelimelerin komşu dil ve kültürlerdeki geçiş aşamalarının yani kökenbilimsel seyrine tanık oluyoruz. Kitabın bir diğer can alıcı tarafı da köşe yazarlarının, siyasetçilerin, hukukçuların, doktorların konuşmalarında sıklıkla başvurdukları yabancı kelime ve terimleri, öğrendikçe merakı kamçılaması. Galat-ı meşhur, lügat-ı fasihten...“Birileri beni arayıp teşekkür ederse, verdiğim bütün emeğin yorgunluğunu atıyorum.” dese de muhtelif alanlardaki irili ufaklı çalışmalarıyla bir kültür hizmeti yapmanın keyfini sürüyor Zeki Tez. İnternet ve sanal dünyadan da faydalandığını ve fakat bunda olabildiğince titiz olmak gerektiğini vurgulayarak yalan yanlış, dedikodu ve tezvirat ile kabarmış internet sayfalarında sıhhatine güvenilir bilgi bulmanın zorluğundan yakınıyor. Bunun yanı sıra dünyanın her tarafından ulaşılabilen Wikipedia gibi ansiklopedilere katkılar sunabilmenin öneminden bahsediyor. “Türkiye hakkında yabancı dilde yayınlanan sayfalar, Türkçe sayfalardan daha uzun ve fasılalı. Her ne kadar tam bir güvence olmasa da bu manzara bizim bilime yaptığımız bilgi bağışını ortaya döküyor.” diyerek fikrini açıklıyor. Sözlüğün önemine değinmişken bir galat-ı meşhur olarak son günlerin ‘Haşhaşi’ tabirine de kitabında açıklık getirmiş Zeki Tez. Esrar kullanıcısı eski sapkın bir inancı niteleyen ve Arapçadan menşeli ifadenin aslı ‘Haşîşî, Haşşâş’, çoğulu da Haşişiyun veya Haşşâşin. Fakat Türkçeye Haşhaşi olarak giren kullanım bir galat tabir olarak dilimizde muhkem yer edindi bile.Bazı önemli kelimeler ve anlamları@: İngilizce yer bildiren “at” sözcüğünün internette kullanılan simgesi. 16. yy. ortalarında Latin Amerika’dan İtalya’ya mal taşıyan tüccarlarca kullanılmış. O dönem tahıl ölçü birimi olan ‘amphora’yı ve denizaşırı ticareti belirtmek için kullanılıyordu.Farmason, Mason: (Fr.) Franc-Maçonnerie, hür masonluk derneği. ‘Mason’un birinci manası duvar ustası demektir.Hüvel Baki: ‘Baki, sonsuz olan yalnız odur’ manasındadır. Eski mezar taşlarının üzerinde yazar.İlm-i teşrih: Osmanlıcada anatomi.Ketchap: Malay dilinde ‘ketsap’, yani lezzet demektir.Levanten: Tatlı su frenkleri, Fransız dilinde levantin (güneşin yükseldiği doğu) kelimesinden türeyen ve Avrupa ülkelerinden doğuya gelerek ticaret amaçlı burada yaşayanlara verilen sıfat.Madonna: İta/ İng. Roma Katolik kilisesinde bakire Meryem’e verilen ad.Ombudsman: (İng/İsveç) Kamu denetçisi, gazete, dergi vb. yerlerde okur temsilcisi, devlet ile halk arasında iletişim kurmakla görevli kişi.Pax in patria pax in mundo: Yurtta sulh, cihanda sulh.Potkal: kazaya uğrayan gemiler tarafından içine yazılı kâğıt konulup denize bırakılan ağzı mühürlü şişe.SOS: İngilizce Save Our Lives cümlesinin kısaltılmış hali. Canımızı kurtarın demektir.Somun: Rumca ‘psomos’ kelimesinden gelme ekmek.Taliban: İlk anlamı İslâm öğrencileri demek olan Taliban kelimesi Afganistan’da kökten dinci bir örgütle özdeşleşti.Umbrella: İngilizce şemsiye demek olan kelimenin kökü Latince ‘umbra’dan (gölge) türemiştir ve küçük gölgelik anlamına gelmektedir.
↧