İstanbul Şehir Tiyatrosu, yüzünü batıya çeviren tiyatromuzun amiral gemisi. Bugüne kadar onlarca usta yetiştirdi, yüzlerce oyun sahneye taşıdı. Siyaset gölgesinde kaldığı, skandallarla gündeme geldiği dönemler de oldu, göz kamaştıran performanslarla adından söz ettirdiği dönemler de.Son krizi geçtiğimiz sezon yaşadı tiyatro. Yönetmelik değişikliğinden sonra genel sanat yönetmeni değişti, istifalarla çalkalandı, repertuar yenilendi. Temelden sallandı ama yıkılmadı. Günahı, sevabıyla yüz yaşına bastı. Şimdi bunu kutlama zamanı. Yüzüncü yıl projeleri için kapısını çaldığımız tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin davette bulunuyor. “Yüzüncü yılda bir türlü kentleşemeyen İstanbul’un kentleşme bilincinin tiyatrodan geçtiğini anlamasını istiyoruz. Herkes bir şekilde tiyatro binalarının içine girsin, o zaman pek çok sorunumuz çözülecek. Oyunlarımızı izlesinler. İster yerin dibine soksun, ister yüceltsinler ama mutlaka görsünler bir izlesin.” diyor ve projelerini anlatıyor.Kostüm ve aksesuarlar sergideDarülbedayi’nin kurulduğu yıllarda aynı adla bir dergi yayımlanmaya başladı. Dönemin tiyatro akımlarını anlatan, oyun analizlerine, oyuncu röportajlarına yer veren bir dergi... Sonradan adı Şehir Tiyatroları dergisi oldu, en son Türk Tiyatrosu. Ağırlıklı olarak sanatçı arşivlerinden faydalanılarak derlenen dergiler (459 sayı) internet ortamına aktarıldı. Bugün yarın kurumun sitesinde ziyarete açılacak.Tiyatronun 70. yılında bir arşiv çalışması yapılmış. Kuruluşundan o güne sahneye taşınan oyunlarda görev alan, yazarından yönetmenine, oyuncusundan tasarımcısına işin perde arkasında görev alanların listelendiği bir çalışma… Şimdilerde son 30 yılın arşivi tutuluyor. İlk adımda oyunu sahneye taşıyan reji grupları listelenip paylaşılacak, ardından oyunların künyeleri.Şehrin tiyatrosunun Kâğıthane Sadabat Sahnesi’ni ziyaret edenler camekânların içerisinde sergilenen altı-yedi oyuncunun kostümlerini, aksesuarlarını görmüştür. Buna farklı oyuncuların kostüm ve aksesuarları eklenerek bir sergi oluşturulmaya çalışılıyor. Listede birçok usta var: Behzat Budak, Hazım Körmükçü, Cahide Sonku, Bedia Muvahhit… Nasıl bir sergi programı olacağı henüz belli değil. Kuvvetle muhtemel birkaç ay şehrin A sahnesinde görücüye çıkacak, birkaç ay B sahnesinde. Bu arada Zafer Şahin’den ilginç bir ayrıntı öğreniyoruz. Darülbedayi’nin ustalarından Behzat Budak, bütün oyunlarında kullandığı masayı, sandalyeyi, hatta kapıyı kendi yaparmış, sonrasında yüklenir sahneye getirirmiş. Kakmacılık, sedefçilik gibi farklı bilezikleri olan sanatçıların el emeği göz nurları bu sergide yer alacak.İlk oyunlar sahneye taşınacakİki sezon önce Ermeni tiyatrocu Hagop Baronyan’ın Şark Dişçisi adlı oyunu Engin Alkan’ın rejisiyle şehrin tiyatrosunda perde açtı. Bu, cumhuriyet sonrası tiyatro tarihinde bir ilkti. Şimdi aynı yazarın 1974-1975 yılları arasında Ermenice ve Osmanlıca yayımladığı tiyatro dergisi (86 sayı) kitap olarak yayımlandı. Osmanlıca ve yeni Türkçe. Atatürk Kütüphanesi arşivinden alınıp bugüne kazandırılan kitap, Türkiye tiyatrosunun kökeni hakkında farklı bilgiler içeriyor. İçeriğinde sadece sanat eleştirileri yok, magazin haberleri de var, karikatürler, genel kültür yazıları da.Darülbedayi’nin ilk göz ağrısı oyunların yeniden sahneye taşınma düşüncesi var. Ancak kafalar biraz karışık. Kültürel etkinlik mi olacak, repertuara mı alınacak belli değil. Kültürel etkinlik olsa emektar oyuncuların katılımıyla iki-üç ayda bir belirli mekânlarda sergilenecek. Ki öyle görünüyor. Öne çıkan gösteriler: İlk oyun Çürük Temel, Vasfi Rıza Zobu ile Bedia Muvahhit’in oynadıkları Hisse-i Şayia veya o dönemin ruhunu yansıtan bir kolaj.Müze için mekan bakılıyorMuhsin Ertuğrul, Türkiye’de tiyatronun yüzünü batıya çevirirken sahneye koyduğu oyunların yanı sıra kaleme aldığı yazılarla dönüşümü hızlandırmaya çalıştı. Seyirciye kimi zaman üst perdeden oyunu nasıl izlemesi, alkışlaması gerektiğini öğütledi, eleştirmenlere kritiğin püf noktalarını anlattı. Bu yazılar Perdeci adıyla derlendi. Ertuğrul’un müstear isimlerle yazdığı yazılardan sık sık bahsedilir. İçeriğinden ziyade sert üslubuyla zihinlere kazınan yazılar… O yazılar bu çalışmada yok.Şehrin tiyatrosuna yön vermiş sanatçıların özgeçmişlerinin, tiyatroya dair düşüncelerinin, fotoğraflarının olduğu bir sergi açılma fikri var. Sonradan kitaplaştırılacak.Türk toplulukların yoğun olduğu ülkelere gidilecek. Bazı festivallerle görüşmeler, kesinleşenlerle yazışmalar devam ediyor.Sezon başından beri Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde oyun oynanmıyor. Acaba Muammer Karaca, Emek Sineması gibi ranta kurban olur mu düşüncesi sarmıştı tiyatro seyircisini. Neyse ki tadilat için kapatılmış. Şubatta sahneyi açmaya çalışıyorlar. 4-5 yıl önce yine tadilat sebebiyle kapatılan Gaziosmanpaşa Sahnesi yeni yılla beraber yeniden faaliyete açıldı.Yüzüncü yılın en önemli adımı, açılması planlanan müzeye -bugüne kadar böyle bir adımın atılmamış olması kültür dünyamız için yüz karası bir durum.- şimdilerde ısıtma sorunu olmayan, sergi ve söyleşi yapmaya müsait, geniş-ferah mekân aranıyor. Beyoğlu, Suriçi, Topkapı çevresinde… İçinde cep tiyatrosunun olduğu yaşayan bir sanat merkezi olması en büyük istek.Bazıları için adımlar atıldı, bazıları hâlâ fikir aşamasında. Oluşturulan komite hangilerinin hayata geçirilip geçirilmemesini, bütçelerini birkaç hafta içinde kararlaştıracak. Biraz geç oldu, güç olmasın.
↧