SPD’li Sarrazin’in ‘Bunlardan sadece manav olur’ diyerek işaret ettiği Türk toplumunun bir üyesi, Almanya’da bakanlık koltuğuna oturdu. Aydan Özoğuz’un babasının meyve ticareti yapmasına ‘kaderin garip bir cilvesi’ mi desek, ‘hoş bir rastlantı’ mı bilemedik.Aydan Özoğuz Almanya’da Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Görevi açıklandıktan sonra Alman basınına verdiği bir röportajda çocukluğuna dair anıları sorulduğunda; yabancılara ve dolayısıyla kendisine de sık yöneltilen bir soruyu hatırlıyor, “Nerelisiniz, ne zaman geri döneceksiniz.” İlk soruya bir cevabı var. Hamburg’da doğmuş olmasına rağmen soru ile ne kastedildiğini anlayıp, anne babasının doğduğu Türkiye’yi işaret edebiliyor. “Ne zaman geri döneceksiniz?” sorusu ise kafasını karıştırmış. “Ben bir yerden gelmedim ki. Niye, nereye döneyim?” diye düşündüğünü anlatıyor çocuk aklıyla.Özoğuz, sorunun absürtlüğünü kanıtlarcasına elbette ki ‘ima edilen yere’ dönmedi. Dönmemekle kalmadı, Türkler arasında bu zamana kadar siyasette ulaşılabilecek en yüksek seviyeye çıkarak federal düzeyde ilk Türk bakan oldu. 46 yaşındaki başarılı siyasetçi, Almanya’da bakanlık koltuğuna oturan ilk göçmen değil fakat ilk Türk asıllı kişi. Kilis’ten önce İstanbul, daha sonra da Almanya’ya göç eden bir ailenin en küçük üyesi. Baba Mustafa Orhan Özoğuz, Türkiye’ye dönüş yapana kadar kuru meyve ithalatı yapmış bir ticaret adamı. Onun Almanya’ya gidiş hikayesi de ilginç. Birçoğunun aksine 1961 yılında Türkiye-Almanya İşçi Göçü Anlaşması’ndan bir yıl öncesine dayanıyor gidişleri. İstanbul’da Saint Joseph lisesinde okurken tramvaydan düşüp bel kemiğini kırınca okumayı bırakıp babasının yanında muhasebe ve ticaret öğrenmiş. Sonra bir gün ‘ihracat yaptığı ülke’ye yerleşirken bulmuş kendisini. Gerisi, ‘bir gün kesin dönüşe’ dair hayallerin eşlik ettiği malum hikaye.Aydan Özoğuz’un ailesinde kendisi dışındaki tek sıradışı öyküsü olan kişi, babası değil. Gökhan ve Hakan kardeşler, nam-ı diğer Athena grubu da kuzenleri oluyor Özoğuz’un. İki abisinin İslami yayınlar yaptıkları gerekçesiyle ‘Anayasayı Koruma Teşkilatı’ tarafından izlenen bir internet sitesi sahibi oldukları da Almanya’da herkesçe bilinen bir durum. Basında yapılan yorumlarda Aydan Özoğuz’un bu konuda abilerine oldukça mesafeli bir çizgide durmayı tercih ettiği belirtiliyor.22 YAŞINA KADAR TÜRK PASAPORTU İLE YAŞADI1967 doğumlu Özoğuz, birçok göçmen kökenli gibi omuzlarında Alman akranlarına göre daha fazla yük taşıdığı bir çocukluk geçirmiş. Bir değil iki anadili düzgün bir şekilde öğrenmek, evde karşılaştığından bambaşka bir kültüre ve çevreye adapte olmak ve yazının girişinde belirttiğimiz türde sorulara cevap vermek; bu zorluklardan yalnızca bir kısmı. Okul gezileri kapsamında yurtdışına çıkması gerektiğinde Alman arkadaşlarının aksine vize işleriyle uğraşmak zorunda kalması da bir başka sıkıntı tabii. Nitekim Özoğuz’un Alman vatandaşlığına geçişi 1989 yılını buluyor. Koalisyon pazarlıkları sırasında çifte vatandaşlığın önündeki en büyük engel olan opsiyon modelinin kaldırılması konusunda partisinin ve kendisinin bu kadar bastırmasının sebebi de belki bu. Solingen ve Mölln facialarının hayatında önemli izler bıraktığı kesin. Verdiği röportajlarda konu sık sık oraya geliyor ve o üzücü olayların ardından Türk toplumunda oluşan travmayı şu sözlerle anlatıyor: “Kundaklama facialarından sonra Türkler olarak çocuklarımıza yangın anında neler yapmaları ve binayı nasıl terk etmeleri gerektiği konusunda bilgi veriyorduk.”Siyasi kariyerinde, doğup büyüdüğü Hamburg’un etkisi bariz bir şekilde hissediliyor. Üniversitede İngilizce, İspanyolca ve İnsan Kaynakları Yönetimi olmak üzere üç bölüm okumuş. Türkçeyi ve Almancayı oldukça akıcı kullanıyor. Kimliği konusundaki algısı ise şu şekilde: “Kendimi Alman gibi hissediyorum ama Türk kökenimden gurur duyuyorum.” Yorumlarda sık sık Hamburg ve Bremen şehirlerini içine alan Hanse bölgesinin insanlarına özgü ‘gerçekçi’ ve ‘soğukkanlı’ yapısına vurgu yapılıyor. Kendisi gibi bir siyasetçi olan eşi SPD Hamburg Senatörü Michael Neu-mann’dan 8 yaşında bir kız çocuğu sahibi.SARRAZİN’LE BOZULAN İMAJ ONA EMANETÖzoğuz’un siyasi hayatı, Hamburg’daki Körber Vakfı’nda uzun süre çalıştıktan sonra Hamburg eyaleti Başbakanı Olaf Scholz’ün kendisini eyalet meclisine girmeye ikna etmesiyle başlamış. 2001-2008 yılları arasında eyalet meclisinde görev yapan Özoğuz, 2009’dan beri de Federal Meclis’te milletvekilliği yapıyor. SPD Yönetim Kurulu Üyesi Thillo Sarrazin’in Türkler hakkında ırkçı ifadelerde bulunmasının ardından bozulan parti imajını düzeltmek üzere parti genel başkan yardımcılığına getirildiği de yapılan yorumlar arasında. 2011 yılında, dönemin İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’in İslam Konferansı’nı ‘güvenlik zirvesi’ne dönüştürmeye çalıştığını gerekçe göstererek zirveyi boykot etmesi de siyasi kariyerinin önemli dönemeçlerinden biri. Friedrich’in konferansta İslamcı radikallere karşı güvenliği sağlamak amacıyla bir ‘pakt’ imzalanmasını talep etmesini eleştiren Özoğuz, söz konusu zirveye sadece İçişleri Bakanı değil din ve uyum işlerinden daha fazla anlayan bakanların da başkanlık etmesini istemiş.Aydan Özoğuz, partidaşı Sarrazin’in ‘Bunlardan sadece manav olur.’ dediği Türk toplumunun ‘meyve ihracatı yapan bir üyesi’nin kızı olarak dünyaya geldiği Almanya’da bakanlık koltuğuna oturdu. Göçmenler ve uyumdan sorumlu bakanlığa bir Türk’ün getirilmesi sadece sembolik değil stratejik açıdan da büyük önem taşıyor. Diğer bakanlıklardan biraz daha farklı olarak ‘doğrudan’ başbakanlığa bağlı görev yapacak Özoğuz’un selefi Maria Böhmer gibi ‘yukarıdan’ söylenenleri ‘aşağıya’ ileten biri mi yoksa içlerinden biri olarak ‘aşağıdaki’ sorunları ‘yukarıya’ taşıyabilecek biri mi olacağını zaman gösterecek.
↧