Arap Baharı’nın etkisiyle 2011’de Suriye’de başlayan olayların üzerinden neredeyse iki buçuk yıl geçti. Bu süre zarfında Birleşmiş Milletler raporuna göre 93 bin kişi hayatını kaybederken yüz binlerce Suriyeli de ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.Esed yönetiminin geçtiğimiz ay kimyasal silah kullanmasıyla uluslararası kamuoyunda Suriye’ye müdahale konusu tartışılmaya başlandı. Ülkelerini terk eden Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmı bu gelişmeyi umut verici olarak nitelendiriyor. Ürdün’de bulunan ve dünyanın en büyük ikinci mülteci kampı olarak nitelendirilen Zaatari Kampı’nda da hareketlilik yaşanıyor.Ürdün hükümeti her ne kadar Zaatari Kampı’nda mültecilere iyi bir ortam oluşturmaya çalışsa da, 120 bin insanın bir arada yaşadığı, taşıma suyla temizliğin sağlanabildiği çöl iklimine sahip bölgede bu çok zor. Bir senedir eşi ve dört çocuğuyla kampta yaşadığını söyleyen Ebu Ahmed el Huseyin, ‘’Evimiz Dera’da ve şimdi orası Özgür Suriye Ordusu’nun elinde ama döndüğümüzde ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Kampta hayat çok zor. Burada perişan haldeyiz. Evimizi özledik. Gitmek mi yoksa kalmak mı zor bilmiyorum.’’ diyor. Bir taraftan birçok Suriyeli, evleri Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolündeki bölgede olsa bile, hava saldırısından zarar görme ihtimali nedeniyle kampa gelmeye devam ediyor. Bununla birlikte her türlü riske rağmen ülkesine dönen çok sayıda aile de var. Ayrıca birçok Suriyeli genç ise rejim güçlerine yapılacak olası bir müdahaleye karadan katılabilmek için Özgür Suriye Ordusu’na katılmaya gidiyor.
↧