Hollywood’un yönetmenliğe merak salan son ismi Russell Crowe, filmine mekân bakmak için ülkemizdeydi. Ancak oyunculuk tecrübesini yönetmenlikle taçlandırmak isteyenler yalnız Hollywoodlular değil tabii ki. Acaba bizde hangi oyuncular yönetmenliğe el attı, kimler bu işte tuttu, kimler tutmadı?Yönettiği yalnız ‘kurt’ değilOyuncu-yönetmen kategorisinde listenin ilk sırasında kendine yer bulan isim hiç şüphesiz Kartal Tibet. 1965’te başladığı oyunculuk kariyerine, 100’ü aşkın filmde rol aldıktan sonra 70’lerin ortasında veda eden Tibet, Ertem Eğilmez’in yanında geçen çıraklık döneminin ardından yönetmenliğe kesin geçiş yapar. İzleyici onu rol aldığı filmlerinden tanısa da, aslında Kemal Sunal’ın çoğu filmi, Tibet imzası taşıyor. Oyunculuğu çok özlediği dönemlerde, yönettiği filmlerdeki küçük rollerle hasret gideren aktör, aralarında Tosun Paşa, Şark Bülbülü, Gol Kralı, Davaro, Japon İşi, Ortadirek Şaban gibi hâlâ izlenen Yeşilçam klasiklerinin de yer aldığı 60’ın üzerinde filmin yönetmen koltuğuna oturmuştur.Dönüşü muhteşem olur mu?1960 yılında oyunculuk kariyerine başlayan Türkan Şoray, bundan 12 yıl sonra, 1972’de çektiği ‘Dönüş’ filmiyle ilk kez yönetmenliği dener. Çaresizce kocasının köye geri dönüşünü bekleyen Gülcan karakteri üzerinden bir Almancı trajedisi anlatan film, biçim ve içerik açısından da o yıllara göre standartların çok üzerinde bir iştir. Hatta Şoray, filmi yalnız yönetmekle kalmamış, ana öyküyü de kendisi kaleme almış, başrolü Kadir İnanır’la paylaşmasına rağmen filmi de neredeyse tek başına götürmüştür. Şoray’ın yönetmenlik kariyeri, otoriteler tarafından belirlenen gelmiş geçmiş en iyi 100 Türk Filmi listesinde de kendisine yer bulan Dönüş’le son bulmaz. İlk işin yerini tutamasa da Şoray, o yıllarda 3 filmin daha yönetmen koltuğuna oturur: Azap (1973), Bodrum Hâkimi (1976) ve Yılanı Öldürseler (1981)… Toplam 220 filmde rol alarak unvanının hakkını veren Sultan, geçtiğimiz aylarda senaryosunu Osman Şahin’in yazdığı bir filmle yönetmenliğe yeniden dönüş yapacağının da müjdesini vermişti.At binenin, film çekenin…Cüneyt Arkın, genelde B sınıfı, avantür diye tabir edilen vurdulu kırdılı filmleri ile 1970’lerin başında oyuncu yönetmenler kervanına katılır. Yaklaşık 15 sene aksatmadan film çekerek yönetmenliğe sadece bir heves olarak yaklaşmadığını da gösterir. Ne var ki Arkın, 300’e yakın filmde rol alarak pekiştirdiği aktörlük başarısını yönetmenlikte sürdüremez. Filmlerinin sayısı 34’ü bulsa da, aralarından tek ses getiren 1979 yapımı ‘Vatandaş Rıza’ olur.YILMAZ GÜNEYSıkı değil uzaktan yönetim!Başlangıçta, rol aldığı filmlerin bazı sahnelerini çeken Yılmaz Güney, bu küçük denemelerin ardından 1966’da yönetmenliğe adım atar. Yönettiği 20’yi aşkın filmin biri hariç hepsinde kamera karşısına da geçen Güney’in filmlerinin senaryoları da kendisine aittir. ‘Umut’, ‘Arkadaş’ ve ‘Sürü’ ses getiren filmlerinden olsa da asıl başarıyı yönetmeninin kim olduğunun hâlâ tartışıldığı ‘Yol’la kazanır. Güney, filmin senaristi ve yapımcısı olmasına rağmen çekimler sırasında yurtdışında kaçak olarak bulunduğu için filmi yönetmek Şerif Gören’e düşer. Ancak çekimin her aşamasında Gören’le irtibatta olan Güney, filmin yurtdışına kaçırılan ham görüntülerinin de kurgusunu yönetir. Yine filmin 1982’de Cannes Film Festivali’nden kazandığı ödülü almaya giden de Güney olmuştur.Metin’siz film hiç çekilmiyor1977’de çektiği ‘Aslan Bacanak’la yönetmenliğe başlayan Zeki Alasya, klasik Zeki-Metin filmlerinin de bir kısmını yönetir. Kadir İnanır ve Hülya Koçyiğit gibi isimlerin pek göz önünde olmayan filmleri de dâhil, çektiklerinin sayısı 20’yi geçen Alasya, 2000’lerde ‘Ömerçip’ gibi filmlerin yönetmenliğini üstlendiyse de pek tutunamaz.Ah Gardaşım…Bir gazetenin açtığı yarışma ile sinemaya giren ve Yeşilçam’ın basamaklarını emin adımlarla tırmanan Kadir İnanır, 90’lı yıllarda üretilen film sayısında yaşanan azalma nedeniyle yönetmenliği deneme kararı alır. Sarıkamış’taki orman köylülerinin hikâyelerinden esinlenen ‘Ah Gardaşım’, ilginç sayılabilecek hikâyesine rağmen beklenen ilgiyi görmeyince, İnanır’ın yönetmenlik denemesi de tek filmle son bulur.Televizyona çıkamıyorsak gösterime gireriz70’lerin sonu ve 80’lerin başında TRT’deki arabesk yasağına takılan İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Orhan Gencebay gibi isimler, kendilerini gösterecek mecra bulamayınca her albüm için bir film furyası başladı. Müzikal tadında arabesk filmlerle oyunculuğa adım atan bu isimlerden bazıları, hızını alamayıp yönetmenliğe de merak sardı. Rekoru elinde tutan isim, 12 film yöneten İbrahim Tatlıses olurken, Ferdi Tayfur 6 filmle, Gökhan Güney de 3 filmle onu izledi. Şimdilerde de Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz ve Emrah gibi isimler televizyon yasağından değilse de, arabeskin popçulara devrolması ve yaşlarının kemale ermesi gibi nedenlerle abilerinin izinden gidiyor, oyunculuk deneyimlerinin ardından yönetmenlik denemelerine devam ediyorlar.
↧